English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Let them try

Let them try tradutor Turco

235 parallel translation
They got me in here, now let them try to put me out.
Beni bu arabaya onlar bindirdi, kolaysa indirsinler.
- Just let them try to warn me.
Hele beni bir uyarsınlar!
Just let them try to get my vote.
Bırak da oyumu almaya çalışsınlar.
Just let them try and warn me.
Beni uyarsalar ne olur ki?
Let them try to say it to me.
Bunu bana söylesinler sıkıysa.
Let them try and find me.
Arasınlar bakalım beni.
Let them try me for perjury, or an accessory, or...
Yalancı şahitlikten ya da suça yardımdan yargılasınlar.
- Or better yet... let them try me for...!
- Ya da daha iyisi beni bunun için de yargılasınlar.
Let them try.
Denesinler bakalım.
Let them try.
Çıksınlar bakalım.
Let them try to stop me.
Yoluma çıksınlar.
- Well, let them try!
- Bırakalım denesinler!
Let them try their tricks on others.
Bırakalım da numaralarını başkaları üstünde denesinler.
Let them try me!
Yargılasınlar!
Let them try.
Bırakalım denesinler.
Let them try to pass by the altar.
Bırakalım sunaktan geçmeyi denesinler.
Let them try.
Hele bir denesinler!
Let them try to get in there. There's a whole army there! They'll smoke them!
Hele oraya girmeyi bir denesinler, onları duman ederler!
Let them try.
Bırak denesinler.
Let them try and ignore that, right?
Bırakalım da bakıp görmezden gelsinler, değil mi?
But... you just let them try.
Ama hele bir denesinler.
Let them try.
Bırakın denesinler.
Let's try them all. Move around.
Hadi, şimdi hepsini deneyelim.
Let me try them on you. The last people who tried drowning Danites ended up beneath the red sea.
Danlıları en son boğmaya çalışanlar kendilerini Kızıl Deniz'in dibinde buldular.
Now, my little kittens, let's try them on
Şimdi, benim fingirdeklerim, onları bir deneyelim.
Now, let's take two pieces of testimony and try to put them together.
Şimdi, iki tanıklığı da ele alalım ve onları birleştirmeye çalışalım.
Let's try to be adult about this, work out some schedule where I can make my business calls and you can make your... whatever you call them.
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
- Marshal, let me try to talk to them.
- Marshal, seninle konuşmamız lazım.
They try all the time, but it can only work if I let them.
Her zaman denerler ama ancak ben izin verirsem işe yarar.
Let's try to pick them off.
Onları yakalamaya çalışalım.
Let them try.
İzin vermeyelim.
I have an idea. Let's try to shake them in the bends.
O tekneden kurtulmak için bir fikrim var.
Let's try to catch them.
Yakalayım şunları.
Let's try and catch up to them.
Gel yanlarına gidelim.
And don't let them spread silly rumours about me or try to make me some sort of a god, will you, Fletcher?
Benim hakkımda saçma sapan söylentiler yaymalarına ya da benden bir Tanrı yaratmalarına izin verme Fletcher.
I told you, let's try them out...
Söyledim sana.
I'll let you try them both after.
- Gerçekten mi? Daha sonra ikisini de denemene izin vereceğim.
They just don't know how to let go, and they get so hurt when you try to explain to them.
Sonra, açıklamaya çalışınca da üzülüyorlar.
Let's try to lose them without using the boosters :
Turboları kullanmadan onlardan kurtulmayı deneyelim.
Let's try to pull them out of there. Hurry up!
Onları oradan çekmeye çalışalım.
I'll try not to let them overtake me for as long as possible.
Beni yakalamalarını mümkün olduğunca geciktireceğim.
- Let them try!
Bu an için uzun zamandır bekliyordum, Megatron.
It was trying to catch the speckled fishes that play in the pool and I had to clod it to try to make it go up the tree again and let them alone.
Gölette oynayan benekli balıkları yakalamaya çalışıyordu ve onları rahat bırakması için onu tekrar ağacın tepesine göndererek bunu engellemek zorundaydım.
Even though they try not to let us understand poor them!
Öyle olsa bile onların yaşadıklarını anlamamıza asla müsade etmezler!
well, let me try them.
Bir deneyelim.
I'll try and get them to let you in.
Sizi içeri almalarını sağlayacağım.
Let's try to slow them down.
Onları yavaşlatabilir miyiz bakalım.
Are you suggesting we let them return and try to complete their mission?
Sizce, geri dönüp, görevlerini tamamlamayı denemelerine izin mi vermeliyiz?
- Let's try and get them up to 90.
Onları % 90'a çıkarmayı deneyelim.
To let them know that I'll try to help them.
Onlara yardım etmeyi deneyeceğimi söylemek için.
- And Hassan... try and get to Cairo, by phone and let them know I'm on my way. Thank you.
- Bir de Hasan Kahire'ye telefon edip yolda olduğumu haber et.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]