My plan tradutor Turco
4,872 parallel translation
Not only did I plan something but my plan is about to blow your mind.
Bir şeyler planlamakla kalmayıp seni şaşkına çevirecek şeyler planladım.
Tassawur, according to my plan, we can find Khan,
Tassawur! Planıma göre Khan'ı bulabileceğiz.
I challenge you to find one flaw in my plan.
Düşündüm. Hadi planımda bir kusur bul bulabilirsen.
- Look, it's not my plan.
- Bak, plân benim değil.
It's only part one of my plan.
Bu planımın sadece ilk kısmı.
It's just part one of my plan. - Oh, yeah?
- Bu sadece planımın ilk kısmı.
So, yeah. I guess that is my plan.
Evet, sanırım planım bu işte.
Lana and Mother, you should go with them, because my plan may not work.
- Lana ve anne, onlarla gitmelisiniz... -... çünkü planım işe yaramayabilir.
Not to my plan or to Niko.
Ne planım ne de Niko yüzünden.
I'm never gonna give up my plan.
Planımdan asla vazgeçmeyeceğim.
And no one's bothered to ask what my plan is, so I have two words for you... lesbian night.
Kimse de gelip benim ne istediğimi sormadı. Sizin için iki kelimem var... Lezbiyen gecesi.
Being even isn't part of my plan.
Berabere kalmak planımın bir parçası değil.
I was trying to remain optimistic that we wouldn't have to go to my Plan B.
İyimser düşünmeye çalışıyordum ama bu durumda B planına geçmemiz gerekiyor.
My plan was perfect!
Planım mükemmeldi!
Anyone who tries to interfere with my plan is gonna have to deal with The Dark One.
Kim planlarımı engellemeye kalkarsa Karanlık Olan'la uğraşmak zorunda kalır.
Well, it wasn't my plan to tell her, it just slipped out.
- Söylemeyi planlamadım. Ağzımdan kaçırdım.
Told him my plan.
Ona planimi soyledim.
Well, how about we stick to my plan?
Benim planıma sadık kalsak?
For now, until my plan works out.
- Planlarım sonuçlanana kadar şimdilik.
I could blow all my money on rent or I could save it up like I'm doing and use if for my plan.
Tüm paramı kiraya yatırabilirdim ya da şimdiki gibi saklar ve planım için kullanırdım.
If you look in the folders in front of you, you'll find my academic and financial plan to re-focus Anchor Beach on our original mission statement : to educate, cultivate, and motivate well-rounded kids who are engaged in their community with a focus on protecting the environment.
Önünüzdeki dosyalara bakarsanız asıl görev tanımımız olan eğitmek, yetiştirmek ve toplumda çevreyi korumayla ilgilenen çocukları motive etmek olan Anchor Beach'ı yeniden hayata geçirmeye yönelik akademik ve finansal planımı göreceksiniz.
I have my own plan.
Kendi planlarım var.
That's your plan... To kill my dad?
Planın bu mu... babamı öldürmek mi?
Okay. It's all a part of my master plan to psyche out Berry so I can play Fanny Brice.
Fanny Brice'ı oynamak için Berry'yi hayattan bezdirmek amacıyla yaptığım ustaca planın bir parçası.
You read my article and you made a plan and never once did you stop to think that something like... you just recited your magic words with a big, awful smile?
Benim makalemi okudun ve bir plan yaptın. Böyle bir şey olacağı bir kez olsun aklına gelmedi mi? O sihirli kelimelerini büyük berbat bir gülümsemeyle mi ezberledin?
Oh, my God, I don't have a plan.
Tanrım, bir planım yok ki.
Now, I got a plan, but we do this my way.
Bir planım var. Ama benim dediğim gibi yapacağız.
God my have a plan, Captain. But we have one, too.
Tanrının plânı olabilir Yüzbaşı ama bizim de var.
The world knows you and Khurram conspired to murder my father.
Dünya biliyor sen ve Khurram'ın babamı öldürmek için plan kurduğunuzu.
Would it surprise you to learn that during the course of my internment here, I have devised exactly 17 means of escaping?
Burada gözaltında geçirdiğim süre boyunca tam 17 kaçış planı ürettiğmi duymak seni şaşırtır mı?
You know my game play.
Benim oyun planımı biliyorsun.
I made this plan to fulfill my dreams.
Bu planı hayallerimi gerçekleştirmek için yaptım.
Okay, fine, then we will develop my pictures first like the plan that we had, and then you can do yours.
Tamam, iyi o zaman, önce planladığımız gibi benim fotoğraflarımı tab edelim, sonra seninkileri yaparsın sen.
- No, you guys sit here... acting like we're drinking buddies, judging me... when I have a better handle on my future than either one of you did at my age. You?
Burada oturup arkadaşça içki içeceğiz gibi davranıyorsunuz ama benim yaşımdayken yaptığınız planlarınızdan daha sağlam bir gelecek planım varken beni yargılıyorsunuz bir de.
I'm gonna start casually referencing my new workout plan, and then I'm gonna debut them Memorial Day at Laguna Beach.
Sonra da baldırlarımı Laguna plajındaki Anma Günü'nde ilk kez herkese göstereceğim.
Oh, my God, you won't do my dangerous birthday plan, but you're gonna let her keep a wild animal in the house?
Aman Tanrım, benim tehlikeli planımı yapmayacağız ama O'nun vahşi bir hayvanı tutmasına izin mi vereceksiniz?
Listen, I know we made dinner plans so you can meet my friends, but it can wait.
Akşam yemeği planımız vardı arkadaşlarımla tanışacaktın, ama erteleyebiliriz.
It was, like, showing my house and my family's bedrooms...
Evimin ve yatak odalarının planıydı...
You were my backup plan, remember?
Sen benim yedek planımdın, unuttun mu?
Well, you guys threw out my original plan.
Siz çocuklar benim orijinal planlarımın hepsini attınız.
I don't know what your plan is here, but this is my ship!
Planin nedir bilmiyorum ama bu hala benim gemim!
Your plan for Giuliano to marry Camilla Pazzi, that was a subtle plan that got my brother killed.
Giuliano'yu Camilla Pazzi ile evlendirme planın onun ölümüne yol açan kurnazca bir plandı.
So, I may... I may have deviated from your plan, but I have not abandoned my quest.
Aa-a ben planından biraz sapmış olabilirim ama, görevimden vazgeçmedim.
Our plan is my succession.
- Planımıza göre başa ben geçecektim.
- ( Chuckles ) Well, the fair commission hears my pitch tomorrow, but I'm gonna come up with a plan.
Komisyon'a teklifimi yarın sunacağım ama bir plana ihtiyacım var.
Captain Fowler, if you can hear me, this is seriously ruining my dinner plans.
Yüzbaşı Fowler, eğer beni duyuyorsanız bu cidden benim akşam yemeği planımı mahvediyor.
Guarded, but with the mobility required to plan my death.
İzleniyorum, idam törenimi planlamam için çıkmam gerekiyordu.
Please say you're okay with my little plan.
Lütfen küçük plânıma uy.
Absent without leave, falsifying intelligence, insubordination- - I want you to know, Captain, I plan to leave nothing out of my report.
Asker kaçağı, istihbarat çarpıtma, itaatsizlik bilmenizi isterim ki Yüzbaşı, raporumun dışında hiçbir şeyi bırakmak istemiyorum.
If we're gonna go through with this plan then you're gonna have to take my blood or I won't be able to help you.
Eğer bu planı uygulayacaksak kanımı alman gerek. Yoksa sana yardım edemem.
Are we still on for dinner tonight for our annual Monday night because-it's-my-only-night-off dinner?
Ve bu akşam geleneksel... Pazartesi yemeğimi planımız geçerli mi? Çünü tek çalışmadığım akşam pazartesi.
my plane 16
my planet krypton was dying 36
plan 283
planet 68
plane 72
planes 56
plant 50
plants 67
plans 85
planning 53
my planet krypton was dying 36
plan 283
planet 68
plane 72
planes 56
plant 50
plants 67
plans 85
planning 53
planned 36
plank 31
plankton 46
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33
plank 31
plankton 46
plan b 156
planets 40
planchet 21
planet earth 27
plane tickets 20
plane crash 24
plans change 33