I told you everything tradutor Turco
1,533 parallel translation
I told you everything and you told me nothing.
Sana her şeyi anlattım ve başka diyecek birşeyim yok.
Look, I told you everything I know.
Bakın, bildiğim her şeyi söyledim size.
- What is it? I told you everything.
Sana her şeyi anlattım.
( Graem ) I told you everything I know.
O zaman bozulmuştur çünkü sana tüm bildiklerimi anlattım.
I told you everything's fine.
Sana herşeyin yolunda olduğunu söyledim.
I told you everything was gonna work out.
Herşeyin yolunda gideceğini söylememiş miydim sana?
I told you everything he did to me.
Bana neler yaptığını anlattım sana.
I told you everything.
Size her şeyi anlattım.
If I told you who I was, if I told you everything that I know, you'd kill me.
Kim olduğumu söyleseydim, bildiğim her şeyi anlatsaydım, beni öldürürdün.
That you could handle it if I told you everything.
Sana anlattıklarımı kaldırabileceğini bilmeliydim.
I told you everything.
Ben her şeyi anlattım sana.
I remember I told you everything.
Sana her şeyimi anlattığımı hatırlıyorum bir zamanlar.
I told you everything was real.
Sana aramızdaki herşeyin gerçek olduğunu söyledim.
Look, I-I told you everything I know.
Sana bildiğim her şeyi anlattım.
I would have told you everything eventually.
Her şeye rağmen, sana her şeyi anlatmalıydım.
I told you I lost everything back at Harlan's, didn't I?
Sana Harlan'da her şeyi kaybettiğimi söylemiştim, değil mi?
- I told you, he said everything was cool.
- Size söyledim, herşey yolunda dedi.
I did everything you told me.
Siz ne söylediyseniz onu yaptım.
Todd, I told you twice, I did everything I could to stop them.
İki kez söyledim sana, durdurmak için her şeyi yaptım.
You told them everything I had on Dominguez.
Dominguez hakkında neler bildiğimi sen söyledin.
I told myself I would let everything go, you know, let it wash away, that by the time I got home it would be gone.
Kendime her şeyi unutacağımı söyledim her şey temizlenip gidecekti eve döndüğüm zaman yok olacaktı.
I've told you everything I remember.
Hatırladığım her şeyi anlattım.
Should I just repeat everything I just told you?
Sana tüm söylediklerimi tekrar mı etmeliyim?
I have told you everything I know, everything.
Sana bildiğim her şeyi anlattım. Her şeyi.
- I've told you everything I know, Jack.
Sana bildiğim her şeyi söyledim Jack.
I was never a member, but everything else I told you was true.
Hiçbir zaman üye olmadım ama söylediğim diğer her şey doğruydu.
Ever since you told me about this thing, this thing that you do, I have tried to act like everything's okay, but it's not.
Bana bu yeteneğinden bahsettiğin zamandan beri her şey yolundaymış gibi davranmaya çalıştım, ama aslında öyle değil.
I've told you everything I know.
- Size bildiğim her şeyi anlattım.
I already told you everything I know.
Zaten bildiğim herşeyi anlattım.
I just told you everything I know!
Size bildiğim her şeyi anlattım.
Well, I told him everything you said, his kid's the perfect age for the procedure, his insurance will cover it, and he's still not interested.
Ona söylediğiniz her şeyi söyledim, çocuğun yaşının uygun olduğunu, sigortanın ödemeyi kabul ettiğini, yine de ilgilenmediğini söyledi.
You know, I told him everything.
Ona her şeyi anlattım.
Ahmad, I thought I told you to check everything.
Ahmad, sana her şeyi kontrol et demiştim.
Every conversation, everything I've told you, you've taken and reported?
Her konuşmamızı, sana anlattığım her şeyi götürüp ona mı yetiştiriyordun?
You said earlier if you told me everything you knew, I'd kill you.
Daha önce de, bildiklerini anlatırsan seni öldüreceğimi söylemiştin.
Regarding what happened with our Lady in the park. E-Everything's exposed? I'm told that you were going to "take her away"?
Öyle görünüyor ki söylediklerin Tama'yı sinirlendirdi.
I did everything you told me to.
Bana söylediğin her şeyi yaptım.
Because I haven't told you everything.
Çünkü sana her şeyi anlatmadım.
I told you, everything's going to be fine.
Herşeyin iyi olacağını söylemiştim sana.
The i.T. Department told me you've been monitoring Everything that happens on the daily planet computers.
Bilgi işlem departmanının dediğine göre Daily Planet'deki tüm bilgisayarları izliyormuşsun.
But the truth is everything else I've told you.
Ama söylediğim diğer herşey doğru.
Step into it, remember everything I told you, deliver.
Şimdi içeri bas, sana söylediklerimi hatırla ve topu gönder.
I told you, Mr. Frank put everything up in the attic.
Söyledim ya, Bay Frank, herşeyi tavan arasına koydu.
You don't have to play, ama. I know Bobby told you everything.
Bana numara yapma anne, Bobby'nin sana herşeyi anlattığını biliyorum.
Everything I told you is a lie.
Sana söylediğim her şey yalandı.
Everything's fine - - like I told you.
Dedigim gibi, hersey yolunda.
You know, I just told you, I really thought, everything was fine for a change, I really did.
Biliyorsun sana söylemiştim, durumu iyiye çevirmek için her şeyi düşündüm.
I already told you everything
Bildiğim her şeyi anlattım
I've told you everything I remember.
Hatırladığım her şeyi söyledim.
Oh, come on, I told you guys everything I know.
Oh, hadi, size bildiğim her şeyi anlattım.
I've already told you everything I know about Wendell.
Wendell hakkında bildiklerimi zaten size anlattım.
i told you everything i know 35
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you to shut up 41
i told you to stay in the car 34
i told you about it 24
i told you i would 20
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you to shut up 41
i told you to stay in the car 34
i told you about it 24
i told you i would 20