Let them talk tradutor Turco
381 parallel translation
- And now I've let them talk me into staying.
Şimdi de kalmam için beni ikna etmelerine izin veriyorum.
We're not gonna let them talk us out of it.
Bizi kararımızdan döndüremezler.
But I couldn't let them talk... otherwise I should have been found out and punished for something that was right.
Ama onların konuşmasına izin veremezdim. Yoksa ben yakalanır ve doğru olan bir şey için cezalandırılırdım.
So I let them talk me into accepting a dependency discharge.
O yüzden, aile durumundan terhis edilmeyi kabul ettim.
Let them talk first.
Önce onlar konuºsun.
Let them talk.
Desinler boşver.
Why did you let them talk you into becoming sheriff?
Neden şeriflik hakkında onlarla konuştun sanki?
- Well, let them talk.
- Bırak konuşsunlar.
Let them talk.
Bırak konuşsunlar.
Why did you let them talk you into this mission?
Niçin onların bu görevle ilgili olarak sizinle konuşmalarına izin verdiniz?
Who needs them? Let them talk.
Kimin ihtiyacı var ki onlara?
- Let them talk.
- Bırak da konuşsunlar.
Let them talk, Mr. President.
Bırakın konuşsunlar Sn.
Let them talk.
Başkan.
Let them talk
Bırak dökülsünler
Let them talk once.
Bırak görüşsünler.
- Let them talk.
- Bırak konuşsunlar.
Don't let them talk.
Onlar kardeşlerimizi öldürdüler!
If Silo wasn't there, I would have let them talk to you.
Silo olmasa, belki derdim ki, gelin, konuşun. Olanları gördün. Gördün işte.
You talk about callouses, I'm going to let you sit in your cell in that hard iron bench until you get callouses where you can show them.
Nasırlardan sözediyorsun, senin hücrendeki o sert demir kanepede, gösterebileceğin nasırlar oluşuncaya değin oturmanı sağlayacağım.
Let me talk to them.
Onlarla konuşmama izin ver.
Let me talk to them!
Onlarla konuşayım!
When they knock, let them in but don't talk.
Kapıyı çalarlarsa, aç ama konuşma.
- Let me talk to them.
- Onlarla ben konuşayım.
If she's privately defended, let me talk to them.
Kişisel avukatı varsa, onlarla görüşeyim.
- Let me talk to them.
- Müsaade onlarla konuşacağım.
- Marshal, let me try to talk to them.
- Marshal, seninle konuşmamız lazım.
- Let me talk to them.
- Ben bir konuşayım şunlarla.
Yes, yes, I know, but let me talk to them.
Evet, biliyorum, ama bırak onlarla ben konuşayım.
Let's talk to the rest of them.
Diğerleriyle de konuşalım.
Let me talk to the Knights of Malta. I'll persuade them to pay more for me.
- Malta şövalyeleriyle konuşmama izin ver, Onları daha çok ödemeleri için ikna edeceğim.
If I kept away from women, didn't let myself talk to them, didn't look at them, even avoided their advances... then... my love for Lucinde would feel like a duty rather than a pleasure.
Eğer kadınlardan uzak durur, onlarla iletişime geçmezsem onlarla ilgilenmez ve köşe bucak kaçarsam ... o zaman... Lucinde'ya duyduğum arzu yok olur. ... ve beraberliğimiz vazife haline döner.
Let me talk to them.
Ben onlarla konuşayım.
They gonna let us talk to all of them.
Hepsi de bizimle konuşacak.
Take your guns and let me talk to them alone.
Beni onlarla yalnız bırakın.
- Let me talk to them.
- Onlarla konuşmama izin ver.
Let them talk and give me a kiss!
Bir öpücük ver bana.
- Let me talk to them.
- Bırak onlarla konuşayım.
You shouldn't think such things let alone talk about them.
Böyle şeyler düşünmemelisin..... bunlar yalnızken konuşulur.
- Let's talk to them.
Gel şunlarla konuşalım. Ben konuşurum, sen dinle.
Just let me talk to them...
Bırak onlarla ben konuşayım...
Let me talk to them. - That's because I'm not going.
- Çünkü gitmiyorum!
Pay them quickly I also owe them rent and food money, let's go I have a lot to talk to you about
Ödesene! Onlara yemek ve konaklama borçluyum Neden bana hiç para yollanmadı?
Dear God, let's go talk to them.
Tanrım, n'olursun bizimle konuşsunlar.
Let's go over there and talk to them.
Gidip onlarla bir konuşalım.
Let them talk.
Bırakın da konuşsunlar.
- Let's talk to them.
Kesinlikle.
Let me talk to them.
Bırak onlarla konuşayım.
- Let's talk to them.
- Onlarla konuşalım.
Let's talk about our beliefs... and what we can learn about them.
İnançlarımızdan bahsedelim, ve onlardan neler öğrenebileceğimizden.
- Let me talk with them.
- Bırak onlarla konuşayım.
let them know 16
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them come 47
let them have it 27
let them pass 23
let them through 39
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them come 47
let them have it 27
let them pass 23
let them through 39
let them out 19
let them do their job 19
let them try 17
talkies 34
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
let them do their job 19
let them try 17
talkies 34
talk 1219
talking 358
talks 18
talkie 126
talked 42
talk to you tomorrow 30
talk to me 2348
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk to my lawyer 20
talk to your father 18
talk to you soon 72
talk to the hand 19
talk to you later 250
talk to her 263
talk soon 65
talking to yourself 25
talk later 61
talk to my lawyer 20
talk to your father 18