Is right here tradutor Turco
5,428 parallel translation
What I want... is right here.
İstediğim şeyse ; tam burada.
Dad, Red Dawn is right here.
Baba, Operasyon : Kızıl Şafak burada.
My office is right here.
Ofisim hemen şurada.
This right here is the baby's head.
Tam şuradaki bebeğin kafası.
This right here, hey, is my job.
Bu yaptığım benim işim.
All you have to do... is aim right here.
Tek yapman gereken tam şuraya nişan almak.
This is your life, right here in this room.
Hayatın söz konusu. Burada, şu anda.
Okay, well, whether it is or not, it's definitely too dangerous for you guys to be here right now.
Pekâlâ, öyle olsun ya da olmasın şu an burada olmanız bile sizin için gerçekten çok tehlikeli.
All I know is that this place will be painted brown if we don't get out of here right now.
Tek bildiğim, eğer bir an önce burada çıkmazsak bu mekanın kahverengiye boyanacağı.
But right now, the most important thing is that we get you out of here before it's too late.
Ama şu an en önemli şey çok geç olmadan seni buradan çıkartmak.
Whoa, hold up, Heather is here right now, downstairs?
Yavaşla, Heather şuan burada, aşağıda mı?
Is he here right now?
O da burada mı?
So what we're doing here, right, is we're writing down some kind of a deal thing, right?
Ve burada yaptığımız şey de,... bir tür anlaşma metni yazıyoruz değil mi?
All right? All right, I think that everyone is here.
Tamam, herkes burada sanırım.
When they're focused on me, Dingaan, wearing his Faraday suit, is gonna climb over one of the big posts that generates the electrical fence right here on the opposite side of the ghetto at the closest proximity to the tether.
Bana odaklandıklarında Dingaan, Faraday kostümünü giyip bağlantı civarı yakınındaki gettonun ters tarafında olan elektrikli çite güç veren büyük direklerden birine çıkacak.
- Yeah, I do, thanks. - This is crazy. I live right here, you know.
- Ne şans ama, ben de hemen şurada oturuyorum.
- Mm-hmm. - And you're right. It's like, our life is here now, you know?
- Haklısın, artık hayatımız burada.
This is my husband Mark, right here. - Coming through. - This is Ron.
Eşim Mark'la tanıştırayım.
Oh, right against the wall here where the blue "x" is.
Hemen duvarın karşısında, x işaretinin olduğu yerde.
It's why I'm out of here when the time is right.
O yüzden, doğru zaman gelince buradan gideceğim.
I was on the other side of the world, but you were right here, and all you have to give is three minutes?
Ben dünyanın diğer ucundaydım ama sen tam buradaydın ve onlara verebileceğin sadece üç dakika mı?
The whole "you don't work here anymore" thing is going right out the window, and the beach... is getting very far away.
Bütün o "sen burada çalışmıyorsun artık" saçmalığı pencereden dışarı çıkıyor, ve kumsalda gittikçe uzaklaşıyor.
Keep in mind this is a major delivery system here, all right?
Bunun bir ana teslimat sistemi olduğunu aklınızda tutun olur mu?
Well, it has come to my attention that the culprit is sitting here right next to you.
Gelen bilgilere göre zanlı yanınızda oturuyor.
This is man shit right here.
Erkeklerin işi bu.
Honestly, Kate, all I want right now is to be here with you.
Gerçekten Kate şu anda sadece seninle olmak istiyorum.
We are trying everything we can right now to identify who is here.
Buradakilerin kimliğini tespit için çalışıyoruz.
You guys realize if this is too deep and it just swallows that FJ, I could die right here.
Eğer burası çok derinse ve nehir FJ'yi yutarsa, burada ölebilirim.
Oh ho ho! This is what it's about right here.
İşte burası tam bu konuyla alakalı.
We walk right out and straight to where the money is waiting for us, here.
Biz doğrudan ve sakin bir şekilde paranın bizi beklediği yere geleceğiz, buraya.
Whatever future humanity might have depends upon the choice that is made right here and right now.
İnsanlığın geleceği, burada, şu anda verilecek karara bağlıdır.
Right here is the heart.
Tam buradaki kalbi.
Nothing is more important to me right now than you walking out of here a free man. Okay? Nothing.
Şuan da benim için daha önemli birşey yok senin buradan özgür bir adam olarak çıkmandan başka.
Is everything all right here?
Her şey yolunda mı?
My brother Dave is from right here... Manteo.
Kardeşim Dave buralı, Manteo'lu.
The testimony of the woman who has suffered the abuse Mrs. Remini is here right now.
Son 20 yıldır istismardan dolayı acı çekmiş kadının şahitliği.
He wasn't local to Downton and so his name does not appear on the memorial, but his memory is cherished by some here, and so it seems right to us to mark his passing.
Downton sakini olmadığı için anıtta adı yer almıyor,... ama hatırası burada bazı kişiler tarafından yaşatılıyor,... bu yüzden onun adının da burada yer alması doğru olacak sanırım.
Tanner's probably been around some before, but I really think this is my event right here.
Tanner muhtemelen daha önce buralarda bulunmuştur, ama bence bu benim yarışmam olacak.
Right. I think the same principle is at play here, except on a much bigger scale.
Burada oynanan, daha büyük bir ölçekte olması dışında, sanırım aynı prensipte.
I told my father we should kill him right here, but this is his wish.
Babama onu hemen burada öldürelim dedim ama bu onun isteği.
- What are you doing here? Is barry all right?
- Burada ne arıyorsun?
This is good right here.
Burası gayet güzel.
This is 50 bucks well spent right here.
Buraya 50 dolar harcadım.
That is a lovely theory, but if you had any proof, you wouldn't be standing here right now.
Bu çok hoş bir teori ama bir kanıtın olsaydı burada dikiliyor olmazdın.
This guy right over here... his tree shit is all over everything.
Dur biraz. Şuradaki adamın ağacının şeyleri her yerde.
This is where the school sign is, so the vault's got to be right about here.
Okul işareti burada yani kasa da buralarda olmalı.
My sister means everything to me, Johnny, but the only reason she's even here right now is because my father doesn't trust me.
Kız kardeşim benim için her şey demek Johnny. Ama şu an burada olmasının tek nedeni babamın bana güvenmiyor olması.
What I'm talking about here is knowing about... knowing what you have and getting what's right.
Benim de bahsettiğim şey neyi bildiğin ve bunun sana ne getireceği. Tamam, tamam.
Now the question is, was the big box here or somewhere else when the victim was shoved inside of it? All right, Sykes.
Pekala, Sykes.
I believe that the war for American values is being waged right here on this Hill.
İnanıyorum ki, Amerikan değerleri uğruna verilen savaş bu kasabada da devam ediyor.
He is your partner, right... the one who runs things around here?
Ortağın, değil mi? Her şeyi çekip çeviren.
is right 95
right here 3759
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
right here 3759
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545