Let them know tradutor Turco
1,657 parallel translation
- Let them know we moved Mr. Gower.
- Bay Gower'ın yerini değiştirdiğimizi haber ver.
So it's two out of seven... If we're prepared to let them know that the investigation is catching up to them, then let's risk it on those odds.
Rakip şirketlerin yöneticilerini bir bir öldürseydik daha hızlı olacağını düşünüyorum.
- We can't let them know.
- Bilmelerine izin veremeyiz!
Then call the grandparents and let them know.
Sonra büyük anne ve büyük babasını arayıp haber ver.
Um, I should head back to the office and let them know.
Ofise dönüp haber vermeliyim.
You just go there, I'll let them know about the press conference.
Sen git yanlarına, ben senin açıklama yapacağını haber vereyim.
So please, if you recognize the sketch, let them know.
Lütfen, bu çizimdekini tanıyorsanız, onlara bildirin.
Let them know the Cheetah Girls have arrived.
Çita Kızlar'ın geldiğini haber verin.
We have to let them know who we are.
Kim olduğumuzu onlara göstermeliyiz.
Indicate and knock on the door, let them know you want to come in.
Sinyal ver. Kapıyı çal ki, geldiğini bilsinler.
Uh, at the, uh, filling station up ahead, I'll let them know you need a ride.
Benzin istasyonu ilerde onlara, senin bir araca ihtiyacın olduğunu söylerim.
- No, because I let them know they are in the presence of a real-life war hero.
Hayır, çünkü onlara kanlı-canlı gerçek bir savaş kahramanının yanında olduklarını hatırlatıyorum.
I'm sorry, Jake. I haven't seen him, but I'll call the office, let them know what's happened, see if they can help.
Onu görmedim, ofise çağıracağım.
I'll let them know you're coming.
Geldiğinizi haber vereyim.
Let them know that we can help them bring these contracts home.
Onlara yardım edebileceğimizi gösterelim. Kontratı yapıp gelin.
Can't let them know about the girlfriend.
-... olduğunu bilmeyecekler.
I let them know.
Bilmelerine izin veririm.
Won't that let them know we're onto them?
Bu onlari izledigimizi belli etmez mi?
Call the others and let them know, hurry!
Diğerlerini ara ve haber ver, çabuk!
Please let them know I am allergic to shellfish.
Lütfen onlara kabuklu deniz hayvanlarına elerjik olduğumu söyle.
You know, Shawn, why don't you honk the horn and let them know that we're here while you're at it?
Yani Shawn, hazır başlamışken neden kornaya basıp burada olduğumuzu bildirmiyorsun?
First thing we do when we get to the Gate is radio back to Atlantis, let them know where we're going, okay?
Geçide ulaştığımızda ilk yapacağımız şey,.. ... Atlantis'i arayıp onlara nereye gittiğimizi söylemek olacak, tamam mı?
Teach them. Let them know that I won't pay back that money. Ever.
Ona söyle bundan sonra bir Baht bile alamaz.
Why don't you just call ahead and let them know we're coming? Sorry.
İstersen önden git de adamlara geleceğimizi söyle.
I'll call all the criminals and rogue spies, let them know to hold on a sec because Chuck Bartowski needs some time to sort out his lady feelings.
Hemen, suçluları ve hain ajanları arayıp bir süre durulmalarını söyleyeyim. Çünkü Chuck'ın kadınsı duygularını düzene sokmak için zamana ihtiyacı var.
I'm just trying to get you to stand up for yourself and let them know that you're upset.
Zaten kızgınsın. Kızgın olduğunu onlara da söylemen için seni tahrik etmeye çalışıyorum.
And if you do find a buyer, let them know that I've got some ther items that I'm looking to sell.
Ve eğer bir alıcı bulursanız elimde satmak için başka parçaların da olduğunu bilmelerini sağlayın.
Let me just let them know, I will be running late.
Sadece.. geç kalacağımı bildireceğim.
But I'll let them know personally because I'm building a time machine
Bilmelerini sağlayacağım. Çünkü bir zaman makinası yapıyorum.
Do you think I haven't let them know where every safe house is?
Onlara bütün güvenli evlerin listesini vermediğimi mi sanıyorsunuz?
If I'm canceling the hotel, I should let them know.
Oteli iptal edeceksem onlara haber vermeliyim.
All right, guys, I'll let them know you're here.
Merhaba beyler.
Open a martial art school in Fuoshan and let them know how good we are.
Fuoshan'da bir dövüş sanatları okulu açacağız ve onlara nasıl bu kadar iyi olduğumuzu göstereceğiz.
Just treat it as to let them know our Japanese martial arts.
Sadece Japon dövüş sanatlarını onların görmesini istiyorum.
The lights and air-conditioning will shut off automatically at 6 p.m., unless you call extension 863 and let them know that you're working late.
Işıklar ve klima akşam altıda otomatik olarak kapanır. 863'ü arayıp gecikeceğini haber verirsen sorun olmaz.
Look, Sheppard, I know you have your secrets, and if you stay on my good side, I may even let you keep a few of them.
Bak Sheppard, biliyorum sırların var,.. ... ve benim iyi tarafımda kalırsan, bazılarını tutmana izin bile veririm.
Yeah, just to let you know my wife's in the hospital so she can't... Okay, so you're gonna, you'll cancel them?
sadece karımın hastanede olduğunu bilin yeter bu nedenle o değil... tamam, bu nedenle, onları iptal edeceksin?
High school's almost over, you know? Let them take the stupid speech.
Varsın o aptal konuşmayı benden alsınlar.
Oh, I can't let this happen. I mean, they're sensitives now, you know? They have some psychic ability, and that could make them a target, too.
Ama bunu yapamam, yani onlar şu an çok hassaslar bazı psişik yetenekleri var ve bu onları hedef haline getirebilir Bu işi şansa bırakamayız hepsinin bir araya gelmesi iyi oldu
Let them know that.
Bırakalım da bunu öğrensinler.
Listen... I'll let you know all the details on I know them, and then I'll call you.
Dinle... haberdar olduğum zaman sana tüm detayları bildireceğim.
Please let us know if you have any information on them
Onlar hakkında bir şey biliyorsan lütfen bize anlat.
Would you let them go, knowing what they know?
Bildiklerini düşününce, sen olsan onları bırakır mıydın?
They know we won't let them get away.
Kaçmalarına izin vermeyeceğimizi biliyorlar.
Ok, I know this is hard for you B But you can't let them beat you.
Senin için zor olduğunu biliyorum B. ama seni yenmelerine izin veremezsin.
You know, I thought you said that towns lived and died like organisms, that sometimes we should just let them go.
Kasabalar, organizma gibi yaşar ve ölür, bazen böyle olmasına izin vermemiz gerek, dediğini sanıyordum.
Sometimes you gotta let them be right, even though you know they're wrong.
Bazen hatalı olsalar bile, haklı olduklarını düşündürmen gerek.
Okay, sure they deserve to know, but let somebody else tell them.
Tamam, buna hakları var tabii. Ama bırakalım başkası söylesin.
Keep them on the cabin ; you see something you don't like, let me know.
Kabindekilerden biri hoşunuza gitmeyen bir harekette bulunursa hemen bana haber verin.
If you hear from them, let me know right away, okay?
Onlardan haber alırsan hemen beni bilgilendir, tamam mı?
I know she will. You let them take her in the first place. Oh, you do?
Biliyorsun demek?
let them talk 23
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them have it 27
let them pass 23
let them come 47
let them through 39
let them go 254
let them be 17
let them wait 20
let them 114
let them in 77
let them have it 27
let them pass 23
let them come 47
let them through 39
let them out 19
let them do their job 19
let them try 17
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
let them do their job 19
let them try 17
know 759
knowing 61
knows 86
known 107
knowledge 78
knowles 44
knowledge is power 34
know your place 28
know your enemy 19
know thyself 21
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
know what that means 36
know this 99
know what i'm sayin 29
known what 18
know your enemy 19
know thyself 21
know why 81
know what i'm saying 125
know it 54
know what that means 36
know this 99
know what i'm sayin 29
known what 18
know what this is 16
know what 656
know what it is 22
know what that is 21
know what i mean 310
known associates 21
know her 28
know basis 70
know him 81
knowing you 48
know what 656
know what it is 22
know what that is 21
know what i mean 310
known associates 21
know her 28
know basis 70
know him 81
knowing you 48