In private tradutor Turco
5,013 parallel translation
Um, can we talk about this in private, please?
Bunu müsait bir yerde konuşsak lütfen?
You got a kid in private school and you probably got a mortgage?
Özel okula giden bir çocuğun var ve muhtemelen bir ipoteğin mi var?
Look, is there somewhere we could go talk in private?
Özel olarak konuşabileceğimiz bir yer var mı?
Look, we should probably talk in private, get our ducks in a row.
Bak, özel bir yerde konuşmalıyız,... işleri yoluna koymak için.
Sorry to interrupt, but I need to talk to you in private.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama seninle görüşmeliyim.
Well, there's nowhere for you to violently assault me in private here.
Burada bana vahşice saldırabileceğin gizli bir yer yok.
Let me speak with her in private.
Onunla baş başa konuşayım.
Viviane, Elisha wants to talk to you in private.
Viviane, Elisha seninle özel olarak konuşmak istiyor.
We'll settle this in private.
Bunu özel olarak konusalim.
Er... the Queen would like to rest in private.
Kraliçe özel olarak dinlenmek istiyor.
I'd rather tell you that in private.
- Özel olarak söylemeyi tercih ederim.
When we're in private, it's OK.
Sadece ikimiz olduğunda sıkıntı yok.
Now they specialize in private equity.
- Salem. - Şimdilerde de girişim sermayesinde uzmanlaşmışlar.
I need to speak with you urgently. In private.
Seninle acil olarak konuşmam lazım.
We begin with a tragedy last night in the foothills of Santa Susanna Pass... where a private plane crashed, with no survivors.
Gündeme, dün gece Foothill'de yaşanan trajik olayla başlıyoruz. Santa Susana Geçidi'nde gerçekleşen uçak kazasından kurtulan olmadı.
A quick visit to Liechtenstein, Monaco, maybe Jersey, empty the vaults of private wealth and you could write off the world's debt in a day.
Liechtenstein, Monaco, belki de Jersey'e şöyle bir uğrayıp kasalardaki özel servetleri boşaltsan dünyanın tüm borcunu bir günde kapatabilirdin.
With 30,000 private contractors in 170 countries at a grand cost to the taxpayer of 75 billion a year.
30 bin özel şirket görevlisi ve 170 ülke. Vatandaşa yıllık toplam maliyeti 75 milyar dolar.
In private?
Özel olarak?
I awoke in her private chamber.
Özel odasinda uyandim. Giysilerim çikarilmisti.
I would pay for a private asylum in the country.
Ülkedeki özel bir hastanenin masraflarını karşılayabilirim.
We're in the private sector, you might say.
Özel sektördeyiz diyelim.
Adolfo interrupting you in your private time'm in no mood to hear problems
- Keyfime limon sıkıyorsun. Şimdi ciddi sorunlarla uğraşamam.
See, it wasn't Private Spurling who'd died in the war, but Captain Archibald Batten.
Er Spurling'in savaşta ölmeyip ölenin aslında Yüzbaşı Archibald Batten olduğunu.
Private Hennessey, thank you for your courage in joining us tonight.
Er Hennessey, bu gece bize katılma cesareti gösterdiğin için teşekkürler.
And yet you continue to have private conversations
Yine de Pekin'in sözde temsilcisi ile...
6,000 miles of unmapped private roads without a border patrol agent in sight.
Görünürde sınır devriye memurunun olmadığı 6000 mil haritada olmayan özel yollar.
I never been in a private plane before.
Daha önce hiç özel uçağa binmemiştim.
If you're feeling shy, I can set you up with a private show and tell... in solitary.
Eğer utanıyorsanız size özel bir oda ayarlayabilirim tecritte.
We made that shit right here in our own little private Idaho of sin and sex juices...
Burada, bizim özel günah ve salyalarla dolu yuvamızda yaptık bunu.
He's taken in a bunch of bloodthirsty mercenaries and formed his own private army.
Kana susamış bir grup paralı asker almış ve kendi ordusunu kurmuş.
In October 2009, you received a contract for $ 287 million from a Lebanese French private bank to supply computer systems, which were then shipped to a West African state.
Ekim, 2009'da, bilgisayar sistemleri tedarik etmek için Lübnan-Fransız özel bankasıyla 287 milyon dolarlık bir sözleşme yaptınız ki sonra onları bir Batı Afrika devletine yolladınız.
Except, of course, for us to reiterate our heartfelt condolences to Shimon Ben-Reuven's family - the private expressions of which, I'm sure you will agree, should remain just that.
Elbette, Shimon Be-Reuven'in ailesine gönülden başsağlığı dileklerimizi yinelemek dışında. Bunun özel ifadesi de, eminim aynı fikirde olacaksınız ki bu şekilde kalmalı.
That was a big concern with the media, was that it was gonna be sold and lost to science and sold and put in a private room someplace.
Medyanın ilgisi büyüktü. Satılıp bilim uğruna kaybolabilirdi ya da satılıp gizli bir yere konabilirdi.
Maurice Williams was in a private room up above the auction area, so he could watch everything going on.
Maurice Williams açık artırma bölümünün yukarısında her şeyi görebileceği özel bir odadaydı.
Let's talk in more private surroundings.
Hadi daha özel bir mekânda konuşalım.
you're in charge of the private fucking contractors, and they got in the middle of a fire zone when we launched an air strike!
Lanet paralı askerlerin sorumluluğu sende ve biz hava saldırısı düzenlediğimizde adamlar bölgenin tam ortasında kaldı.
It is believed that following the attack, three private US military contractors have been held hostage by an Al-Qaeda group operating in the area led by Mohamed Asan, number three on the most-wanted list.
Saldırıdan sonra üç tane paralı Amerikan askerinin, üçüncü en çok aranan Mohamed Arsan'ın başında olduğu bir grup El Kaide militanı tarafından esir tutulduğuna inanılıyor.
No casualties were suffered that day unless you count Private Mayer with his sprained ankle.
Er Mayer'in burkulan bileğini saymazsak o gün hiç zayiat verilmemişti.
They put me in a private clinic.
[Eylül iç ses] Beni özel bir kliniğe yatırmışlar.
This was found in the boot of Prasad's private car, under the spare wheel.
Bu, Prasad'ın arabasında yedek lastiğin altında bir botun içinde bulundu.
Collier makes state every year because they're a private school and can pull in the best athletes from the Gulf coast.
Collier özel bir kolej olduğu için bunu her sene yapıyor. Her yıl körfez kıyısındaki en iyi atletleri getirtiyorlar.
It's a private contractor. And there's a lot of them in Texas.
Özel bir müteahhidin,... ve onlardan Texas'ta epey bir var.
You said you represent a serious collector with an interest in a private transaction.
Ciddi bir koleksiyoncuyu temsil ettiğinizi söylemiştiniz ve özel bir buluşma talep etmiştiniz.
Engaged in some sort of ultra-high-speed data exchange. You mean he and galactus entered Their own private chat room?
Demek istediğin o ve Galactus kendi sohbet odalarını mı yaratmışlar?
I'm not surprised he's doing a private swearing-in.
Yeminini kapalı şekilde etmesine şaşırmadım.
Time to show her what goes down in Adam Goldberg's private quarters.
Adam Goldberg'in özel hayatını gösterme zamanı.
The private contracting firm linked to the plane crash in Burbank that killed former Vice Admiral William Gardner and reporter Jason Carter.
Şu Burbank'teki uçak kazasıyla bağlantısı olan şirket. Eski Koramiral William Gardner'la gazeteci Jason Carter'ın ölümüyle sonuçlanan kaza.
There's just as much bureaucracy now that we're in the private sector.
Artık özel bir sektör olduğumuza göre bu bürokrasilere uymamız gerekiyor.
It's hard to keep anything private in the day of the Internet.
Bugünlerde internette olan bir şeyi saklı tutmak pek mümkün olmuyor.
You thought you could hide behind national security, do whatever you wanted in your private company?
Ulusal güvenliğin arkasına saklanıp özel şirketinde istediğini yapabileceğini mi düşündün?
- I have a list of 24 private equity firms and I'd like to find out if anyone has checked into a hotel in the last 72 hours.
- 24 özel sermaye şirketinin listesi var. Son 72 saat içinde otele giriş yapan biri oldu mu öğrenmek istiyorum.
private 536
private party 20
private security 16
privately 120
private property 24
private detective 23
private investigator 40
in prison 137
in progress 75
in practice 21
private party 20
private security 16
privately 120
private property 24
private detective 23
private investigator 40
in prison 137
in progress 75
in practice 21