Pay phone tradutor Turco
852 parallel translation
Yes, I used the lobby pay phone.
Evet, lobideki telefonu kullandım.
I'll try the pay phone.
Ödemeli telefonu deneyeceğim.
Now the suspect is at a pay phone.
Şüpheli şu anda harekete geçti.
Call us back in 30 minutes from the pay phone at Namikibashi to discuss the place, okay?
Bizi otuz dakika içerisinde yeri belirlememiz için Namikibashi'dan ankesörlü telefondan arayın, olur mu?
- There must be a pay phone nearby.
- Yakınlarda umumi bir telefon vardır.
When we decide which gate and you phone ahead, use a pay phone.
Kullanılacak kapı kararlaştırılınca, bizi ücretli telefondan arayacaksın.
The guard will answer on a pay phone.
Nöbetçi ücretli telefonu açacak.
Pay phone at the end of the hall.
Paralı telefon holün sonunda.
Use the pay phone, please.
Lütfen umumi telefondan arayın.
I'm in a pay phone.
Ankesörlü telefondayım.
There's a pay phone over there.
Orda bir anons telefonu var.
is there a pay phone near you?
Yakınlarınızda telefon kulübesi var mı?
What, I'm listening. I'm calling from a pay phone.
- Başsavcı Volney, dinliyorum.
Try the pay phone.
Paralı telefonu dene.
Pull over by that pay phone.
B.A. şu telefon kulübesinin orada dur.
I'm using a pay phone so Yukiko won't know.
Yukiko'nun haberi olmasın diye umumi telefondan arıyorum.
It's real hard to keep calling you... from a pay phone if you're never there... so that's why I'm calling you from here.
Seni, hiç bulamayıp devamlı ankesörlü telefondan arayıp durmak artık zor gelmeye başladı, o yüzden seni buradan aradıım.
She's at a pay phone across the street.
Karşı sokaktaki telefon kulübesindeymiş.
One of ours bucked the line at Williams'pay phone and three soldiers are dead.
Bizimkilerden biri Williams'daki telefon sırasını bozdu ve üç asker öldü.
This is the phone number... to the pay phone in ladies'room.
Telefon numarası burada... bayanlar tuvaletindeki telefona git.
Yes, a pay phone.
Evet, umumi bir telefon.
- I mean a pay phone, a public phone.
- Telefon kulübesinden söz ediyordum.
He's in the building, for Chrissakes, calling from a pay phone in the lobby!
Herif binanın içinde, Tanrı aşkına, lobideki ankesörlü telefondan arıyor.
There's a pay phone outside.
Dışarıda telefon var.
So I went to a pay phone down the hall to call the police and that's when he attacked me.
Avluya inip, telefon kulübesinden polisi aradım. O an bana saldırdı.
There's a pay phone down the street.
Caddede ankesörlü telefon var.
I'm on the damn pay phone now.
Telefon kulübesinden konuşuyorum!
I'm downstairs at a pay phone.
- Aşağıda, ankesörlü telefonda.
It's a pay phone.
O, sizi sonra arayacak.
It's a pay phone. She can't you call back.
Numarasını veremiyor, kulübeden arıyormuş.
Once you get to the bar, go to the pay phone in the back.
Bara vardığında arkadaki jetonlu telefona git.
Next time you guys get the urge, use a pay phone, okay?
Hey! Hadi! Bir dahaki sefere siz kızlar telefon faturasını zorlama olmadan ödersiniz umarım!
You got a pay phone?
Jetonlu telefon var mı?
There's a pay phone...
Orada bir ankesörlü telefon var...
He's made three phone calls, all from pay phones.
Ankesörlü telefondan üç arama yaptı.
We owe the rent, we can't pay the phone bill, we gotta pay the laundryman, he buys $ 100 suits!
Bu çocuk inanılmaz. Kirayı, telefonu ödeyemiyoruz. Çamaşırcıya borcumuz var, yine de 100 dolarlık takımlar alıyor.
I wish that a phone call could pay the doctor's bills.
Keşke bir telefonla da doktor'un faturaları ödenebilseydi.
The tapped phone was in the pay-booth of a garage Muller had an interest in.
Dinlediğimiz hat, Muller'ın ilgilendiği bir garajdaki telefon kulübesiydi.
A girl named Marry called on the pay-phone.
Marry adlı kız ödemeli telefondan aradı.
You pay for your own food, laundry, linens and phone bills.
Kendi yiyeceğinin, çamaşırının, çarşaflarının parasını kendin verirsin.
Listen, Mr Bennett, if you want to ask the questions, you pay for the phone call.
- Dinleyin Bay Bennett. Eğer soruları siz soracaksanız telefon ücretini siz verirsiniz.
I say in a brazen attempt to make me pay twice for phone numbers that were mine to begin with.
Niyetiniz zaten bana ait olan telefon numaraları için iki kat para istemek.
No, I think we'll just use this money to pay for that phone call in Munich.
- Sanırım bu parayı Münih'e olan telefona harcayacağız.
I pay for a light I didn't want, I pay for a phone call I didn't make, for a house, a dog, kids, cat...
İstemediğim bir ışığa yapmadığım bir telefon konuşmasına eve, köpeğe, çocuklara, kediye para ödüyorum.
Al, why don't you just break down and pay the phone bill?
Al, neden vazgeçip telefon faturasını ödemiyorsun?
Al... Why don't you just pay for that phone call?
Al faturayı ödesen ne olur ki?
Okay, Al, but only on one condition- - that you pay that phone bill.
Peki, Al fakat bir şartla. Telefon faturasını ödeyeceksin. Tamam.
I'm calling from a pay-phone.
Ödemeli bir telefondan arıyorum.
- Pay for the rent and the phone.
- Kirayı ve telefon parasını ödemeyi unutma.
If you help around the bakery, you won't have to pay rent or the phone bill.
Fırına da yardım edersen ne kira ödersin ne de telefon faturası.
As always, if we call you and you answer the phone by saying "Hit pay dirt with K-DlRT", you could win a cool million.
Her zamanki gibi sizi arayacağız, telefonunuzu "K-DIRT'le aradığımı buldum" diyerek açacaksınız, ve milyonları kazanma şansınız olacak.
phone 520
phones 82
phone ringing 593
phone sex 18
phone number 59
phone home 34
phone calls 94
phone rings 688
phone numbers 40
phone call 92
phones 82
phone ringing 593
phone sex 18
phone number 59
phone home 34
phone calls 94
phone rings 688
phone numbers 40
phone call 92