Open them up tradutor Turco
258 parallel translation
All right, boys, open them up.
Pekala millet, eski haline getirin.
- Go on, open them up.
- Devam et, aç şunu.
- Well, let's open them up.
- E açalım öyleyse?
Okay, open them up.
Tamam, fırını çalıştır
- Open them up.
- Açın şunları.
I say we open them up.
İşlerini bitirelim derim.
Open them up.
Bitirelim işlerini.
When she's gone to bed, open them up again.
O yatmca yeniden a §. I § I § ;
You open them up, you'll find they run on transistors.
İçlerini açsan bir sürü transistör bulursun.
Open them up and take a look. Hurry!
Kapaklarını aç ve göz at.Acele et!
- Open them up.
- Kapıyı açın.
You could just open them up as if...
Böyle açabilirsin.
Open them up, instead!
Onun yerine aç gözlerini!
All right, boys, open them up!
Pekala çocuklar, sandıkları açın!
Open them up, there.
Aç gözlerini, işte orada.
In this school, where we're dealing with gifted children with emotional problems... we have to open them up.
Bu okulda duygusal problemlere sahip, yetenekli çocuklar ile ilgileniyoruz. Onların problemlerini anlatmasını sağlamalıyız.
Go ahead, open them up.
Devam et, aç.
Mr. Clark, a baseball bat? If they'd got me those emergency doors that sound an alarm when you open them up like the ones white schools have, i wouldn't have to chain them.
Bana, beyazların okullarındaki gibi, açıldığında alarm çalan kapılar verselerdi kapılara zincir vurmazdım.
- Open them up.
- Şimdi aç.
Yeah, and Peg, and those... Those little rolls that when you open them up, hot comes out.
Peg, bir de o küçük rulo etler var ya içini açınca sos çıkıyor.
Open them up.
Aç gözlerini.
Open them up.
Açsana kollarını.
Sometimes, I open them up and I let the granules dissolve on my tongue, like communion.
Bazen, onları açmak ve granül cemaat gibi, dilimin üzerinde çözülür sağlar.
- Tighter so I can't open them up.
... daha sıkı ki açabilelim.
All right. You can open them up now.
Tamam, şimdi gözlerini açabilirsin.
Make them open up their wallets and spend their money.
Çok para!
I close them down, but they open up again.
Kapatıyorum ancak tekrar açılıyorlar.
- Open up, let them in.
- Aç da girsinler.
We'll open up on them first.
Onlar açmadan önce biz açalım.
I'll have them open up for you.
Sizin için açayım.
Open up all the spare cabins, take out all life belts and spare blankets... and get your men to distribute them - the blankets to the boats.
- Birazdan. Tüm boş kamaraları açıp içerideki can yelekleri ile battaniyeleri çıkarıp dağıtın.
Go on, take them over to the jail, and tell Stumpy to open up and let Joe go.
Hadi, onları hapishaneye götürüp Stumpy'ye Joe'yu salmasını söyle.
Let's open up them other cell blocks.
Hadi diğer hücreleride açalım.
We ain't open until we get them tents up.
Çadırlar kurulmadan da açılmayacağız.
You know I didn't come to open up the wounds, but to heal them
Yaraları açmaya değil onları iyileştirmeye geldiğimi biliyorsunuz.
Now he wants you to open up them packages... and see what's inside.
Şimdi de sandıkları açmamızı... ve içlerini göstermemizi istiyor.
I want to close all the windows until that day and when I re-open them the sun will light up the darkest rooms... and we'll have a great party...
O güne dek bütün pencereleri kapatmak istiyorum. Onları geri açtığımda güneş en karanlık odaları aydınlatacak. Biz de büyük bir parti yapacağız.
Sometimes you have to come from the inside or sideways... even to get them to open up.
Bazen onları konuşturabilmek için yakınlarına yanaşmanız gerekir.
Dr. Raymond had them open up my mother's coffin. Oh?
Dr. Raymond annemin tabutunu açtırdı.
I'm just waiting for them to open up downstairs.
Aşağıyı açmalarını bekliyorum.
Open them up! Open the doors!
Kapıları açın.
Push it smoothly and he / she will open up, they will see a narrow stairway that will take them to such a big Loft that they will get lost there inside.
Onu yavaşça iterseniz, yukarıda, içinde kaybolabileceğiniz kadar büyük bir tavan arasına çıkacaksınız.
I made them open up like an airplane.
Onları aynen uçaktaki gibi açılır yaptım.
You know, Christine, there must be hundreds of people out there buying up insiders'rights and selling them on the open market.
Christine, bu işin içinde olup daireleri satın alan ve sonra açık pazarda satışını yapan yüzlerce kişi olmalı.
Open up them pores, okay?
Aç kulağını, tamam mı?
They should line them up against the wall, slice them open... and spread their guts out on the parkway.
Hepsini duvara dizip, karınlarını deşmeli ve bağırsaklarını sokağa yaymalılar.
More than everything, open yourselves up to them.
Her şeyden çok, içinizi onlara açın.
So you have to give them, like, "Here comes the plane. " It's coming into the hangar. Open up the hangar. "
"Uçak geliyor, hangarı aç" dersin ama yine de köftedir.
Open up them legs a bit. A little wider.
Biraz aç bacaklarını Biraz daha aç.
Open up them lovin'arms.
Şu sevgi dolu kollarını aç.
Give them somebody to talk to, open up with.
Onlara konuşabilecekleri, açılabilecekleri birini verirsen
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87