English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Just tell me this

Just tell me this tradutor Turco

868 parallel translation
Then.. just tell me this.
O zaman sadece şunu cevaplayın.
Just tell me this, Montag, at a guess... how many literary awards were made in this country, on an average each year?
Söylesene, Montag. Tahminen bu ülkede yılda ortalama kaç ödül veriliyordu sence?
- Just tell me this guy's not a big mouth.
- Çenesi düşük biri olmadığını söyleyin.
You want to be with me that badly? Why don't you just tell me that you own this building? Then, I'll look you over since this building is expensive here.
O zaman buranın senin olduğunu ama pahalı olduğundan bana sattığını söyle.
Just tell me what your number is. I'll send you the money for this.
- Numaranı ver, sonra paranı ödeyeceğim.
I'd like to ask anyone who has called us well-meaning amateurs... to stand up on the chair and tell me just why a well-meaning amateur... is any less reliable than a well-meaning professional at a moment like this.
Bize her kim iyi niyetli amatörler diyorsa şimdi ayağa kalkmalarını ve böyle bir zamanda iyi niyetli amatörlerin iyi niyetli profesyonellerden neden daha az güvenilir olduklarını açıklamalarını istiyorum.
You just tell me where this Wienie King lives... and I'll take his money back to him and tell him what I think of him.
Sen bana Sosis Kralı'nın yerini söyle, ben de ona parasını götürüp neler düşündüğümü söyleyeyim.
Tell me, Digby, just where in the building is the control of this ingenious electrical safety device?
Söyleyin bana, Digby, bu akıllıca yapılmış elektrikli güvenlik düzeneğinin kontrolü binanın tam olarak neresinde bulunuyor?
You just want me to tell you all this so you can feel superior to me.
Bütün bunları anlatmamı istemenizin amacı kendinizi benden üstün hissetmek.
Please, Will, if you'd just tell me what this is all about.
Lütfen, Will, neler olduğunu anlat bana.
Why didn't you just tell me about this?
Neden bana anIatmadın?
If you intend to keep up this pace from now on... just tell me and I'll write out my will now while I have the strength.
Bundan sonra bizi böyle çalıştıracaksanız bari söyleyin de, hâlâ yapabilecek gücüm varken vasiyetimi yazayım.
Are you trying to tell me that this knife fell through a hole in the boy's pocket, someone picked it up, went to the boy's house and stabbed his father with it just to test its sharpness?
Şimdi siz bu bıçağın çocuğun cebinden bir çukura düştüğünü, birinin onu aldığını, çocuğun evine gidip sadece bıçağın keskinliğini ölçmek için çocuğun babasını bıçakladığını mı söylüyorsunuz?
Now, you just tell me what to do to get out of this place without busting down that door and I'll be obliged.
Şimdi buradan o kapıyı yerle bir etmeden nasıl çıkacağımı söylerseniz müteşekkir olurum.
You dare to come back here just to tell me this?
Buraya yalnızca bunu bana söylemek için mi cesaret edip döndün?
You just give me two or three days to settle this real estate thing with Harry Gavin, and then you can tell your parents for sure.
Bana sadece iki ya da üç gün ver, Harry Gavin'le şu taşınmaz işini halledeyim. Daha sonra ailene elbette söyleyebilirsin.
Just tell me, how come it isn't safe to walk in the park at night in a big city like this?
Böyle büyük bir şehirde geceleyin parkta yürümek nasıl güvenli olmuyor anlatsana?
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
He just left me and I tell you this is the real thing.
Şimdi beni bıraktı ben de bu gerçek durumu size aktarıyorum.
Just tell me about this Charles, and I'll forget about the rest.
Şu Bay Charles'ı anlat bana.
He made me promise not to tell Mommy or Daddy or anybody... because this was a special game just for me.
Bu oyun sadece bana özel olduğu için kimseye söylemeyeyim diye bana yemin ettirmişti.
Here, take a sip of this and just tell me all about it.
Şundan bir yudum al da bana herşeyi anlat bakalım.
If this conversation bores you, just tell me!
Eğer muhabbet canını sıktıysa söylemen yeterli!
Just tell me what this is all about?
Ne demek istiyorsan, açıkça söyle!
Tell me this. Don't you think this quick decision about how we feel is just a little unfair?
Peki bizim ne düşündüğümüzle ilgili bu ani kararın biraz haksızca değil mi?
Tell me just one thing. Did you phone me twice this morning?
Hiç değilse şunu açıklayın, bu sabah iki kere telefon eden siz miydiniz?
You came here at four o'clock in the morning just to tell me all this?
Sabahın dördünde buraya sırf bana bütün bunları anlatmaya mı geldin?
Now, you will tell me why you deliberately got into this prison just to break out of it.
Derhal, bana niçin için bile bile kaçmak için bu hapishanede bulunduğunuzu söyleyin.
This is an antitank gun, and it's loaded - and you've just got five seconds to tell me - whatever happened to Baby Jane.
Bu bir tanksavar silahı ve dolu. Söylemek için beş saniyeniz var : - Bebek Jane'e ne oldu?
This greaser was just trying to tell me how to run my business.
Bu Meksikalι az önce bana işimi öğretmeye kalktι.
Listen, before I die, just tell me why you ga ve me this dollar.
Bak, ölmeden o doları bana neden verdiğini söyle.
Did you come all this way just to tell me that?
Bu kadar yolu sırf bana bunu demek için mi geldiniz?
I'm not gonna try to tell you this crazy story my brother just told me.
Kardeşimin anlattığı çılgın hikayeyi de anlatacak durumda değilim.
I'll go, but first tell me just one thing. Are you and I really here together? Or is this a dream, too?
Giderim ama bana sadece bir şey söyle... sen ve ben burada gerçekten bulunuyor muyuz, yoksa bu da mı bir rüya?
You just stop all this joking and tell me what your plans are.
Dalga geçmeyi bırakıp plânlarından bahseder misin?
Just tell me, please that this is merely fiction!
Lütfen, bana bunun tamamen uydurma olduğunu söyle!
Hurry up and tell me This is just a dream
Bunun bir rüya olduğunu söyle bana
- Will you just tell me what this is all about?
- Bana söyler misiniz ne olup bittiğini?
You got me to come all this way just to tell me that?
- Buraya bunu söyleyesin diye mi geldim?
I just want to know, can you tell me is the mess hall in this direction?
Sadece bilmek istiyorum, acaba yemek salonu bu tarafta mı?
I'm sorry, but can you just tell me if what she's got is better than this?
Ama benden ne fazlası var söyleyebilir misin bana?
Doc, let me just tell you this.
Doktor, size şunu söyleyeyim.
Now tell me where you got this. Just tell me.
Şimdi de bana bunu nereden aldığını söyle.
Did you come here j-just to tell me this?
Bana yalnızca bunu söylemek için mi geldin buraya?
Just tell me what this is all about.
Bana burada neler döndüğünü anlat.
Just please tell me what this play doesn't express.
Lütfen söyler misin, bu oyunda dile getirilmeyen şey ne?
If you want to tell me anything, just write it on this pad.
Bir şey söylemek istersen şu bloknota yaz.
And now you tell me this little... whatever just disappears.
Ve şimdi sen bana bu küçük... her ne haltsa, onun ortadan kaybolduğunu mu söylüyorsun?
Just tell me one thing, why are you giving me all this bullshit?
Her yer aynı işte. Bu sefer değil. Peki öyleyse.
Just tell me what's up with Mieze and this Eva,
Sonra nasıl görünürsün biliyor musun? Milletin içinde böyle görünmek ister misin?
Well... yeah... great, because, you see, I was just trying to... let me tell you about this car.
Şey... Tabii... Güzel, çünkü ben...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]