It wouldn't work tradutor Turco

Listen, you squirrelly cherubs, you eight wise idiots, it wouldn't work.

Dinleyin ucubik melekler, sekiz bilge aptal ; bu işe yaramaz.

I knew it wouldn't work!

İşe yaramayacağını biliyordum!

I told you a long time ago it wouldn't work.

Yürümeyeceğini sana çok uzun zaman önce söyledim.

And it wouldn't work, Phil.

Şunu bil ki bu işe yaramaz, Phil.

It wouldn't work.

Bir işe yaramaz.

But it wouldn't work. Not even if you'd have me.

Ama beni gerçekten seviyorsan, gitmelisin.

It wouldn't work.

İşe yaramaz.

It wouldn't work.

Bu bir işe yaramaz.

It wouldn't work if Anaheim foreclosed on T.C. Not now.

Eğer Anaheim önceden işe el atmadıysa işe yaramayacaktır.

Oh, I'm afraid it wouldn't work, sir.

Korkarım bu işe yaramaz efendim.

No, it sounds good but it just wouldn't work.

Hayır, iyi olurdu, ama bir işe yaramam.

- It wouldn't work.

- Yürümezdi.

If it weren't for Mark Williams, I wouldn't have my work, or even a job.

Eğer Mark Williams için olmasaydı bile, yapacak bir şey hatta bir iş bile bulabilirdim.

I told you it wouldn't work. It'll work.

- Sana demiştim.

He says either way it wouldn't work.

İkisinin de yürümeyeceğini söylüyor.

I'm sorry, Cary, but it wouldn't work.

Üzgünüm, Cary. Ama yürümez.

It wouldn't work, Mary.

Bu iş yürümez, Mary.

It wouldn't hurt you to work inside for once.

Bir kere içerde çalışsan ölmezsin.

No, George, it wouldn't work.

Hayır George, işe yaramaz.

But it wouldn't work, darling.

Fakat o işe yaramazdı, sevgilim.

I told your father it wouldn't work with two families.

Babana bu işin iki aileyle yürümeyeceğini söylemiştim.

It wouldn't work.

İşe yaramadı.

It wouldn't work.

Böyle olamaz.

It wouldn't work out, Carmine.

Neyse, izninizle ben işimle ilgileneyim.

They wouldn't watch us break our backs to make it work, then take it.

Ne kadar çok çalıştığımızı görmezlikten gelip, sonra da elimizden almazlar.

I - I thought it wouldn't exactly help in finding work.

İş ararken zararı olur diye düşündüm.

But I knew that it wouldn't work out in the end...

Ama sonunda öyle olmayacağını biliyordum.

It wouldn't hurt us if a congressman or a senator saw how effectively we can work when we have to.

Birkaç kongre üyesi ya da senatörün... mecbur kaldığımız zaman ne kadar sıkı çalıştığımızı görmelerinin bize bir zararı olmaz.

If you had a refrigerated dress, it wouldn't work!

Soğutulmuş bir elbiseniz olsaydı çalışmazdı!

It wouldn't work.

bu iş olmaz

There are reasons why it wouldn't work.

Mümkün olmayışının, bazı sebepleri var.

It just wouldn't work.

- Hayır, yürütemeyiz.

The drill, it wouldn't work.

Matkap işe yaramadı.

It wouldn ´ t work.

İşe yaramaz.

It wouldn't work, Lyon.

Evliliğimiz yürümez, Lyon.

I told you it wouldn't work, Jack.

Sana işe yaramaz demiştim, Jack.

What did you mean before when you said it wouldn't work, huh?

İşe yaramaz derken neyi ima ettin?

It wouldn't work.

İşe yaramayabilirdi.

It just wouldn't work.

Bu işe yaramaz. - Neden yaramasın?

I - I know it wouldn't work.

Yürümeyeceğini biliyorum.

- I could've told you it wouldn't work.

- Sorsan işe yaramayacağını söylerdim sana - Nedenmiş o?

Last Friday I told him it wouldn't work.

Geçen cuma bu işin olmayacağını söyledim.

I mean, it wouldn't work if I told you that.

Sana söyleyecek olursam çalışmaz.

And if there were trouble... it wouldn't be good... for the work, I mean, would it?

Huzursuzluk çıkarsa... İyi olmaz yani o kadar işi kim yapar? Değil mi?

- It wouldn't work now.

Öyle mi?

It wouldn't work.

Bilmeliydim.

It's no use, Johnny. I've thought it all out, and it just wouldn't work.

Bunun bir yararı yok, Johnny, bunları düşündüm ve bu işe yaramaz.

I always said it wouldn't work.

İşe yaramayacağını her zaman söyledim.

It just... It wouldn't work out.

Ama istediğimiz gibi olmazdı.

That would work, wouldn't it?

İşe yarar, değil mi?

Frankie wouldn't give us the band if he didn't think it was gonna work out.

Beceremeyeceğimizi düşünmüş olsa, Frankie orkestrayı bize emanet etmezdi.