English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / Many of them

Many of them tradutor Turco

2,526 parallel translation
What other reason you have for it draws so many of them?
Öyle olmasa, nasıl bu kadarıyla yatabilirdin ki?
If we let too many of them into the city, their sheer numbers could overwhelm us.
Şehre çok asker girmesine izin verirsek, sayı üstünlükleriyle bizi yenerler.
And Mrs. Orth from Movement says that I need to listen to my inner voice, but there's just so many of them, and the loudest one's always screaming, "Delanté's pulling away!"
Movement'dan Bayan Orth "yüreğinin sesini dinle" diyor, ama yüreğimde o kadar çok ses var ki, ama en gür olanı sürekli "Delanté uzaklaşıyor!" diyor.
That'll explain why there're so many of them.
Neden bu kadar çok olduğunu anlaşıldı.
How many of them you see giving up?
Gördüklerinden kaçı pes etmişti?
There's too many of them.
Çok kalabalıklar.
Hey, there's too many of them.
Çok kalabalıklar.
I think this waterfalls is very dangerous, if we get our politicians to stand under it, many of them would get caught.
Bu şelale çok tehlikeli, eğer politikacılarımızı buraya getirirsek, bir çoğu kendini ele verir.
And many of them concern her relationship with Peter.
Ve çoğu da Peter ile ilişkileri hakkında.
All the bodies we stood over - - how many of them do you think had fathers - -
Başında durduğumuz o cesetler, kaçının babası vardı dersin?
How many of them?
- Kaç kişiydiler?
Dad fought as many as he could, but there were too many of them.
Babam olabildiğince karşı koymuş.
Many of them go well below the surface and into deep muscle tissue.
Çoğu yüzeyin altına doğru, kas dokunun içine kadar işlemiş.
how many of them do you think will ever make it home?
- Sence, kaçı yuvalarına dönebilecek?
I think many of them were innocent.
Sanırım birçoğu masumdu.
There's too many of them.
Sayıları çok fazla.
No, we don't know how many of them are out there, and we have limited ammunition.
Hayır, kaç tane olduklarını bilmiyoruz. Cephanemiz de az.
The way I see it is it doesn't matter how many of them you kill.
Bana göre kaç tanesini öldürdüğün önemli değil.
If I'm going down, I'm taking as many of them with me as I can.
Öleceksem, beraberimde götürebildiğim kadarını götüreceğim.
We could at least figure out how many of them there are.
Belikede kaç tane olduğunu anlayabilirz
That is a negative. Where the hell is- - how many of them are there?
Burada cehennem - kaç tanesinin vardır?
How many of them made it through?
Kaç kişi başarabildi?
How do you know! There are so many of them!
Hiçbir şey bilmiyorsunuz!
I didn't think there'd be so many of them. I know.
Hepsinin suçu başka
Well, how many of them are still living in San Francisco?
- Kaç tanesi hâlâ San Fransisco'da yaşıyor?
Soon as we get the drugs Dr. Glass needs, we're gonna rescue as many of them as we can.
Dr. Glass'ın ihtiyacı olan ilaçları bulur bulmaz kurtarabildiğimiz kadarını kurtaracağız.
That's too many of them.
Çok fazlalar.
Many of them will not survive.
Birçoğu sağ kalamayacak.
Nothing. It's just I have so many of them.
Hiç ama elimde onlardan çok fazla var.
I know, it's quite far away, but we'd better not attract too many of them to this area.
Biliyorum, oldukça uzun süre,... ama bu alana onlardan daha fazla çekmemek daha iyi.
But why are there so many of them?
Neden bu kadar kalabalıklar?
Many of them do.
Çoğu bırakıyor.
Many of them became thieves, so if there's a band of them here- -
Çoğu hırsızlardan oluşur yani onlardan bir grup buradaysa- -
In fact, there are so many of them here, that it seems that this particular beach was a kind of pterosaur runway.
Aslında burada onlardan çok var bu özel sahilin Pterosaur'lar için bir tür iniş pisti olduğu görünüyor.
You're many things, Hiccup. But a dragon killer is not one of them.
Sen birçok şeysin Hıçkıdık, ama ejderha avcısı değilsin.
Too many of us have laid down our lives to preserve them.
Onları korumak için birçoğumuz canını verdi.
And many of them, they were just very young kids who'd come from all over America and dropped acid and gone to this Mecca of LSD.
Ama bunun yerine aylaklarla dolu bir ortam buldum.
Look, sé you already have one foot out of this city. Aquí Many people think whatever do this Friday night is everything that matters. I'm not one of them.
Bak biliyorum burdan gitmek istiyorsun.. herkes aklını alıyor
How many rooms? All of them.
- Kaç oda istiyorsunuz?
There are many things my Scottish ancestors got wrong, but taking the time to savor a nice cup of Darjeeling was not one of them.
İskoç atalarımın pek çok hatası oldu. Ama bir fincan Darjeeling içmeye zaman ayırmak o hatalardan biri değildi.
How many do you want? All of them.
- Kaç tane istersin?
Well, you ram as many as possible down the throat of a victim, then pinch the nose, forcing them to gasp, drawing the marshmallows into the windpipe, forcing an airtight seal so they suffocate on their own carbon monoxide.
Kurbanın boğazına olabildiğince çok tıkarsın, sonra burnunu sıkar ağzını açar ve şekerlemeleri soluk borusuna atar orayı conta gibi kapatırsın böylece kendi karbon monoksitinde boğulurlar.
We don't have to take on all of them, just as many as we have to in order to resupply when necessary.
Gerektiğinde tedarik yolunu açacak kadarını haklamamız yeterli.
There aren't many of my kind left in Boston, but one of them is a purebred killer.
Boston'da benim türümden çok kişi kalmadı. Kalanlardan biri de safkan kurt katili.
We don't know how many more of them are out there. We can't leave her here.
Orada kaç kişiler bilmiyoruz.
I slept with them many Sometimes, perhaps hundreds of times.
Onlarla defalarca yattım. Bazen, belki yüzlerce kez.
How many more of them are there?
Daha kaç kişi var?
As many of you know, I've spoken out against the visitors, declaring them false gods, calling them intruders.
Birçoğunuzun bildiği üzere Ziyaretçiler hakkında olumsuz söylemler veriyorum. Onları sahte tanrılar ilan edip, davetsiz misafirler olarak adlandırıyorum.
So there are many things that people intuitively call complex, but only a few of them seem to be able to give rise to consciousness.
Dolayısıyla, insanların sezgisel olarak karmaşık dediği pek çok şey vardır, fakat onların sadece çok azı bilincin ortaya çıkmasına imkan verebiliyor gözükmektedir...
There's so many things I want to do, but I never seem to be able to do any of them.
Yapmak istediğim bir sürü şey var ama onları yapabileceğimi hiç sanmıyorum.
And I'm one of them, one of many.
Ben onlardan biriyim. Onlardan biri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]