Pick her up tradutor Turco
2,301 parallel translation
He actually came up to the door to pick her up.
Adam kapıya kadar gelip Julia'yı aldı.
Tell him we're gonna pick her up.
Kadını alacağımızı söyle.
I mean, I-I wake her up, I get her ready for school, I take her, and then I do laundry, and then I pick her up from school.
Onunla uyanıyorum, onu okula hazırlıyorum sonra çamaşırları yıkıyorum, ve onu okuldan alıyorum.
I go pick her up, and on the way to dinner, i get a flat.
Onu aldım, yemeğe giderken lastik patladı.
Pick her up and bring her there.
Sense gidip onu alıp buraya getireceksin.
Gus would turn into Smooth Gus and try to pick her up.
Gus,'yumuşak Gus'a dönüşür, onu elde etmeye çalışırdı.
Tell her we're gonna pick her up.
Tamam. Onu ara ve almaya geleceğimizi söyle.
And we pick her up there and she's just freaking out At New York.
Onu aldık ve baktık kız, New York'tan korkuyor.
So, I'll, uh, I'll pick her up tomorrow, same time?
O zaman yarın aynı saatte almaya gelirim?
Pick her up or something, like...
- Onu kucağına falan al...
Okay, we've got it covered, Allison. If Kira goes after Paul, we'll pick her up.
Tamam, onu koruruz Allison.
I told them if she cries, they can pick her up after 20 minutes.
Onlara, ağlarsa yirmi dakika sonra alabileceklerini söyledim.
And mom is home waiting for you to pick her up at the house - for Katy's dancing.
Annem de evde Katy'nin dansına gitme için senin almanı bekliyor.
I'm just gonna clean about the place and that, and make sure it's OK for when they come to pick her up.
Ben... Evi falan temizleyeceğim,... onu almaya geldiklerinde sorun olmasını istemiyorum.
Yeah, I had to pick her up today at a country club.
Evet, bugün onu tenis kulübünden almam gerekti.
- Pick her up, Margine.
Hayır. Kucağına al Margine.
Tell her we'll pick her up.
Ona bizim alacağımızı söyle.
There was this trucker tried to pick her up.
Onu tavlamaya çalışan bir kamyoncu vardı.
What time do you want me to pick her up next weekend?
Gelecek hafta sonu onu kaçta alayım istersin?
We're gonna pick her up, I need to take her somewhere cool.
Gidip onu alacağım. Onu hoş bir yere götürmek istiyorum.
There's no one else to pick her up?
Onu alabilecek başkası yok mu?
I'll give the direction so can you come and pick her up?
Bu yüzden onu sen gelip alır mısın?
Tell him I'm going right now to pick her up.
Gelip Mo Ne'yi alacağımı söyle.
Whoever you are, if you want this to work out, you will pick up the phone right now.
Her kim oluyorsan, bu işi çözmek için telefonu açacaksın, hemen!
Well, don't pick it up if you're going to yell at her.
O halde fırça çekeceksen, telefonu açma istersen.
I... I can't just pick up and go to Vietnam or... or go anywhere for that matter.
Öylece toparlanıp Vietnam'a gidemem ya da... her hangi bir yere..
And lisa won't pick up her cell phone. Do you do a darth vader?
Darth Vader taklidi yapar mısın?
It's getting a little chilly outside, so the animal wranglers have asked that every student pick up a puppy and hold it, so they stay warm while the volunteers hand out tiny, puppy-sized hats.
Dışarısı soğumaya başladı, o yüzden bakıcılar her öğrencinin bir yavruyu kucağına almasını istedi, böylece gönüllüler küçük şapkalar dağıtırken yavrular da ısınabilecek.
You're gonna tell her that you got drunk in the middle of the afternoon, that you copped a ride from our ultra-hot behavioral aide so you could pick up your son, and then you got beat up by her little brother.
Ona öğle vakti sarhoş olduğunu ve bizim fazlasıyla seksi davranış bilimleri yardımcısından seni götürmesini istediğini ve böylece oğlunu alabileceğini ve sonra da ağabeysi tarafından hırpalandığını söyleyeceksin.
Look, I drove Ivy's car down to mud island park So her father could pick it up for servicing.
Bak, Ivy'nin arabasını babası servise götürebilsin diye Mud Island Park'ın oraya götürdüm.
Okay. Pick up and destroy every one of'em.
Hepsini topla ve her bir tanesini yok et.
Think she'll stop and pick up her mail?
- Sence durup postalarını alır mı?
I will bet you 100 bucks I can pick up any girl in this bar with any line you write.
100 dolarına iddiaya girerim ki, senin yazdığın herhangi bir söz ile bu bardaki her kadını tavlarım.
I know you have a lot going on right now. You need anything, anything at all, we want you guys to just pick up the phone.
Biliyorum şu an başından bir sürü şey var... bilirsin, bir şeye ihtiyacın olursa her ne olursa,
After 9 / 11, every major city installed chemical detectors... in their public-transit systems... to... pick up trace elements of hazardous materials, like anthrax.
11 Eylülden sonra, her büyük şehirde şarbon gibi ölümcül maddelerin izini sürmek için detektörler kuruldu.
She said everything's a go for her to pick up Bridgette and Marie before we go to the, um, the airport.
Biz Havaalanına gitmeden önce Brigette ve Marie'i alacakmış.
When she introduced herself to me, she dropped her pen, and then when she bent down to pick it up, she stepped on it.
Bana kendini tanıtırken kalemini yere düşürdü sonra onu almak için eğildiğinde de üzerine bastı.
Listen, can you pick Evie up from school today and have her till morning?
- Bugün, Evie'yi okuldan alıp sabaha kadar ona bakabilir misin?
If I could somehow go back there and, you know, make what was happening to you stop, if I could just... If I... you know, pick you up and just tell you that it'll all be okay.
Eğer geri dönüp başınıza gelenleri durdurabilsem, sonra sizi kucaklayıp, her şeyin yoluna gireceğini söyleyebilirdim.
Ok, and every time I try to call you to talk about booze or an urge to drink or something about recovery that I desperately need to know, you not only don't pick up, you don't even call me back or text me.
Tamam, içkiden, içme arzusundan veya iyileşme konusunda öğrenmek istediğim bir şeyden konuşmak için seni her aradığımda açmamakla kalmıyorsun, beni tekrar aramıyorsun veya mesaj bile yollamıyorsun.
Let's go pick her up.
Gidip alalım onu.
I'll come by and pick you up when I got her.
Onu kaçırınca seni almaya geleceğim.
Every day I pick up the paper, read another story about how we're not doing our job.
Her gün ayrı bir gazetede, işimizi beceremediğimize dair aynı hikâyeleri okuyorum.
Your pal Happy Jack knows enough to use throwaway cell phones but not enough to know we have shotgun mikes that can pick up a conversation two blocks away, which is what TARU did three minutes after you left.
Dostun mutlu Jck kulan at cep telefonlarını kulanmasını cok iyi biliyor fakat bilmediği bizim uzaktan dinleme cihazlarımızın olduğu ve iki blok çevresindeki her şeyi duyabildiğimiz. Önemli olan TARU'nun sen terk ettikten üç dakika sonra ne yaptığı.
She's carrying groceries, and you bump into her and she spills them and you try to help her pick'em back up, and you bonk heads, and she's concerned she might have a concussion, so you tell her you're a doctor, and you keep up the ruse until after she's fallen in love with you, at which point you confess that you're not the man she thought you were, and she's furious and never wants to talk to you,
Alış veriş paketleri taşıyordur ve sen ona çarparsın, elindekileri döker, sen de ona yardım edersin, düşenleri toplarsın ve kafalarınız birbirinize çarpar beyin sarsıntısı geçirdiğini düşünür, sen de doktor olduğunu söylersin, sana aşık olana kadar bu oyunu sürdürürsün, burası, onun düşündüğü adam olmadığını itiraf ettiğin kısımdır.
Every day we pick up tons of garbage sometimes i wish there's no more trash on the streets... but waste always comes back
Her gün tonlarca çöp topluyoruz bazen keşke sokaklarda hiç çöp olmasa derim fakat her zaman çöpler olur.
And she can pick up a dime with her butt cheeks.
Kalçasıyla 10 sent tutabiliyor.
Can... can I pick up a stranger in the bushes and take him home and jizz on him and throw him out in the morning all crusty and homeless? "
Peki- - Peki dağdan bir adam kaldırıp sabaha kadar her yerine attırdıktan sonra sabaha karşı onu tıkırdamış halde sokağa atabilir miyim? "
She left her phone here, no wonder she doesn't pick up no matter how much I call.
Telefonunu burada bırakmış. Demek bu yüzden aramalarıma cevap vermedi.
I'll pick up a budget and a proposal and then I'll give it to you tomorrow after I huddle up with her on it.
Açıklayacak zamanım yok efendim, isterseniz şöyle yapalım ben size bütçeyi ve teklifi çıkartayım sonra birlikte oturur son kararı veririz.
Mantn sight in the dam And I pick you up at six, and if not acostndote ESTs with her At least hblale good m.
- Gözlerini ödülden ayırma. Seni saat altıda gelip alırım ve eğer o kadınla yatmıyorsan bile... en azından benim için iyi bir şeyler yap.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50