Let the boy go tradutor Turco
128 parallel translation
We'll let the boy go.
Hayır, bırakalım gitsin.
You've got to let the boy go!
- Bırak çocuğu gitsin!
You let the boy go and you
Çocuğun gitmesine izin ver ve bütün paramı alabilirsin.
Let the boy go.
Sana bir soru sordum.
Okay, let the boy go.
Tamam, bırakın da çocuk gitsin artık.
And trust him to let the boy go?
Çocuğu bırakacağına güveneyim mi?
- Let the boy go, detective.
- Gitmesine izin verin, detektif.
Why don't you let the boy go now?
Şimdi çocuğu niye bırakmıyorsun?
Just let the boy go.
Bırak çocuğu girsin.
"Take me and let the boy go free."
demen çok cesurcaydı.
So let the boy go.
Çocuğu bırak.
It's now between you and me, so let the boy go.
Bu seninle benim aramda. Çocuğu bırak.
If the judge had let the boy go with him he'd have a rap sheet as long as your arm within a year.
Eğer yargıç çocuğu ona verseydi bir senede işlemediği suç kalmazdı.
You let the boy go, you and I'll talk about it.
Çocuğu bırak, konuşalım.
Let the boy go.
Bırakın çocuğu gitsin.
Let the boy go, sir.
Yüzbaşı, hiç olmazsa çocuğu bırakın.
I wouldn't let the boy go roaming.
Çocuğun dolaşmasına izin vermezdim.
I might let the boy go, but I want something from Mr Quark.
Belki çocuğu salarım ama bay Quark'tan bir şey isteyeceğim.
I, Chang San Fung beg you to let the boy go
Ben, Chang San-Fung çocuğu bırakmanı rica ediyorum.
Let the boy go.
Bırak gitsin.
- Let the boy go!
- Bırak çocuğu!
Let the boy go.
Çocuğu bırakın gitsin.
Let the boy go!
Bırakın oğlumu!
Let the boy go free.
Çocuğu serbest bırak.
Let the boy go!
Çocuğu bırak!
Let the boy go!
Bırak çocuğu!
Why don't you let the boy go?
Endişelenmeyin, efendim. Onları ben temsil ediyorum.
Take me, but let the boy go!
Beni al ama çocuğu bırak gitsin.
Let the boy go.
Çocuğu bırakın.
Sadie. let the boy go.
SAdie bırak çocuğu gitsin.
Let the boy go! Wha- -?
Bekle, lütfen bırak onu!
I'll let the boy go.
- Çocuğu bırakırım.
Let the boy go. Fuck!
- Çocuğun gitmesine izin vermen gerek Kelvin.
- Let the boy go.
- Çocuğu bırak.
Let the boy go, Mr Tulkinghorn.
Çocuğun gitmesine izin verin, Bay Tulkinghorn.
- No no no, let the boy go.
- Hayır, çocuğu bırak gitsin.
Tell the dirty stable boy to let go of you.
Pis at yamağına seni bırakmasını söyle.
Let him go! Stop harassing the boy! Let him go and get out!
Kızdırma beni Bırak çocuğu ve defol git!
Well, let's go meet the boy.
Gidip çocukla tanışalım.
All right, boy, let's go recon the house.
Tamam evlat, haydi gidip evde keşif yapalım.
Let the boy go!
Çocuğu takip et.
He let go on the sixth race in Chicago, won by Drinkable Water by two lengths over Vegetable Soup and five over Blue Foundation.
Şikago'da İçilebilir Su'nun kazandığı, sebze Çorbası'nın... iki boy ve Mavi Çeşmenin 5 boy önde gitmesine izin verdi.
Colonel, let's go see the boy.
Albay, çocuğu görmeye gidelim.
Fetch the guard. This boy is a thief. Let him go!
Muhafızları çağırın, bu çocuk bir hırsız.
But if you can make sense of it on the page then I'll let you go chase this boy of yours.
Ama kağıt üzerinde anlam katabilirsen, o çocuğu kovalamana izin vereceğim.
Let the woman and boy go.
Kadınla çocuğu bırak.
Let's go give old donkey boy the good news!
Gidip ona iyi haberleri verelim hadi!
The boy... He let go of her hand
Oğlan onun karanlık gökyüzüne
The boy didn't let us go there.
Çocuk gitmemize izin vermedi.
bree, please, let the boy speak.go on.
Bree, lütfen, bırak çocuk devam etsin.
Let go off the boy, okay?
Sadece çocuğu bırak, tamam mı?