English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Is this a dream

Is this a dream tradutor Turco

932 parallel translation
Is this a dream?
Bu bir rüya mı?
Is this a dream?
Yoksa rüyada mıyım?
- Is this a dream?
- Bu bir hayal mi?
I'll go, but first tell me just one thing. Are you and I really here together? Or is this a dream, too?
Giderim ama bana sadece bir şey söyle... sen ve ben burada gerçekten bulunuyor muyuz, yoksa bu da mı bir rüya?
This place, the way it is, it's like a... Like a tomb of Rie's dream that can never come true.
Burası, öyle bir şekilde ki Rie'nin asla hayata geçmeyecek hayalinin mezarı gibi.
If this is a dream, Helen, I hope I never wake up.
Bu bir rüyaysa Helen, umarım hiç uyanmam.
All this is just a dream.
Tüm bunlar sadece bir rüya.
And this is a dream?
Şimdi bir rüyada mıyız peki?
This is some sort of a funny dream I'm having.
Bu gördüğüm komik bir rüya olmalı. - Hoşça kal.
This is just a dream.
Bu sadece bir rüya.
As this is a dream, I dare to say what I want.
Mâdem rüyadayız, istediğimi söylemekte özgürüm.
This is going to be the greatest opening I ever had... and I just have to look like a dream.
Bu şimdiye dek yaptığım en büyük açılış olacak. Bir peri gibi görünmek zorundayım.
This show is a choreographer's dream, and only you can do it.
Bu şov, her koreografın hayalidir ve yalnız sen başarabilirsin.
You find it hard to believe that this is not just a dream you dreamed long time ago
Bunun uzun zaman önce kurduğun bir düş olmadığına inanmakta zorlanıyorsun.
He shouldn't have made this trip, but he's a scientist and this is a scientist's dream come true.
Bu seyahati yapmamalıydı, ama... o bir bilim adamı ve bu da onun için bulunmaz nimet.
I can't help but feel this is already a dream.
Elimde değil, bu olanlar rüya gibi sanki.
Either this is a dream, or I'm losing my senses.
Bu, ya bir rüya ya da ben hislerimi kaybediyorum.
This part is a dream, I think.
Bu kısım rüyaydı, galiba.
THIS IS A DREAM.
Bu bir rüya.
This ship... this is like living in a dream.
Bu gemi... Burası... Sanki rüyada yaşamak gibi.
This doctor thing sure is a dream of hers, huh?
Bu doktorluk işi onun rüyası, değil mi?
Maybe this is all a dream. "
Belki bunların hepsi bir rüyadır. "
You say that all this is a dream, and that when you're electrocuted you wake up, and when you wake up, we all disappear, right?
Bunun bir rüyadan ibaret olduğunu söylüyorsun ve sana elektrik verilince uyanacağını ve sen uyandığında bizlerin yok olacağını, değil mi?
As in a dream, he shows her a point beyond the tree, hears himself say, "This is where I come from..." and falls back, exhausted.
Adam, rüyadaymışçasına, ağacın ötesinde bir yeri işaret ederek, içinden "Oradan geliyorum", der ve bitap düşerek çekilir.
It has been said that the logic of this story... is the logic of a dream and a nightmare.
Bu öykünün mantığının..... düşlerin mantığı ile aynı olduğu söylenir..
Surely this is a dream.
Kesinlikle bu bir rüya.
I have a great dream, but the way to this dream is not clear.
"Büyük bir hayalim var, ama bu hayalimin yolu açık değil."
This whole situation is like a bad dream.
Olan herşey sanki kötü bir rüya gibi.
This is like a recurring dream I used to have.
Eskiden sürekli gördüğüm bir rüya gibi.
It could all have been a bad dream. But this is real.
Ama şu an yaşadıklarımız gerçek.
This place is a mineralogist's dream.
burası bir madencinin hayalindeki yer!
This is a dream.
Rüyada olmalıyım.
I am afeard, being in night, all this is but a dream, too flattering-sweet to be substantial.
Korkuyorum bu gece. belki herşey rüyadır diye gerçek olmak için fazla güzel tüm bu olanlar.
This is not a dream.
Bu bir rüya değil.
This is a dream, Melinda
Bu bir rüya, Melinda
Is this all real, it's not a dream?
Tüm bunlar gerçek mi, rüya değil mi?
That was a dream, and this is a dream.
O bir rüyaydı ve bu da bir rüya.
This little "bash" is a dream, gentlemen,
Bu küçük "parti" bir rüyadır, beyler,
It's a dream. That's what this is.
Rüya, rüya.
Hurry up and tell me This is just a dream
Bunun bir rüya olduğunu söyle bana
This is like a... an archaeologist's dream... to go back in history and... and walk the Earth as it was 10 centuries ago.
Bu sanki bir arkeologun tarihte geri gitmesi ve dünyanın 10 yüzyıl önceki halini görmesi gibi bir şey.
- God, is this a dream!
- Kimyahane canım, bum! - İyi iyi.
- This is not a dream.
- Bu bir rüya değil. - Evet.
You know that this is not life. And you know now that this is not a dream.
Bunun yaşam olmadığını biliyorsunuz, ve şimdi de rüya olmadığını biliyorsunuz.
This is a dream.
Sadece bir rüya...
This is a dream.
Sadece bir rüya.
Yes, this is only a dream.
Evet, bu sadece bir rüya.
This is a dream. It's a dream come true.
- Rüyalarım gerçek oldu.
All this is a dream.
"Bunların hepsi bir rüya."
That all this is only a dream.
Tüm bunlar bir rüyadan ibaret olsa
This is a dream.
Bu bir rüya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]