Not a bit tradutor Turco
2,208 parallel translation
And he's got a little bit of an ego on him, but he's not unreasonable.
Biraz kendini beğenmiş biridir, ama mantıksız değildir.
A little bit, but that's not what I mean.
Biraz, ama söylemek istediğim bu değildi.
Uh, n-not kidding, even a little bit.
Dalga geçmiyorum. Hiç dalga geçmiyorum.
So you're not just in Gillian's life for a bit of the old, you know.
Sen Gillian'ın hayatında sadece şey için bulunmuyorsun değilmi?
- Not even a bit?
- Azicik ta mi olsa?
- Not even a little bit.
- Alakası bile yok.
And after chatting a bit, I have to say that while she is a perfectly unique young woman, you two are definitely not suited for each other.
Biraz sohbet ettikten sonra da kendisinin kusursuz, eşi benzeri olmayan genç bir bayan olduğunu ama seninle kesinlikle hiç uyuşmadığını söylemem gerekiyor.
- For a short story, that kind of went on a bit. Not only do I not remember putting it back in the fridge empty, I don't even remember finishing it. - Senility, you know.
Kısa bir hikayeye benziyor devam et.
I-I was expecting something a little bit more "American Psycho"... not stabbing a homeless man, but at least feeding a cat to an A.T.M.
Ben, evsiz barksız birini bıçaklamasa da da en azından bankamatiklerdeki kedileri besleyen biraz daha "Amerikan Sapığı" tarzında bir şey bekliyordum.
And I'm feeling just a little bit weird being the only person in the room not wearing any clothes, so...
Odadaki tek elbisesiz insan olmaktan dolayı kendimi biraz garip hissediyorum..
You don't scare me, Ari, not even a little bit.
Beni korkutmuyorsun, Ari. Zerre kadar korkmuyorum senden.
Not even a little bit.
Biraz olsun bile.
No, no, not at... all, but, see, Noah was a bit oblivious to people's feelings, so sometimes that would come across as rude.
Hayır, öyle bir şey yok, ama Noah insanların duygularından biraz habersizdi.
Mother, she definitely is not. But you know what a tough time we have and I... I'm just trying to let her grow up a little bit.
Anne, kesinlikle o değil ama ne kadar zor zamanlar geçirdiğimizi biliyorsun ben de onun biraz büyümesine yardım etmeye çalışıyorum.
Well, I'm sorry, I'm just a little bit... Frustrated with my brother and sisters and you for not taking this selling the boat thing seriously.
Kusura bakma sen ve kardeşlerim bu tekne konusunu ciddiye almadığınız için biraz hayal kırıklığına uğradım.
He's a bit strange, but we can't assume that his art is not competent
Biraz garip,'s ama biz onun sanat yetkili değildir kabul edemeyiz
I'm not going to take just anything, so I'm going to stay with Nina for a bit.
Çok bir şey almayacağım, bir süre Nina ile kalacağım.
They could not find any marks on it except for around the jaw and, I think, a little bit around the eyes- - the only place they saw tool marks using their techniques.
Onlar herhangi bir işaret bulamadı Üzerinde hariç çene çevresinde ve, bence, biraz tek yer - göz çevresi bunlar alet izleri gördüm Onların teknikleri kullanarak.
All right, well, maybe not wasted but what about a bit of a buzz now and then?
Peki, kafayı bulmak değil de, belki ara sıra hafif çakır keyif olmak.
Somewhere out there, perhaps not so far away, Is a rocky planet a bit like Earth... A planet with liquid water,
Dışarıda belki de çok uzak olmayan bir yerlerde biraz olsun Dünya gibi kayalık sıvı suyu olan yaşamın başladığı bir gezegen vardır.
"It's a bit of a coincidence, him not being around."
Onun oralarda olması ufak bir tesadüf yani.
- Not even a little bit?
Azıcık bile mi?
You were not here so I had to entertain her for a bit.
Sen de yoktun. Onunla ben ilgilendim.
It's a bit like a crocodile claw, but not really close enough.
Timsah pençesine biraz benziyor ama yeterince yakın değil.
.. its not cool, anyways ill see you in a bit
Pek havalı değil. Sonra görüşürüz. - Peki.
Right, they're not, and this, the fly that bit you- - it's not a house fly.
Evet değiller. Ayrıca seni ısıran şu sinek var ya. Sıradan bir sinek değil.
Not if we wait a bit!
Biz de daha azını beklemiyorduk.
Well, not talking has become a bit of a habit.
Konuşmamak kötü bir alışkanlık oldu.
It's a bit of a coincidence if it's not.
Değilse de tesadüftür.
It's a little bit like dating... except you're not trying to hide how crazy you are.
Ne kadar deli olduğunu saklaman dışında bu bir tür randevu gibi.
Maybe, you know, maybe I need to grow up, maybe I'm a bit of a baby, but at least I'm not a cheater, you know?
Belki, belki de olgun olmam gerekiyor,... belki de biraz çocuksuyum, ama en azından aldatan ben değilim.
Not really, well, a little bit..
Pek değil, yani biraz...
You know what. Has not changed a bit.
Sen. Hiç değişmemişsin.
They're, er... not coming to get her until about midday, so... you've got a bit of time.
Öğleye kadar onu almaya gelmeyecekler, yani biraz zamanın var.
That looks like not even a little bit of fun.
Wow. biraz bile eğlenceli gözükmüyor.
Not even waiting for the thing to be born and to live a bit and then eat it.
Bir şeyin doğup biraz yaşamasını beklemeden direk onu yemek...
Yeah, just... just a bit annoyed today'cause, you know, I thought I'd seen the Great Wall of China, which, being honest with you, it's not the Great Wall.
Bugün gerçekten sinirlendirdiler beni. Bugün muazzam bir Çin Seddi göreceğimi düşünmüştüm. Dürüst olmak gerekirse ortada muazzam olan birşey yok.
Just a little bit'cause I'm not very good with these.
Ben az alayım, bunlarla aram pek iyi değil.
Does it make the tourists feel like, "oh, it's a bit edgy," but really it's not gonna kick off?
Turistleri biraz tedirgin etmiyor mu? Sonuçta bizi öldürmezler değil mi?
Not even a little bit?
Birazcık bile mi?
The only thing that I'm a bit sort of * * * about is not seeing the Mexican jumping bean.
Ayrıca kızdığım bir başka konu da zıplayan Meksika fasulyelerini görememiş olmam.
I'm not gonna go, "Just like this, just something with a bit more outside space."
Şey demeyeceğim, "Bunun gibi ama bahçesi biraz daha geniş olsun."
Like not even a little bit.
Çok azıcık bile anlamadım.
I did a little bit of extra digging, and I found out that that painting... was insured for $ 150,000... Not once, not twice, but three times.
Biraz daha araştırma yaptım ve o tablonun bir değil, iki değil, üç kez $ 150,000'a sigortalandığını öğrendim.
Oh, and Neil, Will's a little bit stressed at the moment and me not being around might bring on one of his migraines.
Neil, Will şu sıralar stresli. Benim de evde olmamam, migrenini azdırabilir.
Not really, so a bit.
Hiç değil.
You're so... cool, and I get scared you're going to want to go out with someone else and not me because I'm not beautiful or funny or perfect, or even just a little bit cool.
Çok havalısın ve ben bir başkasıyla olacaksın diye çok korkuyorum. Çünkü yakışıklı, eğlenceli ya da muhteşem biri değilim. Zerre havalı bile değilim.
Today, though, you watched me give a lady a really big ass. And I'm not the slightest bit worried about it because I know for a fact there's no boyfriend pressuring her.
Bugün beni bir kadına gerçekten büyük bir popo implantı takarken izledin gerçi ama ben bundan hiç endişelenmiyorum çünkü ona baskı yapan bir erkek arkadaşı olmadığını biliyorum.
This bit is not a separate shrimp, it's actually a claw.
Bu başIı başına bir karides değil, bir pençedir.
And this bit is not a jellyfish, it's a mouth.
Bu ise bir denizanası değil bir ağızdır.
All this weight does not make a bit of difference in this car, my friend.
Tüm bu ağırlık bu arabada en ufak bir fark bile yaratmıyor, dostum.
not a bit of it 20
not allowed 48
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not allowed 48
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not at 40
not all at once 17
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not at 40
not all at once 17
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32
not at night 20
not a thing 280
not all of us 56
not all 133
not at the same time 17
not all of them 194
not all of it 125
not a good time 105
not a chance in hell 32
not at night 20
not a thing 280
not all of us 56
not all 133
not at the same time 17
not all of them 194
not all of it 125
not a good time 105