Prettier tradutor Turco
1,414 parallel translation
- But is she prettier than me?
- Ama benden güzel, değil mi?
I wish I was braver and prettier... or just happy.
Daha cesur, daha sevimli veya daha mutlu olmayı dilerdim.
- It turns out... that being prettier than my mama... is even more unacceptable.
- Daha sonra... kilolarım öyle bir hal aldı ki annem bunu hiç kabullenemedi.
I don't know. I pictured something prettier, bigger.
Bilmiyorum, daha güzel ve mutlu bir şey olmasını isterdim.
He'll be all the prettier without it.
Kafasız daha yakışıklı olur.
You're much prettier than she is.
Sen ondan daha güzelsin.
- Can I just say you look prettier in person?
- Yakından daha güzel görünüyorsunuz.
Oh, these are even prettier than yesterday's.
Oh, bunlar dünkülerden bile daha güzel.
- Someone prettier.
- Daha güzel biriyle.
You're prettier than ever, recently.
Son zamanlarda, her zamankinden güzelsin.
He'll take the uglier one and you the prettier one.
O en çirkinini alsın, sen de en güzelini al.
In any case, his wife won't be prettier than me.
Her durumda karısı, benden güzel olamaz.
Marjan was prettier than you.
Marjan senden güzeldi.
If she isn't prettier, she's bound to be better.
Daha güzel olmasa bile daha iyi olduğu kesin.
Straight is prettier.
Düz daha iyi.
Indeed, you're prettier when you are in a passion.
Gerçekte tutku dolu olduğunda daha hoş oluyorsun.
I liked Passover... because we would get the Passover plate from the attic... which was much prettier than the other bowls... as it was only used for one week a year.
Hamursuz bayramını severdim çünkü kilerden hamursuz bayramı tabaklarını çıkarırdık. Bu tabaklar yılda sadece bir hafta kullanıldığı için kullandığımız diğer kaselerden çok daha güzeldi.
She was much younger and prettier than you actually.
Aslında senden çok daha genç ve daha güzeldi.
Spare the prettier ones for me.
Benim için güzel birini yedekle!
This one's prettier.
Bu daha hoş.
( Dad ) Prettier than you.
Senden daha güzeldi.
The more I see it, the prettier it is.
Onu her görüşümde daha da güzelleşiyor.
She's prettier than you.
Senden daha hoştur.
Even the cats are prettier here
Burada kediler bile çok hoş.
I'm about to make you a whole lot prettier.
Seni bütünüyle çok daha fazla çekici kılmak üzereyim.
See? Her's is prettier
Bakın, onunki daha güzel.
A woman is prettier when she feels good about herself.
Bir kadın kendini iyi hissederse daha güzel olur.
I think my half-whitelighter baby thought that fireworks would be prettier than demon guts.
Sanırım yarı beyaz ışıklı bebeğim havai fişeklerin iblis bağırsaklarından daha iyi olacağını düşündü.
But Jack succumbed to a fate mainly reserved for heterosexual women.. He was dumped for someone far younger and prettier than himself.
Ama Jack, heteroseksüel kadınlarla aynı kaderi paylaştı ve daha genç daha güzel biri için terk edildi.
If I could make you prettier, I would.
Seni daha güzel yapabilseydim yapardım.
He's surrounded by college girls all day long who must be prettier than I am, and more experienced than I am.
Etrafı üniversiteli kızlara çevrili. Eminim benden daha güzel ve tecrübelidirler.
- You're prettier.
- Çok sevimlisin.
My mom would sit in the front row and tell me I'd look prettier if I smiled more.
Annem ön sırada oturup, gülümsersem daha güzel görüneceğimi söylerdi.
Baby, you're prettier every day.
Bebeğim, her gün olduğu gibi güzelsin.
I'm prettier in the park.
Parkta daha güzelim.
Sometimes they look prettier from the outside.
Dışarıdan daha güzel görünürler.
You've never looked prettier, my friend.
- Hiç bu kadar güzel olmamıştın.
You know, you couldn't have picked a prettier day to win a year's supply of hot dogs.
Sosis yarışmasını kazanmanız için daha güzel bir gün olmazdı heralde.
Have you ever seen prettier legs on a fella?
Hiç bu kadar güzel bacaklar gördünüz mü?
It's like they stop listening at that moment I'm prettier, right?
Seni ve o yarım kocanı özleyeceğiz hafta sonunu geleneksel spot ışığı dansıyla kapamasını da.
A jewel is prettier than a horse's ass.
Bir mücevher de, bir atın kıçından daha değerli olurdu.
" a smoother pebbleor a | prettier shell than usual, while the great ocean of truth |
Ondan İkiyüz elli yıl sonra, Albert Einstein,
The prettier ones are the victims of their jailers'lust. The plain ones succumb to blows, hunger and thirst.
Güzelleri gardiyanların kurbanı oluyor diğerleri ise açlık ve susuzluk felaketine dayanamıyorlar.
Pink is prettier.
Pembe daha güzel.
You just couldn't stand the fact that I was prettier than you, that I was more fun than you, that everyone loved me...
Benim senden daha hoş olmamı senden daha neşeli olmamı herkesin beni sevmesini kıskandın.
I look a lot prettier when I'm not standing next to Rose.
Rose'unyanındapek de öyle sayılmam.
They are "The lumberjack" pretty prettier these days
Onlar Oduncu, bu ara çok iyiler.
Honey, you keep getting prettier every day.
Tatlım her gün daha da güzelleşiyorsun.
You look so much prettier without all the money.
Onca para olmadan daha güzel görünüyorsun.
Keep your mouth shut, you look prettier! Inside, come on.
Acele et.
" Do you really think you're prettier than five million people?
Gerçekten beş milyon kişiden daha güzel olduğunu mu düşünüyorsun?
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty one 24
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty amazing 49
pretty soon 246
pretty awesome 32
pretty well 90
pretty much 800
pretty big 22
pretty lady 91
pretty bad 77
pretty nice 37
pretty amazing 49
pretty soon 246
pretty awesome 32
pretty well 90
pretty much 800
pretty big 22