Of all people tradutor Turco
7,685 parallel translation
I must say, you of all people, you disappoint me, if you don't mind my saying so.
Söylemem gerek ki, tüm insanlar içinden siz beni hayal kırıklığına uğratıyorsunuz, söylememde sakınca yoksa.
Naturally, we would not wish you, of all people, to be obliged to leave.
Fakat bu kadar insan dururken gitmek zorunda kalmanızı istemeyiz.
You of all people should know that.
Hepinizi bunu bilmeliydiniz.
And you of all people should understand that.
Hepinizin bunu anlaması gerekirdi.
I can't believe that you, of all people, are my biggest problem today, Jeffords.
Bugün en büyük sıkıntımın sen olduğuna inanamıyorum, Jeffords.
I guess I thought you, of all people, might find it in your heart to forgive me.
Herkesten önce senin kalbinde beni affedecek merhamete sahip olacağını düşünmüştüm.
I know firsthand how disconcerting it can be to take a cold, hard look at one's self, and you, of all people...
Kendine bakmanın ne kadar soğuk ve zor olduğunu ilk elden biliyorum.
Oh, in that case, you of all people would be clamoring to get caught.
Gidecek olsaydı, şimdiye kadar, çoktan giderdi. Şayet ona saldırmamış olsaydın.
My sister edie is getting married To don ekblad, jr. Of all people,
Kız kardeşim Edie onca adam arasından Don Ekblad Jr'la evleniyor ve benden nedime olmamı istedi.
I mean, elena, you of all people
Mesela sen Elena...
You of all people should understand.
Bunu herkesten çok senin anlarsın.
As you know, this is something I wanted for a very long time and I wanted to thank all of the people at Greendale that helped me achieve this and my partner, Domingo.
Bildiğiniz üzere, bu uzun süredir istediğim bir şeydi. Greendale'de bana yardımcı olan herkese teşekkür etmek istiyorum ve partnerim, Domingo'ya.
Or Professor DeSalvo was targeted by a group of people he vastly underestimated, in which case the money was given and then taken back and nobody owes anybody anything. All he would have to do is admit.
- Ya da Profesör DeSalvo hafife aldığı kişilerce hedef haline geldi böylelikle verilen para geri alındı ve kimsenin kimseye borcu kalmadı.
He can get us in front of all the right people.
Eski dostuz. Bizi doğru insanların önüne çıkarabilir.
When I found out about all those people who died because of me, I took one last thing from the group's network... a raw chunk of source code from a set of old drives.
Benim yüzümden ölen insanları öğrendiğimde grubun ağından son bir şey aldım. Eski sürücülerdeki ham haldeki kaynak kod.
People in debt, compulsive gamblers... they represent huge markets for certain products... payday loans, online poker sites, and, of course, antidepressants, all products currently sold by Fetch Retrieve's advertisers.
Borcu olanlar. Kumar batağındakiler. Belirli ürünler için ciddi bir alıcı kitlesi oluşturuyorlar.
I just wanted to make sure you spend your last precious moments thinking about all those innocent people who are going to suffer because of you.
I sadece geçirmek emin olmak istedim. Son değerli anları düşünmeye. Acı olacak tüm bu masum insanlar.
If we don't put our money into the future, we might as well just... just lay down in the middle of the road and let the summer people drive all over us.
Eğer paramızı geleceğe yatırmazsak, biz de pekala yolun ortasına yatıp yazlıkçıların üzerimizden geçmesine izin vermiş oluruz sadece.
Out of all those people with access to Agent Gaad's office, do you recall anyone being in there alone?
Ajan Gaad'ın ofisine girebilecek olan onca kişi arasında odada yalnız bulunan herhangi birini hatırlıyor musunuz?
All the business of sitting, holding hands, and putting all these false memories into people's minds...
Bütün bu oturup, ellerini tutmalar ve bu sahte anıları insanların zihinlerine yerleştirmeler...
I kept on trying to audit. I could not figure out how I could have all these spirits of dead people attached to me, inside me, on me.
Seansı yapmaya çalıştım durdum ama bu ölü insanların ruhları nasıl içimdeler veya üstümdeler anlayamıyordum.
We would put a team of people onto going through all of these pc folders and finding things that they believe. By exposing them or threatening to expose them, they will cower the person that they're worried about into silence.
Bir takım oluşturup, bu dosyaları incelemeleri için görevlendirirdik ve ifşa ederek veya ifşa etmekle tehdit ederek insanları susturabilecekleri bilgileri bulmalarını isterdik.
All of these people want to use you... my mother, Quinn, even Sunny.
Annem, Quinn hatta Sunny seni kullanmak istiyor.
With the authority of high priest Caiaphas, I, Saul of tarsus, hereby accuse all the people here of supporting blasphemy!
Başrahip Caiaphas'ın yetkisiyle ben, Tarsuslu Saul, şimdi burada bulunan herkesi bu sapkınlığı desteklemekten suçluyorum!
He ran through a group of people, and then, all of a sudden, I... that... other guy was pointing a gun at me.
Bir grup insanın arasına daldı, ve sonra, aniden, ben diğer adam silahını bana doğrultmuştu.
We'll need his name and a list of all the other people - that have access to the property.
Onun ve buraya giriş izni olan... diğer herkesin ismine... ihtiyacımız olacak.
Don't I kind of stand out among all these old people?
Tüm bu yaşlı insanlar arasında mı kalacağım?
That's actually a list of all the people who do have a license to import Amazonian Puffer fish.
Aslında bu dışardan Amazon Kirpi balığı... alma lisansı olan insanların listesi.
As we told you an hour ago, the reports continue to pour in from all over the globe of the impossible... That people are apparently returning from the dead. All of you out there will know more as soon as we do.
bir saat önce de söylediğimiz gibi tüm dünyada imkânsız görülen şeyler olmaya devam ediyor..... anlaşılan bunlar ölüp geri dönen insanlar, sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz...
Oh, no, it's just one of the problems of being around sick people all day.
- Hasta insanların yanında çalışmanın götürülerinden biri.
I just... everything's kind of on the front of my brain right now, and I just like used to trust people and now I feel like I have to be paranoid all the time.
- Hayır, çok konuştum her şey şu an beynimi işgal ediyor eskiden insanlara güvenirdim ama şimdi sürekli paranoya oluyorum.
Libby, people fantasize about all sorts of things that they never do- -
Libby, insanlar daima asla yapamayacağı şeylerin hayalini kurar...
And that ability to deal with people comes down to one all-important law of human conduct.
Bu insanlarla baş etme becerisi çok önemli bir insan davranışları düsturundan kalmadır.
That's all you are now, one of those people?
Artık sadece bu musun? O insanlardan biri misin?
But the witness statements, as well as the list of people who gave them, they're all missing.
Ama bu tanıkların ifadeleri yani bu ifadelerin olduğu sayfaların hiçbiri yok.
With all the panic, guards are pushing people out of the city,
Tam bir panik halinde, Gardiyanlar halkı şehir dışına çıkmaya zorluyor.
I am just one of the people who is sick of the social order, sick of the establishment, sick to my soul of it all.
Ben sadece toplumsal yapıdan bu düzenden bıkmış usanmış olanlardan biriyim.
And after all of these meetings with all these people, she would come to me and, " Let's get the guns.
O insanlarla katıldığı toplantılardan sonra gelip diyordu ki " Silahları alalım.
Whenever she'd see, like, Aretha Franklin and Gladys Knight and all of these people on the prime television shows, she, of course, was very upset because she wasn't able to get on to these shows because of her reputation.
Ne zaman Aretha Franklin'in, Gladys Knight'ın veya onlar gibi birilerinin önemli televizyon programlarına çıktığını görse, tabii çok üzülüyordu çünkü saldığı ün yüzünden kendisi o programlara çıkamıyordu.
I'd ask what, but I wouldn't want you to have to kill me in front of all these people.
Nedir diye soracağım ama herkesin önünde beni öldürmeni istemem.
But you're forgetting the girl who's never gonna be a victim of Joe Carroll or the boy that's not gonna be corrupted by Strauss, all those people who are safe because you and I did our jobs.
Ama asla Joe Carroll'ın kurbanı olmayacak kızı ya da asla Strauss tarafından yoldan çıkarılmayacak çocuğu unutuyorsun tüm o insanlar, sen ve ben işimizi yaptığımız için güvende.
Laverne, all of those people out there, we have to protect them.
Laverne, herkes orada, onları korumak zorundayız.
All those people died because of him.
Diğer herkes onun yüzünden öldü.
There are five people in all of these images.
- Bu fotoların hepsinde beş kişi var.
It's just, we're all at Mam and Dad's and it's so full of people...
Hepimiz babamların evinde kalıyoruz ve ev çok kalabalık.
Now I live in a house full of naked people and all of my friends are her friends, and all I have is work and I never want to go home.
Şimdi çıplaklarla dolu bir evde yaşıyorum ve bütün arkadaşlarım onun arkadaşları. Tek istediğim şey çalışmak. Eve gitmek istemiyorum.
Let it be known to all of you and to all of the people of Israel that he was healed by the name of Jesus Christ of Nazareth, whom you crucified!
Hepiniz ve tüm İsrail halkı duysun. O adam, çarmıha gerdiğiniz Nasıralı İsa Mesih'in adıyla... -... iyileşti!
Hear our message of hope and love for all people. Come.
- Tüm insanlık için umut ve sevgi mesajımızı işitin.
[grunts] Some of these people are dangerously insane, deranged beyond all hope.
Bu insanların bazıları tehlikeli bir şekilde akıl hastası.
Plus, people do all kinds of things in hotels they don't do at home.
Artı, insanlar evde yapmadıkları birçok şeyi otelde yapıyorlar.
She can't just walk all over the people of the city like the Jolly Green Giant.
Şehirdeki herkesin üzerine Jolly Green Giant'mış gibi gidemez.
of all 19
of all days 33
of all things 75
of all places 76
of all the 23
all people 17
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
of all days 33
of all things 75
of all places 76
of all the 23
all people 17
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like you 105
people like me 81
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32
people screaming 74
people change 205
people talk 81
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people get hurt 32