Let them through tradutor Turco
243 parallel translation
Let them through!
Barikatı açın.
Let them through!
Geçmelerine izin verin!
All of it, anything, don't let them through!
Hepsi, her şey, onlara izin vermeyin!
Let them through.
Bırak gelsinler.
Watch out, get out of the way. Let them through.
Pekala, pekala, çekilin de nefes alsın.
I'm going to let them through.
Gelmelerini ben sağlayacağım.
Peel back, peel back there! Let them through.
Geri çekilin, geri çekilin, geçmemize izin verin.
- Don't let them through!
- Geçmelerine izin vermeyin!
- Let them through!
- Bırakın geçsinler!
Let them through before they call INS.
Göçmen Bürosu'nu aramadan önce geçmelerine izin verin.
Back up, back up, let them through.
Açılın, açılın, millet geçsin.
Let them through
Tamam, bırakın geçsinler.
Let them through.
Bırakın geçsinler.
Let them through.
Yukardan alalım.
Let them through!
Yol verin!
Don't let them through!
Gelmesine izin vermeyin!
Let them through.
Müsaade edin geçsinler.
Let's run through the act for them.
Hadi gösteriyi onlar için yapalım.
Now, Mrs. Upjohn, I want you to take your arms and let them wave through the air with the greatest of ease.
ªimdi Bn. Upjohn, kollarinizi kaldirip... ... en rahat bicimde havada sallamanizi istiyorum.
We'll take them back with us and let the Colonel put them through the mangle.
Onları beraberimizde götürüp Albayın konuşturmasına izin veririz.
I like the way you act... even though you did let them cattle get through.
Çalışma tarzını severim. O sürünün geçmesine izin vermiş olsan bile.
You ain't gonna tell the newspaper reporters, are ya... and let them make up their nasty stories... and drag her name through the mud?
Bunu gazetecilere söyleyip çirkin hikayeler yazmalarına ve adına leke sürmelerine izin vermezsiniz, değil mi?
If you give the police the address of this abortionist, we won't let them drag you through the mud in court.
Eğer polise kürtajcının adresini verirsen seni bu işin sonrasından uzak tutacağız.
Let me through, this is going to kill them. They'll catch pneumonia!
Bırakın beni geçeyim, zavallılar zatürree olup ölecekler!
- Let them through.
- Geçsinler.
That you let the traders of Seriphos pass through your territory... without taxing them.
Seriphos tüccarlarına yerleşim bölgenizden geçiş izni vermeniz.. ve vergi almamanız!
How can we let them go through with it, sir?
- "Fakat, efendim" ne?
- Let's get through them.
- Aralarından geçelim.
Let them charge through us.
Bırakın üzerimize gelsinler.
Should I let them through?
- Geçmelerine izin vereyim mi?
Let them begin to function through you.
Bırak senin aracılığınla çalışmaya başlasınlar.
You could have opened your ranks and let them go through
Saflarınızı açıp onları serbest bırakabilirdiniz
You're keeping your promise, and when you get up there, you're gonna let them boys know you're through with that kind of business?
Sözünü tutup oraya gittiğinde artık bu tür işlerden çıktığını da, senin çocuklara söyleyecek misin?
Don't let any of them go through.
Dikkat edin hiçbiri kaçmasın.
All right, but let's get them through as quickly as we can.
Tamam. Ama onları mümkün olduğunca hızla buradan çıkaralım.
I'd pick up the biggest thing around, and I'd just take it and bash their brains right through the top of their skull before I'd let them beat me up again.
Gördügüm en büyük seyi kapar bana tekrar vurmasina firsat vermeden kafasina indirirdim.
Two months later you let them publish... something quite unflattering about you, dragging you through the mud, but in seemingly objective interviews.
İki ay sonra, senin için pek de övücü olmayan şeyler yazmalarına seni çamura batırmalarına izin vermiştin. Tabii görünüşte hepsi tarafsız röportajlar gibiydi.
- Let's see them shoot through that.
- Ateş etsinler de göreyim.
Let them out through the mall entrance.
Çarşı kapısından çıkmalarına izin verelim.
- Don't let him wear them through. "
- "Onları yıpratmasın."
And after all we've been through together... how could I let him get to them?
Birlikte aştığımız o kadar şeyden sonra nasıI onları almasına izin verebildim?
The sultan will retreat and he'll let you rule, if you pay him a tribute, if you send him troops when he'll ask for them, and if you'll grant him the right to pass through your country with his army whenever he wants to.
Eğer vergi verip, talep ettiği zaman asker gönderir ve dilediği zaman ordusuyla birlikte ülkenizden geçmesine izin verirseniz, Sultan geri çekilecek ve iktidarı size bırakacak.
"Let them bring me to your holy mountain " in the place where you dwell. " Across the desert and through the mountain
Beni senin yaşadığın Kutsal Dağa getirsinler, çölün ötesinde, dağın içinden,
We can't let them slip through our fingers.
Avucumuzdan kaçıp gitmelerine izin veremeyiz.
But sometimes they let us change the babies... and then point them out to their parents through the glass... hold them up.
Ama bazen bebeklerin altını değiştirmemize ve ve. onları kaldırıp camın arkasındaki ailelerine göstermemize izin verirlerdi.
After swearing he'd keep all our people he now won't go through with the merger unless I let go of 3000 of them.
Bütün elemanlarımızı tutacağına yemin etmişti. Şimdi 3.000 kişiyi çıkarmazsam birleşmeyi kabul etmiyor.
Maybe the soldiers could be persuaded to let us through if we offered them a little money.
Biraz para verirsek askerleri geçmemize izin vermeleri için ikna edebiliriz. Tamam.
How could he let them slip through his hands?
Onları nasıl elinden kaçırabilir!
We went through too much trouble to get snacks to let them waste.
Bu abur cuburları toplamak için çok uğraştık, onları heba edemeyiz.
Think this thing through here, Wade. You give them what they want, why won't they let her go?
Bunu düşün Wade, istediklerini verirsen, gitmesine neden izin vermesinler?
Let's go through it again. I'll fill the hat with tickets all with the same number on them — 11.
Şapkayı, hepsinde "11" yazan biletlerle dolduracağım.
let them talk 23
let them know 16
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them come 47
let them have it 27
let them pass 23
let them know 16
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them come 47
let them have it 27
let them pass 23
let them out 19
let them do their job 19
let them try 17
through 593
through the window 42
through me 16
through the woods 16
throughout history 33
through the door 29
through and through 51
let them do their job 19
let them try 17
through 593
through the window 42
through me 16
through the woods 16
throughout history 33
through the door 29
through and through 51