Let them go tradutor Turco
2,710 parallel translation
Let them go, Detective.
Bu işi uzatma, Dedektif.
Please give them a chance, too Let them go!
- Lütfen onlara bir şans daha verin.
Crowley, let them go now.
Crowley, onları hemen bırak.
♪ And we can't let them go to waste ♪
* Ve onları boşa harcayamayız *
You think we shouldn't have let them go down there unescorted?
Yanlarında asker olmadan onları aşağı göndermese miydik sence?
Well, either charge them or let them go.
- Ya suçla, ya da bırak.
Mom, you let them go.
Anne bırak gitsinler.
Let them go.
Bırak gitsinler.
Then let them go
O halde gitmelerine izin ver.
- Let them go.
- Bırak onları.
Well, you seem to be pretty sure that this guy's gonna let them go.
Bu herifin, çocuklarımızı bırakacağından oldukça eminsin.
You can let them go.
Gitmelerine izin verin.
- Roger that, let them go, stick with their contact.
- Anlaşıldı, bırak gitsinler, temas noktasıyla kal.
If I let them go, my wife and son are dead.
Gitmelerine izin verirsem, karım ve oğlum ölür.
Long as you know where to find them, let them go.
Onları nerede bulacağımızı biliyoruz.
Let them go if they cannot stand with us.
Bizimle mücadele etmeyeceklerse gitsinler.
Let them go.
Serbest bırak onları.
You will let them go!
Onları serbest bırakacaksınız.
You know I can't let them go alone.
Biliyorsun onların yalnız gitmelerine izin veremem.
I let them go.
Gitmelerine izin verdim.
Should never have let them go.
Gitmelerine hiç izin vermemeliydik.
He says we should let them go.
Onları salmamızı.
Let's go to the mall and get drinks with the little umbrellas in them.
Alışveriş merkezine gidip içinde şemsiye olan şu içkilerden alalım.
Tell them to let him go.
Söyle onu bıraksınlar
- Let's go talk to them.
- Hadi konuşalım
I'm gonna go to the Ranger's station, let them know this happened.
Orman Korucu ofisine gidip dün gece olanları bildireceğim.
Give me a phone and I'll tell them to let her go.
Bana bir telefon ver. Onu serbest bırakmalarını söyleyeyim.
Well, let's go to the store and get them something to gnaw on.
En iyisi markete gidelim de bunlara, kemirebilecekleri bir şeyler alalım.
Let's go out with the lads, find some women, drink them dry.
Çocuklarla çıkalım, bir kaç kadın bulup, kanlarını kurutalım.
How will I manage if he's giving it, "Oh, let's go out on the razz, " find some women, drink them dry "?
Ya "Hadi dışarı gidip eğlenelim, bir kaç kadın bulup, kanlarını kurutalım" derse nasıl kontrol altında tutabilirim.
Let's go, we're escorting them!
Hadi gidelim, onlara eskortluk edeceğiz!
Down and dirty. Let's get them. Go.
kir ve düşür ezelim şunları!
Get on out and let's go home, before one of them chomps off your you-know-what.
Timsahlardan biri bilmem nereni koparmadan çık da eve gidelim.
If we let them do it, they'd want to go on studying in the town.
Bunu yapmalarına izin verirsek,... şehre çalışmaya gitmek isterler.
If you're not gonna let me in, can you go get them?
Eğer girmeme izin vermeyeceksen, onları çağırabilir misin?
Let me go with them.
.. onlarla gitmeme izin ver.
Threepio, tell them to let us go.
Threepio, bizi bırakmalarını söyle onlara.
Tell them if they don't let us go, you'll become angry and use your magic.
Eğer bizi bırakmazlarsa, sinirlenip büyü yapacağını söyle.
Stop! Let them go.
Durun!
Tell them to let her go.
Onlara kadını bırakmalarını söyle.
Let's go talk to them.
Hadi gidip onlarla konuşalım.
Well, let's go welcome them to our facility.
Gidip onlara tesisimize hoşgeldiniz diyelim.
Don't you have anything to fucking do with them, do you understand? All right, come on. Let's go!
Bak sakın bulaşma bunlara anladın mı?
Take them. Let's go.
Gidelim.
The Skitter made the Mech kill them, and they let me go.
Sıçrayan, Mekaniğe hepsini öldürttü. Beni bıraktılar.
And then - - they killed them, and they let me go.
Onları öldürdüler ve beni bıraktılar.
Engaging them is not the mission. Let's go.
Görevimiz onlarla çatışmaya girmek değil.
Let's go find them.
- Bilmiyorum.
Let's go, let's go. Okay, port authority, train stations, airports, cruise ships, make sure you send her mug shot to ever single one of them.
Hadi, hadi Limanlara, tren istasyonlarına hava alanlarına, yolcu gemilerine, her birine fotoğrafı gönder.
- Yeah let's go with them!
- Hadi gidelim ama onlarla!
I'm gonna go let them smile at me some more.
Gidip bana biraz daha gülümsemelerini sağlayayım.
let them talk 23
let them know 16
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them have it 27
let them come 47
let them pass 23
let them through 39
let them know 16
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them have it 27
let them come 47
let them pass 23
let them through 39
let them out 19
let them do their job 19
let them try 17
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
gore 42
let them do their job 19
let them try 17
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
gore 42