Phone call tradutor Turco
9,040 parallel translation
Maybe they just wanted to ask her some questions about Rachel. That's a phone call.
Belki de Rachel hakkında birkaç soru sormak istemişlerdir.
You're allowed at least one phone call.
En azından bir telefon etmeye hakkın var.
Look, I'm sorry about the phone call.
Telefon olayı için üzgünüm.
When do I get my fuckin'phone call?
Ne zaman telefon hakkımı kullanacağım lan ben?
I have to make a phone call to help get things taken care of.
İşlerin hallolması için bir-iki yere telefon açmam gerek.
But my phone call itself drew their attention to their low viewing numbers and they've decided to take down the cameras today.
Akbaba yumurtasının hayatta olması pek mümkün değilmiş ama ben arayınca düşük görüntüleme sayısına uyandılar ve bugün kameraları çıkarmaya karar verdiler.
So by making the phone call, you've most likely killed the condor egg.
Yani bir aramayla baykuş yumurtasını büyük ihtimalle öldürmüş oldun.
Hey, Bull, um, you got a phone call.
Hey, Bull, sana telefon var.
Uh, will we be allowed one phone call?
Telefonla görüşmemize izin var mı?
And the phone call.
Ve telefon aramasıni.
I want you to tell me what exactly was said on the other side of that phone call.
Telefonun diğer ucunda olanın tam olarak ne dediğini bana söylemeni istiyorum.
You ever tried to make a phone call on Haldol?
Haldon etkisindeyken hiç telefon araması yaptın mı?
I want my phone call.
Telefon görüşmesi yapmak istiyorum.
I think your phone call should be to a lawyer, not your boyfriend.
Sanırım telefon hakkın avukatı aramak için, erkek arkadaşını değil.
Hey, I have to make a quick phone call, but will you two be here when I get back?
Kısa bir görüşme yapmam lazım, döndüğümde burada olur musunuz?
I didn't even make the phone call to do it.
Bunu yapmak adına telefon görüşmesi bile yapmadım.
So Luther, I got a phone call today from the new owner of the briar house.
Luther, bugün Briar evinde yaşayan yeni sahiplerinden bir telefon geldi.
I think you might be interested in the phone call I just had, wherein I learned that Wynn Duffy killed Grady.
Öğrendiğime göre, Grady'yi Wynn Duffy öldürmüş.
I need you to make a phone call.
Telefon görüşmesi yapmam gerek.
I still need you to make the phone call.
Telefon görüşmesi yapmam gerek.
If someone says, hey, I just joined Mensa. Or I consider myself a postmodern this or that. You could say, yeah, that and $ 0.50 could get you a candy bar, or that and a quarter could get you a phone call.
Eğer birisi "Mensa'ya katıldım" derse veya "kendimi böyle postmodern görüyorum, şöyle görüyorum" falan derse "Evet, o ve 50 sentle şeker alabilirsin" diyebiliyorduk.
Whoa, whoa. Hold on, phone call from the distributor, get ready for a big check.
Bekleyin, telefon dağıtımcı firmadan büyük bir çeke hazır olun.
Are you going to tell me about the phone call with your mom?
Annenle telefonda neler konuştuğunu bana anlatacak mısın?
You have a phone call from an inmate at the California State Correctional Institution.
California Eyaleti Islah Müessesi'nden bir mahkumdan telefonunuz var.
Uh, Yvonne's had a... just a really great phone call from this young man who's just graduated from the Iowa Writers'Workshop, and he's apparently something really special.
Yvonne'a, Iowa Yazarlar Workshop'ından yeni mezun genç bir adamdan gerçekten harika bir telefon geldi. Ve görünen o ki kendisi oldukça özel biri.
No, it's just the one phone call yesterday.
Hayır, sadece dünkü arama. 30 saniye sürdü.
This... seems more like a phone call.
Bu daha çok bir telefon görüşmesi gibiymiş. Aman Tanrım.
I'll make a phone call.
Bir telefon açacağım.
Well, we need to speak to whoever took that phone call.
O telefonu açan kişiyle konuşmamız gerekiyor.
I compared the call log to Emma's phone records.
Emma'nın telefon kayıtları ile karşılaştırdım.
Kilgrave used his phone to call Luke.
Kilgrave, Luke'u aramak için onun telefonunu kullanmış.
Yes, that ginger in the corner is going to have to call her landlord from a pay phone!
İşte bu, şu köşedeki kızıl ev sahibini ankesörlü telefondan aramak zorunda kalacak!
You're gonna have to answer your phone whenever I call.
Ne zaman sizi ararsam arayım, telefonu açmak zorundasınız.
All the information on his phone will be viewed here, which means you'll be able to read his text messages, view his incoming and outgoing call logs.
Telefonundaki her bilgi buradan görüntülenebilecek ki bunun da anlamı, tüm mesajlarını okuyabileceksin gelen giden tüm çağrıları görebileceksin demek.
So this better be a courtesy call telling me that you found her phone.
Bana onun telefonunu bulduğunu söylediğinde bu iyi bir nezaket görüşmesi olacak.
The call came from a disposable cell phone so it couldn't be traced.
Aramayı kullan at bir telefondan yaptığından takip edilemiyor.
I reverse time-stamped a call from Emily's phone
Hikayeyi desteklemek için Emily'nin telefonundan yapılan görüşmeyi..... tersine çevirdim.
George, the phone I used to call Alice Morgan.
George. Alice Morgan'ı aramak için kullandığım telefonu diyorum.
The soldiers took my phone before I could call them.
Onları arayamadan askerler telefonumu aldı.
I want my phone call.
- Yardımını istemiyorum.
That's how you answer the phone when I call you now?
- Artık seni aradığımda böyle mi açıyorsun?
A madly in love, overworked Italian who stops at every pay phone to call his wife and buys an incredible amount of postcards.
Çılgınca aşık ve çok çalışan bir İtalyan, her ankesörlü telefonda durup karısını arıyor ve inanılmaz oranda kartpostal alıyor.
Why did you steal the phone I used to call Alice Morgan?
Alice Morgan'ı aramak için kullandığım telefonu neden çaldın?
And whose phone you think we gonna use to make that call, Mr. Walker?
Telefon ederken kimin telefonunu kullanacağız sence Bay Walker?
She entered this phone number, but it didn't go through. Well, it's a silent call for help.
Peki, bu yardım için sessiz bir çağrı olduğunu.
I didn't call in case they had your phone tapped.
Telefonunu dinliyorlarsa diye telefon etmemiştim.
You don't think I could use that phone to call New York, do you?
Telefonu New York'u aramak için kullanabilir miyim?
The phone was busy. Yeah, I'll call her tomorrow.
Evet, yarın ararım.
Phone call for you.
Telefon sana.
Okay, well, I can't call him back because he said that his phone broke and he was calling from a pay phone.
Peki, onu geri arayamam çünkü... telefonu bozulmuş ve ankesörlü telefondan aramış.
Tried to call it, but the phone's powered off.
Aramayı denedim, ama telefon kapalıydı.
phone calls 94
phone call for you 29
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
phone call for you 29
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29