Neither have you tradutor Turco
488 parallel translation
- Neither have you.
- Senin de yok.
You haven't changed a bit. Neither have you, Joe.
Hiç değişmemişsin.
Neither have you, Madame Garance.
Sen de öyle, Madam Garance.
- Well, I haven't changed, and neither have you.
- Hiç değişmedim, sen de öylesin.
And neither have you.
Sizin de başka seçeneğiniz yok.
I have never done a day's work in my life honest or dishonest, but neither have you
Dogru, hayatımda bir tek dürüst iş yok, haklısınız, ama sizde öyle.
You've never been sober and neither have your friends.
Hiçbir zaman ayık olmadın, ne de arkadaşların oldu.
I haven't the time. Neither have you
Bunun için vaktim yok, ki seninde yok.
That's the problem, neither have you.
Sorun da bu zaten, sen de tanışmamışsındır.
Neither have you the same magic illumination.
Sen de öyle, o büyülü çekiciliğin hâlâ üzerinde.
Neither have you.
Sen de öyle.
- Neither have you.
- Sen de öyle.
- Neither have you.
- Sen de hiç değişmemişsin.
- Neither have you.
- Siz de öyIe.
Neither have you.
Sen de.
You'll have neither the time nor the strength with work here.
Burada çalışacak ne zamanın ne de gücün kalır.
I have never understood you, neither you nor your mother.
Seni hiç anlamadım, ne seni ne de anneni.
Have you met Marguerite She's neither tall nor petite
Marguerite ile tanıştınız mı? Kendisi ne kısa ne de uzundur.
Neither have I, and well maybe I'm takin'a lot for granted, but I watched you with that baby.
Benim de yok, ve belki kendi kendime gelin güvey oluyorum ama sizi o bebekle gördüm.
So you made sure that if you couldn't have his love... neither should Ruth.
Böylece onun aşkına sahip olamayınca Ruth'un sahip olmasını da engelledin.
Maybe you don't. And you don't have to go on... lying to me no more neither.
Ve evlenmeyeceksin de bana daha fazla yalan söylemene gerek yok.
You have neither the power nor the right... to do this thing.
Bunu yapmaya ne gücün ne de hakkın var.
Are you doing a beauty cure or have you fallen in love? - Neither.
Güzellik kürü mü yaptırıyorsun, yoksa âşık mı oldun?
We'll have a pact, you and I. Neither of us quit.
Seninle anlaşalım. Kimse bırakmayacak.
What you need is something I have neither the time... nor the inclination to give you.
Size verecek ne zamanımın ne de isteğimin olduğu bir şey istiyorsunuz.
And I shall prove to you that this man who stands before us, is neither Giacomo nor jester, but your deadly enemy, the leader of the rabble who have sworn to have your head, the Black Fox himself!
Ve karşımızda duran bu adamın kim olduğunu size ispatlayacağım. O, ne Giacomo ne de soytarı, ama sizin ölümcül düşmanınız, kellenizi almaya yemin eden ayaktakımı lideri, Kara Tilki'nin ta kendisi!
As for your soul you'll have neither cooler nor hotter place than this.
Sizin ruhunuza gelince siz bundan ne daha serin ne daha sicak bir yer bulacaksiniz.
Mrs. Teleton, neither Oliver nor I have any desire to hurt you.
Bayan Teleton, ne Oliver ne de ben seni incitmek istiyoruz.
The truth is, you didn't take the wheel off to check, so neither of you could have known.
Gerçek şu ki, kontrol etmek için tekeri çıkarmadın, bu nedenle ikiniz de bilemezdiniz.
Neither you nor I have the courage for that. Am I right?
Hiçbirimizin de bunu göze alacak cesareti yoktu.
And yet, neither side has been able to place before you a witness who actually saw the crimes which the accused, Sergeant Rutledge, is alleged to have committed.
Ve şimdiye kadar, her iki tarafta... cinayeti gerçekte gören bir tanığa rastlamadı Sanık, Çavuş Rutledge, cinayet teşebbüsü ile suçlandı.
I have nothing and neither do you.
Benim olmadığı gibi senin de hiç bir şeyin yok.
I have received neither soldiers nor silver from you gentlemen, for this war.
Oysa ki bu savaş için sizlerden, ne asker ne de gümüş geldi, beyler.
If you write a statement... then Shimazo won't have to die... and neither will you.
Eğer bir açıklama yazarsan..... Shimazo Ölmeyecek... .. tabiiki sen de ölmeyeceksin.
Mr. Kyle, I have neither the time nor the desire... to play chess with you.
Bay Klyle, sizinle satranç oynamak için ne zamanım ne de isteğim var.
Now, Ogden tells me you have neither a passport nor a visa.
Ogden senin pasaportunun ya da vizenin olmadığını söylüyor.
Mr. Cogley, you have listened to testimony from three witnesses, and in neither instance have you availed yourself of your right to cross-examine.
Bay Cogley, üç şahidin yeminli ifadelerini dinlediniz. Hiçbirinde de çapraz sorgulama hakkınızı kullanmadınız.
You have your job, I have my ship. And neither one of us will change.
Senin işin var, benim gemim var ve ikimiz de değişmeyeceğiz.
Here you'll see so much gold neither you nor Korzh just have dreamt about.
Bolca altın bulacaksın, sen ve Kori'nin..
You see, Nicholas, you have been neither my guest nor my victim... but my colleague.
Gördüğün gibi Nicholas, konuğum ya da kurbanım değilsin artık iş arkadaşımsın.
Neither you, this ship, nor all your worlds have the power to stop us.
Ne siz, ne de bu gemi ve dünyalarınız bizi durduracak güce sahip değil.
You've never seen a boxing match, neither have I.
Daha önce hiç boks maçı görmedin.
Neither do I but how do you propose we do what we have been ordered to do?
Ben de. Ancak emirler böyleyken nasıl başka bir çözüm teklif edebiliriz ki...
well, I would love to, but try to understand, how can you stay with me if I have neither house nor home?
Şey, isterdim, ama anlamaya çalış, benimle nasıl kalırsın, ben de sıcak bir yuva yok ki?
My pupils have neither wronged you nor bear a grudge
Öğrencimin seninle bir alıp veremediği yoktu.
Gee, you know, neither have I. I can offer you some raisins if...
Ben de yemedim. Size biraz üzüm verebilirim.
You don't drink Sake, neither are you interested in women. Why on earth have you become a mercenary then?
Sake içmiyorsun, kadınlardan hoşlanmıyorsun ne diye paralı asker oldun o halde?
You have come to her funeral but you are neither interested in her, me or our son.
Cenazesine geldiniz ama onunla, benimle ya da oğlumuzla ilgili değilsiniz.
I don't have anything and neither do you.
Başka bir şeyim yok, sizlerin de.
Do you have good dreams? - No. - Neither do I.
Iyi rüyalar var mı? -
Since neither of you seem to have that bottle, I assume it is now the property of Romer Treece.
Şişe ikinizde de olmadığına göre, bana öyle geliyor ki, o artık Romer Treece'in olmuş.
neither have i 160
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you eaten yet 24
have you eaten 167
have you seen this man 54
have you ever seen 18
have you been here before 40
have you got it 61
have you seen my 26
have you been there 61
have you been 50
have you lost your mind 347
have you seen my keys 18
have you ever tried it 24
have you seen him 259
have you 2570
have you seen it 165
have you got that 66
have you ever 103
have you been drinking 218
have you been well 68
have you seen my keys 18
have you ever tried it 24
have you seen him 259
have you 2570
have you seen it 165
have you got that 66
have you ever 103
have you been drinking 218
have you been well 68