I read a lot tradutor Turco
277 parallel translation
I read a lot when I was a telegraphist.
Telgrafçıyken çok okurdum.
I read a lot of books.
Çok kitap okurum.
I read a lot though.
Yine de çok okurum.
I read a lot.
Bu gerçek bir kader.
... I read a lot. "
... bugün çok okudum. "
None of them did. Some of it was very nice, I read a lot of good books.
Bazıları çok iyiydi, bir sürü kitap okudum.
I read a lot myself.
Ben çok okurum.
I read a lot of things.
Çok şey okurum.
Uh, well, I read a lot.
Şey, çok okurum da.
I read a lot about you.
Senin hakkında çok okudum.
And I read a lot, days on end, weeks on end, book after book, book after book...
Ve ben çok okudum. Günler boyunca, haftalar boyunca kitap üstüne kitap, kitap üstüne kitap.
Ah, books... I read a lot about medicine.
- Kitaplardan... tıpla ilgili çok okuyorum.
I read a lot about death, but I've never really seen a dead body before.
Ölüm hakkında çok şey okudum ama daha önce hiç ölü görmemiştim
I read a lot.
Ben çok okurum.
Well, I read a lot.
- Okuyarak. Çok okudum.
I read a lot of books.
Kitap okurum.
I read a lot.
Okurum.
Every day, I read a lot of newspapers, books, and all kinds of things,
Her gün, bir çok gazete okuyorum, kitaplar, ve bu tür şeyler,
But I read a lot about it...
Ama bunun hakkında çok okudum...
Oh, I can read - a lot of those old books.
Evet, o eski kitapların çoğunu okuyabiliyorum.
Mrs Porter, I've read a lot of your stuff.
Yazdıklarının çoğunu okudum.
Send me a copy. I'll have a lot of time to read it where i'm going.
Gittiğim yerde okumaya bol vaktim olacak.
You know, in a years time, I read an awful lot of stories.
Biliyor musun, yıllarca korkunç hikayeler okudum.
You take a lot of stories that I've read in a hundred different places... and you roll them up into one big, fat ridiculous lie.
Yüzlerce çeşitli kitapta okuduğum bir sürü hikâyeyi alıyorsun... hepsini karıştırıp kocaman gülünç bir yalan haline sokuyorsun.
Mr. Blaisdell, I've read a lot about you.
Bay. Blaisdell, Hakkınızda çok şey duydum.
Besides, I've read a lot of his articles and reviews of off-Broadway plays.
Ayrıca, Broadway dışı küçük tiyatrolarla ilgili pek çok yazı ve eleştirisini okudum.
- I've read a lot of detective stories and the butler is always the one who does it.
- Bir sürü dedektif hikayeleri okudum ve can yakan uşaklardan hep bir tane oluyor.
Yeah, I still read a lot.
Evet, hala çok okurum.
- Andrei, I've read a lot about you.
- Hakkınızda çok şey okudum.
I used to read a lot about you.
Hakkınızda çok şey okurdum.
I've read your letter carefully and given it a lot of thought, but I'm afraid the answer must be no.
Mektubunu dikkatlice okudum, üzerinde çok düşündüm ama ne yazık ki, "olmaz" demek zorundayım.
I can see you've read a lot.
Panzehirlerle pek ilgilenmem. İnsan bilemez ki!
I've read a lot of your work.
Seninle ilgili bir sürü şey okudum.
My name's Richard Collier, and I just read your book on famous American actresses and I really enjoyed it a lot.
- Merhaba. Adım Richard Collier, ve ünlü Amerikan aktrisleri ile ilgili kitabınızı henüz okudum ve gerçekten onu çok beğendim.
I'll bet you read a lot of science fiction.
İddiaya girerim ki, sen bol bol bilim-kurgu okuyorsun.
I know you read a lot.
Çok okuduğunu biliyorum.
A lot of them are too weak to read, or they die and I get to keep the copies.
Öldüklerinde de kitaplar bana kalıyor.
- I've always read a lot.
- Her zaman çok okurum. - Ben de.
I used to read a lot about Jedediah Smith and Jim Bridger.
Jedediah Smith ve Jim Bridger'in hikâyelerini çok okurdum.
Read between the lines, and I'd say it looks like a lot of black-bag stuff.
Satır aralarını oku. Bana pis kokular geliyor.
- You read a lot, I bet, huh? - Yeah.
- Eminim okumayı çok seviyorsundur.
I've read some of your speeches and I honestly believe that a lot of what you have to say is true. I'm a good person in spite of what my ancestors did.
Atalarımın yaptıklarına rağmen ben iyi bir insanım.
Oh, I don't, I don't know guess I read for a lot of reasons, you know, one of them is I don't end up being a fucking waffle waitress, alright? "
Sanırım birçok sebebi var. Bunlardan biri Waffle House'ta çalışan salak bir garson kız olmamak için, anlaşıldı mı?
Since I've been waiting for the fleet, I've read a lot.
Filo'nun gelmesini beklerken çok okudum.
I--I've got, uh... a lot of scripts to read and stuff, so, uh...
Okumam gereken.. .. bir sürü senaryo falan var. Bu yüzden..
What about you? I used to read it a lot when we were dating.
Hepiniz için kötü hissettiğim yaptığım şeyler oldu.
I don't know, senor a lot of people read magazines
Bilmiyorum, bayım çoğu insan dergi okur.
A lot of mistakes, at Spion Kop, from what I read.
Okuduğuma göre Spion Kop savaşında bazı hatalar yapılmış baw Dawson.
I mean, a lot of guys read.
Yani, başkalarıda kitap okuyor.
Well, you just lost a lot of business because I love to read.
Çok ciddi anlamda iş kaybına uğradınız çünkü ben okumayı severim.
I've read a lot psychology, since I work with troubled children.
Sorunlu çocuklarla çalışana kadar, psikoloji okudum.
i read you 52
i read 118
i read your letter 17
i read it 125
i read your book 53
i read them 17
i read the report 30
i read the book 17
i read your report 20
i read the papers 28
i read 118
i read your letter 17
i read it 125
i read your book 53
i read them 17
i read the report 30
i read the book 17
i read your report 20
i read the papers 28
i read that 37
i read the file 27
i read about that 24
i read your file 42
i read about it 39
a lot 1589
a lot has happened 22
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19
i read the file 27
i read about that 24
i read your file 42
i read about it 39
a lot 1589
a lot has happened 22
a lot of people 80
a lot of things 80
a lot of work 19