On who tradutor Turco
31,099 parallel translation
Now given that he burned those pages, our German suspect is possibly the only person who knows what was on them.
O kâğıtları yaktığını düşünürsek, muhtemelen o kâğıtlarda ne yazdığını bilen tek kişi Alman şüphelimiz.
Found a person who could talk sense into him, and flew him in on the Bunker Hill jet.
Aklını başına getirecek kişiyi buldum. Bunker Hill jetiyle buraya getirttim.
The only person who has the power to put pressure on an asshole like Nathan Burns is a bigger asshole, and you said it yourself, William Sutter will do anything to get what he wants.
Nathan Burns gibi bir pisliğe baskı yapabilecek tek kişi daha büyük bir pislik. Kendin söyledin William Sutter istediğini almak için her şeyi yapar.
Depending on who finds us first.
Bizi önce kimin bulduğuna bağlı.
It's my privilege right now to bring somebody on who wasn't scheduled to speak, but wants a couple minutes of your time.
Şimdi de programlanmamış bir konuşma yapması için birini çağırmak benim ayrıcalığım ama birkaç dakikanızı ayırmanız gerekiyor.
I don't think it was you who jumped on me.
Üstüne atlamam falan...
Did you have any luck finding out who put that bug on your car?
Arabanıza kimin dinleme cihazı koyduğunu bulabildiniz mi?
Who did you see on the TV, Caitlin?
Televizyonda kimi gördün Caitlin?
Outside of you, me, and Hiro, everyone else who knew about this plot perished on those ships.
Sen, ben ve Hiro dışında bunu bilen herkes o gemilerde öldüler.
All the fighting seems to start with who sits where on the bus.
Bütün kavga otobüste kimin, nereye oturacağıyla başladı.
Then all of a sudden, someone who could be your president says you are not welcome here and that you should be put on a register.
Derken birden başkanınız olabilecek biri burada hoş karşılanmadığınızı, fişleneceğinizi söylüyor.
I don't think there's even the most evangelical Christian, who's a burn victim, just hanging on to life support in a hospital, just... "I feel so free."
En ateşli Hristiyanlar bile yanıklar içinde yaşam destek ünitesine bağlı yatarken şöyle demezler...
Before torrio leaves town, he sets up Capone with a powerful mobster who runs a bar on coney island... But he's also known throughout the city as one of New York's top hit men.
Torrio kasabayı terk etmeden önce..... Capone'u, Coney Island'da bar işleten..... güçlü bir gangster olan ve..... New York'un en popüler adamlarından..... birisine teslim eder.
An emotionally-stunted boy who can't stand his own feelings of helplessness because it reminds him of the psychic trauma inflicted on him by his now catatonic mother.
Şu an katatonik bir durumda olan annesinin eskiden yaşattığı psikolojik travma yüzünden çaresizlik hissine dayanamayan duygusal gelişimini tamamlayamamış bir çocuk.
And this company can't have an attorney who's willing to turn on his own client.
Bu şirket kendi müvekkilini satan bir avukata sahip olamaz.
I mean, there have got to be dozens of women out there who wouldn't mind another spin on the Wheeler.
Tabii gözünü Wheeler'a diken bir sürü kadın vardır ortalıkta.
He's the wise, eternal Judge who sits on high, has the final say on all disputes between our two realms.
Ölümsüz, bilge yargıçtır kendisi. İki taraf arasındaki anlaşmazlıklarda son sözü kendisi söyler.
I don't know how you would characterize the gang leaders who got 13-year-old kids hopped up on crack and sent'em out onto the street to murder other African American children.
On üç yaşında çocuklara taş kokain verip onları diğer Afrikalı Amerikalı çocukları öldürsünler diye sokağa salan gangsterleri nasıl tanımlarsınız bilmem.
I think that's one thing as conservatives, who believe in the free market and limited government, we pride ourselves on.
Serbest piyasa ve sınırlı devlete inanan muhafazakarlar olarak bundan gurur duyuyoruz.
And conservatives, who were always seen or understood within the narrative as being the tough-on-crime ones, um, have now embraced justice reform.
Muhafazakarlar her zaman suça karşı katı tutum içinde olarak görülür ve bilinirdi, ama şimdi adalet reformuna kucak açtılar.
For many of us, you know, [stammers] whose families lived through this, who are extensions of this kind of oppression, we don't need to see pictures to understand what's going on.
Aileleri bunları yaşamış olan, bu tür bir baskının uzantısı olan bizler neler olduğunu anlamak için filmler görmeye gereksinim duymuyoruz.
When we think about the children who were killed at the hands of the state, I think about Tamir Rice at 12 years old, and the way that he was killed, you know, it hits my heart.
Devletin elinde öldürülen çocukları düşündüğümüzde on iki yaşındaki Tamir Rice'ın...
He's the inmate on death- - I know who he is.
- İdam cezasını bekleyen mahkum- - - Kim olduğunu biliyorum.
They're the only ones who know what's going on.
- Olan biteni bir tek onlar biliyor.
Yeah, a son of a bitch who's got the full weight of the New York City Legal Code on his side.
New York şehir kanunnamesini arkasına alan bir orospu çocuğu.
I thought you were in real trouble, but they wouldn't let me see you, so I asked a friend of mine who works in the infirmary to check on you, and ten minutes ago he told me that he's pretty damn sure
Gerçekten başın belada sanmıştım ama seni görmeme izin vermediler. Ben de revirde çalışan bir arkadaşımdan seni kontrol etmesini istedim.
Professor, this man has a wife who gave up on him and children that he doesn't see.
Profesör, bu adamın artık ondan ümidini kesen bir karısı ve göremediği çocukları var.
And I'm not the one who's on trial here.
Burada duruşmada olan ben değilim.
I can see by that look on your face you're wondering who I am after all.
Suratındaki ifadeden kim olduğumu merak ettiğini anlayabiliyorum.
I'm still sleeping on a cot on a pirate ship near a pregnant woman who likes to snore.
Hâlâ bir korsan gemisinin yatağında, horlamayı seven bir hamile kadının yakınında uyuyorum.
I've pulled myself through life for 50 years now, and every year I keep pulling, and when it's finally my turn to rest, this girl who I've carried like a... like a scab on my soul,
Hayatım boyunca çabaladım. 50 yıl oldu. Her yıl çabalamaya devam ettim.
You know, there's at least a couple of people living in tents on Division Street right now who thought it could never happen to them.
Division Street de, ne yapacağını bilmeyen evsiz insanlar dolu. Tatlım, biraz vaktim var.
I was once fucking this guy who would breathe on every thrust...
Bir keresinde her gidip geldiğinde soluyan bir adamla yattım...
- Who are you to pass judgment on his grief?
Kim oluyorsun da onun yasını yargıIıyorsun?
So, come on, who was that heartbreaker, hmm?
Hadi ama, kimdi o kalp kıran?
It's almost like I don't know who that person was on the tape.
Neredeyse kasetteki kişiyi tanımıyorum.
I'm gonna bring everybody who lived in that house, and the actors who played them on the show, put them together in that house again.
O evde yaşayan herkesi ve programda onları canlandıran aktörleri, o evde tekrar bir araya getireceğim. Ama bu sefer :
Those people on the street who yell "murderer" at me, they're not seeing me.
Sokaktaki insanlar bana katil diye bağırıyor, beni görmüyorlar.
I'm not wasting my energy on someone who doesn't want to be a part of history.
İstenmeyen biri değilim Tarihin bir parçası olmak için... enerjimi boşa harcayamam.
I'm on your side, brother, and I thinkl know who it is.
Ben sizin tarafınızdayım kardeşim, sanırım kim olduğunu biliyorum.
'Cause I'm not some meat puppet who's just gonna smile and roll over on command.
Çünkü ben sana boyun eğip gülümseyecek canlı bir kukla değilim.
This is Ozzie Graham reporting on StarCrossed, a support group for people who believe they've been abducted by aliens
Bu, Ozzie Graham'ın uzaylılar tarafından kaçırıldığını düşünen kişiler için Şanssız adındaki bir destek grubu röportajı.
You struck me as a man who keeps an eye on his competition.
Beni onun rakibini bulmam için hedef aldın.
Seems like someone who would bid on the Seal.
Mühür için fiyat teklif edecek birisine benziyor.
I'm about to name his co-conspirators, his unindicted co-conspirators, people who turned a blind eye to the safety violations and who helped him get away with a slap on the wrist.
Komplo işbirlikçilerinin adlarını vermek üzereydim hakkında soruşturma açılmamış işbirlikçilerini güvenlik ihlallerini görmezlikten gelen ve hafif cezayla kurtulmasına yardım eden insanları.
Who's on the boat with her?
Yanında kim var?
He will have a mark on his head by virtue of who he is, and if you want what's best for him... you will come back to me.
Alnında kim olduğunu belli edecek bir izle dolaşacak, ve onun için en iyisini istiyorsan... bana geri döneceksin.
Says the woman who spent weeks catatonic on the couch in crusty yoga pants.
Kolalı gibi olmuş yoga pantolonuyla haftalar boyunca kanepeden kalkmayan kadın diyor bunu.
Who better to educate world leaders on made up climate change in a crisis that doesn't exist than an actor from Hollywood with zero years of scientific training?
Dünya liderlerini, uydurma bir iklim değişikliği krizi hakkında, hiç bilimsel eğitim almamış bir Hollywood aktöründen daha iyi kim eğitebilir ki?
So you're a scientist who studies the effects of agriculture on climate, but you grew up raising cattle and taking them to slaughter, right?
Tarımın iklim üzerindeki etkisini inceleyen bir bilim insanı olsanız da, büyükbaş hayvan besleyip onları kesime götürerek büyüdünüz, değil mi?
What would you do... if the man who murdered your children ended up on your doorstep that same day?
Çocuğunu öldüren adam aynı gün kapının önünde belirseydi sen ne yapardın?
on whom 16
on whose orders 31
on whose authority 46
whoa 32294
who are you 9775
whoo 4964
whole 40
whore 456
whoops 624
whoop 249
on whose orders 31
on whose authority 46
whoa 32294
who are you 9775
whoo 4964
whole 40
whore 456
whoops 624
whoop 249
whooshing 62
who is john galt 19
wholesome 21
who's that 2692
who are you waiting for 22
who is she 1115
who's 564
who's your daddy 65
who is it 3556
who's your boss 16
who is john galt 19
wholesome 21
who's that 2692
who are you waiting for 22
who is she 1115
who's 564
who's your daddy 65
who is it 3556
who's your boss 16