Just tell me that tradutor Turco
1,686 parallel translation
So just tell me that you have been working on the demos I asked you to do.
Bu yüzden, bana, senden rica ettiğim demoların üstünde çalıştığını söyle.
Could you just tell me that part for once?
Bir seferliğine o kısmı sen söyleyebilir misin?
So just tell me that I'm wrong, and that I have nothing to worry about.
O yüzden eğer bana yanıldığımı söylerseniz, benim de artık kaygı duymama gerek kalmaz.
Well, why didn't you just tell me that in the first place?
Neden ilk karşılaşmamızda bana söylemedin?
Just tell me that you love me.
Sadece beni sevdiğini söyle.
Why didn't you just tell me that?
Bu neden söylemedin bana?
All right, so just tell me that, tell me that.
Tamam bana sadece şunu söyle.
Why wouldn't you just tell me that?
Niçin bana gelip söylemedin ki?
- Why didn't you just tell me that this is what you were doing when you brought me in?
- Neden beni getirdiğinde ne yaptığınızdan bahsetmedin?
Rani, please tell me there's a good reason why our new head just pulled up outside your house that doesn't involve the word'dad'.
Rani, lütfen yeni müdürümüzün neden evinizin dışına park ettiği konusunda güzel bir sebep söyle ve "babam" kelimesi içermesin.
I know I say, "what up?" a lot, and I'll definitely limit The number of times that I say it, but you just need To tell me, boss, what I need to do And what I don't need to do,
Ve bak, biliyorum çok sık "Vay be" diyorum ama onun da sayısını azaltırım. Ama bana söylemen gerekiyor patron.
You didn't have to call just to tell me that, no I can't,
Sırf bunu demek için aramana gerek yoktu. Hayır, yapamam. Dışarıdayım.
" lf you could just listen with your heart when I tell you that I know you can't forgive me right now, but I'm gonna do everything in my power to make it up to you.
"Eğer beni kalbinle dinleyebilirsen, sana söz veriyorum." "Şu anda beni affedemeyeceğini biliyorum ama hatamı telafi etmek için, gücümün yettiği her şeyi yapacağım."
I just wanted to tell you, you've never done me like that before.
Sadece böylesini yaşamadığımı söylemek için aramıştım.
You mean to tell me... all that stuff about your aunt... and... and just passin'through...
Bana diyorsun ki,... teyzenle ilgili bütün o söylediklerin ve burada geçici olduğunuz felan..
Just, look, tell them that you lost me, okay?
Beni kaybettiğini söylersin, tamam mı?
My asshole boyfriend was so embarrassed to tell me... that he finished right away... so he's moving around'til it got soft and it just came off.
Pislik erkek arkadaşım hemen boşaldığını... söylemeye utandı... bu yüzden yumuşayan kadar devam etti ve o da çıkmış.
She says she just wants you to be happy, Henry... and she can tell that you're happier with me.
Dediğine göre, mutlu olmanı istiyor Henry benimle mutlu olduğunu görebiliyormuş.
I wanted to tell you that, when you thought... that Richard Wehlner was talking trash talk, as you said... Richard was just letting me know there are parts of Hardy's life that made him sad.
Söylemek istiyorum ki aklınızda olsun Richard Wehlner kötü konuşuyordu çünkü Richard, Hardy'nin hayatında onu üzen kısımlar olduğunu anlatıyordu bana.
Please tell me that's a cackle-bladder, and you just pulled off the perfect con.
Lütfen bunun, içinde tavuk kanı olan torba olduğunu ve mükemmel tezgâhı düzenlediğini söyle.
I'll never forget when I came into that first scene I did with you and you just kind of opened your arms and you welcomed me. And I cannot tell you how safe I felt to work and be okay even though I was really nervous.
Ancak vampirler vatanlarında birer vatandaş hâline geldiyse ülkelerini gururla temsil etmekte özgür olmaları gerekmez mi?
If you've come to tell me that I can't go to Stanford, then you can just forget it.
Eğer bana Stanford'a gidemeyeceğimi söylemeye geldiysen o zaman bunu unut gitsin.
Well, um, when they call me I just tell that you're not going to pay.
- Peki, o zaman beni aradıklarında ödemeyi yapmayacağını söyleyeceğim, tamam mı?
I just wanted to say goodnight... and tell you how happy I am that you're going to come tomorrow and how important it is for me.
Sadece iyi geceler demek ve yarın geleceğin için ne kadar mutlu olduğumu ve bunun benim için ne kadar önemli olduğunu söylemek istemiştim.
Just tell me what it is that you want me to do here.
Sadece bana burada ne yapmamı istediğini söyle.
You came all the way out here just to tell me that?
O kadar yolu bunu söylemek için mi geldin?
Just so she could tell me that she was next if I didn't turn myself in.
Ki eğer onlara teslim olmazsam, sıradakinin o olduğunu söylesin bana diye.
I know you hate that I call Carla "baby" all the time, so I'll just call you "baby" until you tell me.
Carla'ya "bebeğim" dememden nefret ettiğini biliyorum, bu yüzden sebebini söyleyene kadar sana "bebeğim" diyeceğim.
For me, I was just hoping to figure out a way to tell Denise that the first patient we were treating together was gonna die.
Bana gelince, Denise'e, beraber tedavi etiğimiz ilk hastanın öleceğini söylemenin yollarını arıyordum.
it's just if anything ever happened between you that felt uncomfortable, you'd tell me, wouldn't you?
Sadece aranızda seni rahatsız edecek bir şeyler yaşandı mı diye merak ediyorum. Bana söylerdin, değil mi?
Now that I have you, I just want you to dial in and tell me what you really think.
Seni buraya getirebilmişken gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
I've been thinking a lot about you and me, And I'm thinking that I just need to come out and tell you
Ben ikimiz jhakkında çok düşündüm ve buraya gelip senin hakkında ne hissettiğimi söylemeliydim
I mean, I don't need some person... hmm? ... to tell me that just because my mother didn't teach me to wipe myself correctly,
Yani, annem kendimi idare etmeyi doğrudürüst öğretmedi diye bana ne yapmam gerektiğini söyleyecek kişilere ihtiyacım yok.
Or maybe you could just... take what it is that you were gonna say to me on the phone and tell it to me in person, maybe.
Ya da belki bana telefonda söyleyeceklerini yüzyüzeyken söylersin, yani belki.
I don't want to see you hurt, so you just tell me what the FBI knows about what we're doing here, and I can't say you'll walk away smiling- - that would be unrealistic- -
O yüzden, FBI'ın yaptıklarımız hakkında ne bildiğini anlat. İncinmeni istemem. Elini kolunu sallayarak gideceğini söyleyemem.
It's just that, I'll tell you, right now It's a tough time for me to start pioneering a new line like this.
Sadece sana söyleyebileceğim şimdilik böyle yeni bir modaya öncülük etmem çok zor.
I could just tell by the way she was looking at me that something... really horrible had happened.
Bana bakışlarından kötü bir şeylerin olduğunu anlamıştım.
But I just want you to know that you're my friend and you can tell me anything.
Ama şunu bil ki sen benim arkadaşımsın ve bana herşeyi anlatabilirsin.
Ladies, just seeing you guys run the plays, I can't tell you how good that makes me feel.
Bayanlar, taktikleri uyguladığınızı görmenin beni ne kadar mutlu ettiğini söyleyemem.
I just wasn't gonna believe that a stop watch was gonna tell me who to love, you know, but it's not like that.
- Gerçekten inanamamıştım .. aşk böyle bişeymiş.
I just wanna tell you how stoked I am that you gave me a chance to be in your flick.
Sadece, filminde bana da rol verdiğin için sana ne kadar müteşekkir olduğumu söylemek istiyorum.
You just tell me what you want me to do and that's what I'll do!
Yalnızca benden ne yapmamı istiyorsan söyle, onu yapacağım!
- That's why you came all the way down here, Just to tell me that?
Buraya kadar bunu söylemeye mi geldin?
What, you tell him that too, or is that just for me?
Bunu ona da söylüyor musun, yoksa sadece bana mı?
Please tell me that this letter is just a draught.
Lütfen bana o mektubun sadece bir taslak olduğunu söyle.
But don't you tell me that we're done in Winnipeg, because that's just fear talking, and I don't play that.
Ama bize Winnipeg'de işimizin bittiğini söyleme. Çünkü korkundan böyle diyorsun ama ben korkuyla iş yapmam.
And now I just want you to tell me that having a baby means I won't be alone for the rest of my life.
Senden bana, eğer bir çocuk sahibi olursam hayatımın geri kalanı boyunca yalnız kalmayacağımı söylemeni istiyorum.
Just tell them you're my therapist and that there's nothing wrong with me.
Onlara terapistim olduğunu ve bir sorunum olmadığını söyle.
Why don't you just tell me what it is that bothers you about the place?
Neden bana oranın nesi seni rahatsız ediyor, söylemiyorsun?
But I'm supposed to pay attention to yours and you've given me the strong sense, I have to say, that if I tell you something you don't want to hear you might very well just walk out of the room.
Ama ben senin anlattıklarına dikkat etmeliyim ve sen çok güçIü duygulardan bahsettin, sana şunu söylemeliyim eğer sana bir şey söylesem beni dinlemek istemeyeceksin ve şu odadan çıkıp gidebilirsin.
But if that's the case, why wouldn't she just tell me?
Eğer olay buysa, neden yalnızca bunu bana söylemiyor?
just tell me 828
just tell her 56
just tell me why 30
just tell us 71
just tell him 88
just tell me the truth 78
just tell me what you need 30
just tell me what happened 78
just tell me one thing 56
just tell me what you know 20
just tell her 56
just tell me why 30
just tell us 71
just tell him 88
just tell me the truth 78
just tell me what you need 30
just tell me what happened 78
just tell me one thing 56
just tell me what you know 20