English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / Move up

Move up tradutor Turco

3,382 parallel translation
Professor Rothman urinated in the particle physics wab again, so we're going to move up his wetirement party.
Pvofesör Rothman yine pavçacık fiziği laboratuvavına işedi o yüzden bir emeklilik pavtisi var.
You want to move up, you earn it.
Yükselmek istiyorsan, bunu hak et.
Move up now.
İlerle.
You want to move up the food chain?
Besin zincirinde üst kademeye çıkmak mı istiyorsun?
Maybe move up to New York City with you.
- Belki senin yanına, New York'a taşınırım.
I wouldn't move up more.
Daha fazla gidemezdim.
We could move up to ten million before anyone else starts asking questions.
İnsanlar soru bile sormaya başlamadan önce 10 milyona kadar çıkabiliriz.
You've waited to move up in the world.
Dünya'da bir yer edinmek için beklediniz.
The molecules move up and down but coherently, forming concentric rings that expand outwards.
Moleküller yukarı aşağı hareket eder ama tutarlı bir şekilde, dışarıya doğru genişleyen ortak merkezli halkalar halinde.
I'm gonna be so glad to be done with you guys when Steven and I move up north and open our vine-yard.
Sizinle işim bitip Steven'la kuzeye taşınıp kendi üzüm bağımızı açınca sevinçten havalara uçacağım.
That's how it works in America - - you move up and never look back.
Amerika'da işler böyle yürür. Yoluna devam et ve ardına asla bakma.
You and Gerry can move up to Greenwich village.
Gerry ile Greenwich Köyü'ne taşınabilirsiniz.
We'd like to move you up.
Seni terfi ettirmek istiyoruz.
- Which you're gonna be late for if you don't hurry up and get a move on.
- Eğer acele edip kımıldamazsan, 478 00 : 23 : 20,422 - - 00 : 23 : 22,240 geç kalacağın bir parti Dean, bu Ömer.
I couldn't get a visual, but heard someone yell for everyone to shut up and not move, and it sounded like Cruz.
Bir şey göremedim fakat birinin bağırmasını duydum. "Herkes çenesini kapasın ve kıpırdamasın!" Cruz'un sesine benziyordu.
They've seen me and Ems, so we'll check the room, you keep an eye on'em, give us a heads up if they move.
Ben ve Ems'i gördüler, bu yüzden bir odayı kontrol edeceğiz, Gözünü üstlerinden ayırma, yukarı çıkarlarsa bize haber.
You need to get up and move just a few more feet.
Sadece kalkıp bir kaç metre yürümen gerek.
Clean it up, move it out.
Temizleyin ortalığı, hadi.
Or were you trying to move it up again?
Yoksa tekrar terfi mi alıyorsun?
Hurry up! Let's go! Move!
Çabuk olun hadi!
You just close up and move on, huh?
Demek kapıları kapatıp, gidiyorsunuz, ha?
Lemuel said if I move, I blow up.
Kıpırdarsam, Lemuel patlayacağını söyledi.
Move, or you'll end up in the dumpster.
Ya önümden çekilirsin ya da çöpü boylarsın.
The living is so good, many of the young fish stay here for their entire lives, rather than move to the outer reef when they grow up.
Yaşam koşulları o kadar iyi ki genç balıkların çoğu büyüdüklerinde resifin dışına taşınmak yerine tüm ömrü boyunca burada kalıyor.
So, it's a great environment for the small fish to actually grow up in, to get big and strong, before they make the big move to open sea and the reef beyond.
Burası küçük balıkların büyümesi için harika bir ortam. Açık okyanusa ve resifin ardına büyük adım atmadan önce büyüyüp güçlenmeleri için.
Shut up, don't move, or I'll tie you up too!
Sesi kes, kıpırdama yoksa seni de bağlarım!
If you're trying to figure out what his next move is, why are you giving him the heads up that you're there?
Bir sonraki hamlenin, ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorsan orada olduğunun haberini neden ona vermiyorsun?
Why else would they getting us up and walking, if not to move us somewhere, sir?
Neden bizi ayağa dikip, başımızda yürüdükten sonra bizi başka yerlere götürmüyorlar, efendim?
It's time to move this up a notch.
İşi ilerletme vakti geldi.
Hands up. Don't move.
Ellerini kaldır.
I think we should get a move on while my hair is still up and my dress shields are still dry.
Bence, saçım hâlâ havalıyken ve koltukluğum * hâlâ kuruyken yola çıkmalıyız.
I kind of set up Tom and Ann, and now they won't stop asking me for advice, which is a really bad move on their part, because I really don't care what happens to them...
Tom ve Ann'i ben ayarladım, ve şimdi tavsiyelerim için soru sormayı bırakmıyorlar ki bu gerçekten onlar için kötü bir hamle çünkü onlara ne olacağı gerçekten umrumda değil.
Move'em up to booking.
Onları buraya getir.
- they can move and she's gonna have to take it with very little... - react... and she needs to hold herself up.
Herkes hareket edebilecek, ama o kendisini tutmak ve dayanmak zorunda kalacak.
If it was up to me, coffer, you'd be in shackles--ball and chain. Move.
Bana kalmış olsaydı, çoktan ayaklarına prangayı yemiştin.
I'm trying to clean up for the party, but I swear to God, my arms can't move that way.
Parti için temizlik yapmaya çalışıyorum ama yemin ederim ki kollarım hareket etmiyor.
Move it up!
Kalkıyoruz.
Trainer asked me to choke off my colt, make my move late up the rail, even though he knew that's not the way I like to ride.
Eğitmeni benim sıpa vazgeçirmek için bana sordu, Geçdemiryolu kadar benim hamle yapmak, o olduğunu biliyordum olsa değil binmek gibibir yol.
Well, I figured with me down, it'd be a good time to move Jax up.
Benim zamanım azalınca Jax'i başa geçirmenin zamanı geldi dedim.
What, you thought you'd just show up out of the blue and we'd move in together?
Bir anda maviliklerin arasından çıkıp aynı evde yaşacağımızı mı düşündün?
That's why we gotta open up the storage unit before kessel gets a chance to move the drugs.
Kessel malları taşıyamadan önce... -... gidip depoya bakmalıyız.
I feel like somebody just stuck their hand up my backside and made my lips move.
Sanki biri arkamdan elini soktu ve dudaklarımı oynattı.
All right, give this to Frank, but move the quote from the Boeing spokeswoman up.
Tamam, bunu Frank'e ver ama sözü Boeing sözcüsünden al.
Because I am going to move back up there with you and help raise the baby.
Çünkü ben de seninle gelip bebeği büyütmene yardımcı olacağım.
Let's move the wedding up.
Hadi düğünü öne alalım.
Wake up, Hastati, move it!
Uyan artık, Hastati! Yürü!
I'm gonna sell this house and move back up there with you
Bu evi satıp... senin yanına taşınacağım...
To help me move my stuff up to my room?
Eşyalarımı odama taşımam için.
The thing is, and this is hard to explain, there's been a bit of a mix-up, and we'd love for you to move in, but it's not going to be possible, because...
Olay şu ki - açıklaması gerçekten zor -, Buraya taşınmanı çok isteriz ama bir karışıklık oldu bu yüzden taşınman imkansız hale geldi. Çünkü...
Impressive rotation on that sweep, Mr. Hanna, but I suggest you move your feet right up to Ops.
İyi tekme savurdun Bay Hanna. Ama pergelleri açıp Taktik Merkezi'ne gelmeni öneririm.
Up there, you let us stand and move around and we were going like 550.
550 mille giderken ayağa kalkmamıza dolaşmamıza izin verdiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]