Not all at once tradutor Turco
218 parallel translation
Oh, not all at once.
Hepsi tek seferde değil tabii.
Sure, but not all at once.
Evet, ama şu anda değil.
Not all at once, gentlemen.
Bu kez değil, beyefendiler!
Not all at once.
Hepsini bir kerede değil.
Oh, not all at once.
- Bir seferde değil.
Not all at once!
Aynı anda çıkmayın!
Not all at once, of course.
Bir anda olmadı tabi.
Not all at once.
birden olamam.
"you wouldn't wanna eat him... not all at once."
hepsini bir kerede yemek istemedim. "
He said, "Well, no, not all at once," and sort of laughed.
O da, "Hepsini birden almıyorum tabii." diyerek gülmeye başladı
Not all at once.
Hepiniz bir kerede değil.
Just not all at once though.
Ama hepsini bir seferde olmaz.
I mean, not all at once, but in...
Hemen değil ama zamanla...
It does seem an odd thing to say. Had anyone said that to me a year ago... I'm not at all sure I would have known what a zombie was.
Söylemesi biraz garip ama bir sene önce birisi bana bunu söylese zombinin ne olduğunu bile bileceğimi sanmıyorum.
Not now, ever or at no time. There's no Zelda, all right?
Ne şimdi, ne de bundan önce.
It's not difficult at all once you understand it's a pattern.
Bir model olduğunu bir kez anlarsan, hiç de güç değil.
Not at all, sir, but Miss Cooper just walked by and you were looking for her.
Hayır, hiç de değil, ama Bayan Cooper az önce geçti ve siz onu arıyordunuz.
Not long ago I didn't know you at all.
Bir süre önce sizi tanımıyordum.
Not once since I've met you have you been right about anything at all!
Şimdiye kadar herşeyi senin gibi doğru bildiğini sanan biriyle hiç karşılaşmadım.
I saw him / it before not at all long time.
Ben onu uzun zaman önce görmüşdüm.
As such, acceptable socially at all the big houses in the county. Which would explain, would it not his presence at the functions you spoke of, which preceded each robbery?
Bu yüzden ülkedeki tüm büyük aileler için kabul gören biri, bu da her soygundan önce olduğunu söylediğin etkinliklerde bulunmasını açıklıyor.
I tell you, I've met you before, you must believe me not at all it'd be a pleasure...
Diyorum sana, seninle daha önce tanışmıştım, inan bana. Hiç de bile. Zevk duyarım.
Individually, they're not worth much, but when you catch them all at once...
Tek tek, pek değerli değiller, ancak hepsini tek seferde yakaladığın da...
Not all at once.
Hepsi bir anda.
But once I calmed down, I suddenly realized you're not insane at all.
Ama sakinleştiğimde, birden farkettim ki hiç de deli değilsin.
Anything you want. I glanced at a bartender's book once... and memorized them all. Instantly.
Bir keresinde, bir barmenin not defterine göz attım... ve her şeyi anında ezberledim.
Right I was saying it's not very interesting because... we all get there at once and we have to draw lots with the winner.
Diyordum ki ilginç değil çünkü... hepimiz aynı anda varıyoruz ve çoğumuz berabere kalıyoruz.
As far as I know, people, all drowned persons appear at the surface at least two times : this one - not once!
Bildiğim kadarıyla, millet, boğulan insanlar en az iki kere yüzeye çıkarlar, ama bu hiç çıkmadı!
He had followed all the trails, even to the cemetery at Mission Dolores, where Madeline came to pray at the grave of a woman long since dead, whom she should not have known.
Bütün izleri takip etmisti. Hatta, Madeline'nin uzun zaman önce ölmüs bir kadinin, hani su tanimiyor olmasi gereken, kabrine dua etmek için geldigi Dolores Misyon'undaki mezarliga kadar...
Could we not all look at once, please?
Lütfen aynı anda bakmayalım, olur mu?
So, given a constant frame of reference within which to experiment... according to Galileo's original principles... and accepting the hypothesis that light always travels... at 186,282.397... miles per second in all directions at once... the main point I've demonstrated... is that all measurements of time and space... are necessarily made relative to a single observer... and are not necessarily the same for two independent observers.
O halde, deney yapmak için bir referans noktası dikkate alındığında Galileo'nun Görelilik Prensibi'ne göre ve ışığın tüm istikametlerde hiç duraksamadan saniyede 299,792 nokta 458 km. hızla gideceği varsayımını kabul edersek örneklerle açıklamaya çalıştığım konu uzay ve zamandaki tüm ölçülerin tek bir gözlemciye göre oluştuğu ve diğer gözlemcilerle aynı olmak zorunda olmadığıdır.
You know... it's not easy when everything's handed to you all at once.
Bilirsiniz, her şey bir anda size verilince serinkanlı olmak gerekir.
I'll stop him once and for all wait let us not be so hasty this boy is a source of great power if we capture him he will supply the Magnabeam with all the energy at least and with the Magnabeam charged...
Bu sefer onu sonsuza kadar durduracağım. Hayır, bu kadar aceleci olmayalım. Bu savaşçı harika bir güç kaynağı.
I'm afraid not, Suzanne, we need one we can all look into at once.
Yapamayacağız Suzanne, hepimizin bir kerede sığabileceği bir aynaya ihtiyacımız var.
For a long time lovers have slept here with one another, and they did not notice at all, as the tide came in.
Buraya "Özel Oda" diyorlar. Çünkü, uzun zaman önce iki aşık buraya gelip, çılgınca sevişirlermiş öyle ki, med ceziri bile fark etmemişler.
Do not drink it all at once, and if possible, try not to drink it alone.
Hepsini bir seferde içme. Ve mümkünse yalnız içmemeye çalış.
I mean, talking to them, instead of getting it all at once, up here, whether I want it or not.
Yani, her şeyi istesem de istemesem de... bir anda öğrenmek yerine, onlarla konuşmayı kastediyorum.
We can say that if our message does hit another planet then, almost certainly, it'll be so far away that if those people up there had a telescope looking back at us, then what they would be seeing is not us at all,
Şunu söyleyebiliriz ; mesajımız bir diğer gezegene ulaşacaksa kesinlikle çok uzun bir zaman alacaktır. Ve oradakilerin bize baktıkları bir teleskopları varsa gördükleri bizler değil, 65 milyon yıl önce var olan dinozorlar olur.
Sword Hall was well-known 25 years ago Pegasus Hall was not famous at all
25 yıl önce Silah Salonu çok ünlüydü o zamanlar Pegasus Salonu da ünlü değildi
Not that you love too much, but too many, and all at once.
Belki sevginizden çok sayıda, kadınla birlikte oluyorsunuz.
Too much freedom all at once is not good.
Bir anda çok fazla özgürlük iyi değildir.
But try not to kill all your patients at once, Dr. Greene.
Ama tüm hastalarını birden öldürmemeye çalış Dr. Greene.
Not at all. We must stop at once.
- Bu hemen sona ermeli.
But if we can relinquish just once what has comforted and filled us and really say goodbye, perhaps the result will be a merry wee "hello" to something new, unlike the old and not tasting like it, and for precisely that reason not so bad at all.
Ancak bizi rahatlatan ve tatmin eden şeylere elveda dememiz yeni şeylere merhaba dememiz anlamına gelebilir ve bu da o kadar kötü olmayabilir.
But if the legends surrounding the Vorlons are correct... remember that they do not reveal themselves quickly and never all at once.
Eğer Vorlonlar hakkındaki efsaneler doğruysa, asla kendilerini açıkça ifade etmeyeceklerdir.
- Yeah, well if you're not home before midnight don't bother coming home at all.
Eğer gece yarısından önce dönmezsen hiç dönme! " dedi.
And if they do not come, which I think is infinitely more likely, then at least Pandora's box will have finally been closed once and for all.
Ve eğer gelmezlerse, bence olması açık farkla en mümkün olan en azından Pandora'nın kutusu son kez ve tamamen kapatılmış olur.
Try not to go through them all at once.
- Hepsini bir seferde yaşamayın.
Not yet. I want to catch all these guys at once.
Daha değil. Hepsini birlikte yakalamak istiyorum.
- No, not at all. I was just reviewing the same work I was doing over a month ago.
Hayır, girsene ben de bir ay önce Katie'yle yaptığımız pratikleri izliyordum.
You're not his type at all.
Herşeyden önce onu tipi değilsin.
not allowed 48
not all of us 56
not all 133
not all of them 194
not all of it 125
not all the time 106
not all the way 20
not all of' em 17
all at once 82
at once 212
not all of us 56
not all 133
not all of them 194
not all of it 125
not all the time 106
not all the way 20
not all of' em 17
all at once 82
at once 212
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not at 40
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32