English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Come in here

Come in here tradutor Turco

8,058 parallel translation
I thought your slut friend said they come in here.
Sürtük arkadaşının onlar buraya geldi dediğini sanıyordum.
You can't come in here.
Buraya giremezsin.
Guys, please come in here!
Arkadaşlar, ne olur buraya gelin!
I didn't come in here looking for, you know, dicks.
Alet aramak için girmedim.
Again, I did not come in here to be with you guys.
Sizinle birlikte olmaya gelmedim.
Come in here.
Buraya gelin.
Here, come in here.
Şöyle geçelim.
Don't come in here!
Buraya girme!
Listen, you can't just expect to come in here and see someone.
Bak, buraya çat kapı gelip birileriyle görüşemezsin.
In my experience, people who come in here and make silly comments are generally frightened of what they might reveal if they really took the time to be themselves.
Deneyimlerime göre ; buraya gelip saçma yorumlarda bulunan... insanlar genellikle, korkularını açığa vurmamak ve... kendilerinden kaçarak farklı biri gibi görünmek adına bunu yaparlar.
You want to come in here and make some real money, or do you want to stab me?
İçeri gelip para kazanmak mı istiyorsun, yoksa beni bıçaklamak mı?
We still don't know if they're gonna come in here guns blazing.
Burayı hala silahlarla basacaklar mı bilmiyoruz.
They're gonna come in here, and they're gonna kill us all.
Buraya gelecekler ve hepimizi öldürecekler.
- Amy. - Yeah. Come in here.
Buraya gel.
I have to deal with the families that come in here... all the time and... it's never easy for the one that made it.
Her zaman buraya gelen ailelerle ilgilenirim..... ve bu yaptığım hiç kolay olmuyor.
You American pricks come in here, think you own the fucking place!
Siz Amerikalı kalleşler buraya geliyor ve buranın sahibi olduğunu düşünüyorsunuz.
Please, man, I didn't come in here to upset you. Relax.
Lütfen dostum, buraya seninle tartışmaya gelmedim.
Adonis, these boys come in here, this how they survive.
- Evet düşünmüştüm ki... Adonis, bu çocuklar burada hayatta kalmayı öğreniyorlar.
Yeah, well, the Confederate boys, they come in here and commandeered everything, but we're doing fine.
Evet, Müttefik askerleri buraya geldiler ve her şeye koydular, ama idare ediyoruz.
Throughout this hospital over the years, a lot of paranormal experts have come in here.
Yıllar boyunca bu hastanenin her yanına paranormal uzmanlar gelmiş.
I'm not saying this to lead you on or make you more interested, but the next time you come in here, please bring a date.
Bunu seni ayartmak ya da daha fazla ilgini çekmek için söylemiyorum ama buraya bir daha geldiğinde lütfen yanında bir kadın da getir.
It's just a lot of guys come in here, and they don't take the job seriously.
Öyle olsun... Buraya gelen birçok kişi oldu işlerini hiç bir zaman ciddi bir şekilde yapmadılar.
Now, we have about five minutes before we have to go out there, in front of everybody who's come here to support us tonight.
Şimdi oraya çıkmamız gereken yere, bu gece sizi desteklemeye gelmiş insanların önüne çıkmadan önce beş dakikamız var.
Do not go in the basement, go find a nice, big-ass fucking knife and sit your fine ass down right here next to me and we'll wait for prince charming to come back, huh?
Bodruma gitmemelisin, orada bulacağın şey güzel, koca götünün bıçaklanması ve harika götünün üzerine çökmen olacak bu sırada biz de büyüleyici prensesimizin gelmesini bekliyor olacağız öyle mi?
Did we really come here to watch Chris do magic? All right.
- Gerçekten buraya Chris'in sihirbazlığını görmek için mi geldik?
It's just got to come from in here.
Yüreğinden gelmeli.
Mike, what makes you think you can come up in here after all this time... and snap your fingers and I'm supposed to do a favor for you?
Mike, bunca zamandan sonra buraya geldiğinde sana iyilik yapacağımı nereden çıkarttın?
Come in here.
İçeri gel.
Come on. Are you still going to be here in ten minutes?
On dakika sonra burada olacak mısın?
I'm a friend of Trey's, I come here all the time.
Trey'in dostuyum, daima buraya takılırım.
That way, we will not have come here in vain.
Böylece buraya boşuna gelmiş olmayız.
Could you please put a curtain up here... so that I can come and go in my room and watch my show while he's still working?
Böylece o odada çalışırken odama girip çıkar dizimi izlerim.
- You know what? Why don't you come in for five minutes while the sales group's still here.
- Aslında... satış ekibimiz içerideyken beş dakikalığına gelebilirsiniz.
Why don't you just come in and play here?
Sen gel, burada oynayalım?
Come on, one drink and I promise I won't tell anybody that Jay Leno comes in here for gay bathroom sex.
Hadi ama, bir içki. Söz veriyorum kimseye Jay Leno burada tuvalette eşcinsellerle takılıyor demem.
If we're not out of here in two days, they'll come to get us.
Eğer iki gün içinde dışarı çıkmazsak bizi almaya gelecekler.
Either you can stay here without the boys, fighting the courts for custody until you run out on money, or you can come home with me, spend all the time in the world with them, making cute little tables and chairs.
Ya oğullarımız olmadan burada kalırsın vesayet diye paran bitene kadar mahkemelerde sürünürsün ya da benimle eve dönersin dünya kadar vaktin olur o küçük koltuk ve sandalyelerini yaparsın.
We gotta get in here. Come on.
Buraya gel, çabuk.
I don't come here, I live in New York.
Ben New York'ta yaşıyorum.
I didn't think you were dumb enough to actually come down here and turn yourself in.
Buraya gelip teslim olacak kadar da aptal olduğunu düşünmüyordum.
I don't want to come out. It's safer in here.
Dışarı çıkmak istemiyorum.
Put your jacket in here and come sit on the table.
Ceketini şuraya koy ve masaya otur.
And then you can come here in the fall, scholarship intact and even have somewhere to live.
- Sonra da sonbaharda buraya gelip bursunuzu alırsınız ve başınızı koyacağınız bir yeriniz olur.
Come on, even if they're in the water, how are they gonna know we're here?
Haydi ama, suda olsalar bile, burada olduğumuzu nereden bilecekler?
I'm usually here all the time, so if you're ever in the neighborhood, come by, if you need something.
Genellikle devamlı burada olurum buralarda olursan, bir şey lazım olursa bana uğra.
Come on, man, I'm naked in here.
Dostum, hadi buradan çıplak ı'm.
Hey, I want you to stay in here and don't come out until I get you.
Hey, burada kalmanı istiyorum ve sakın ben gelene kadar çıkma.
You just can't come back in here and expect to pick up, like nothing happened!
Buraya geri dönüp her şeyin kaldığı yerden devam etmesini bekleyemezsin!
God, it stinks in here. Come on.
Tanrım burası iğrenç kokuyor.
Come on, she's in here.
Gelin, kendisi içeride.
I'm here in a parking lot, why you couldn't come home?
Eve niye gelmedin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]