English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Pretty amazing

Pretty amazing tradutor Turco

606 parallel translation
I won every single award out there... and I really was a pretty amazing person to be reckoned with.
Tüm ödülleri alırdım, ünlü ve saygı duyulan biri olmayı istiyordum.
PRETTY AMAZING, YOU KNOW? 20 YEARS TO LOOK SO EXACTLY THE SAM E. THAT'LL BE A DI ME.
Yirmi yıl sonra tıpatıp aynı görünmek hayret verici bir şey.
She was a pretty amazing girl herself.
Kendisi parmak ısırtan çok güzel bir kızdı.
- He must have been pretty amazing.
- Oldukça şaşırtıcı biri olmalı.
But I do know it's a pretty amazing planet we live on here, and a man would have to be some kinda fool to think we're all alone in this universe.
Ama iyi bildiğim bir şey varsa, o da oldukça şaşırtıcı bir gezegende yaşadığımızdır. Ve bu evrende yalnız olduğumuzu düşünen birisi varsa ahmağın tekidir.
You know, sometimes, when I think about... the people I got involved with, the choices I made... it's pretty amazing, but I found something out.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... beraber olduğum insanlar, yaptığım seçimler... epey şaşırtıcı, ama bir sonuca vardım.
Well this is all a pretty amazing disclosure, Denise.
Çok şaşırtıcı bir açıklamaydı Denise.
- Pretty amazing.
- Oldukça şaşırtıcı.
- We are pretty amazing, huh?
- Biz inanılmazız ha?
It was pretty amazing.
Oldukça etkileyiciydi.
The palace looks pretty amazing, huh?
Saray çok çarpıcı görünüyor, ha?
- It's really pretty amazing - you know, for about a minute.
- İlk bakışta çok etkileyici bir yer.
It's really pretty amazing.
Çok sevimli ve güzel bir geçit.
Pretty amazing...
Çok şaşırtıcı
Yeah, well, it's pretty amazing how fast things are turning around.
Etrafta her şeyin bu kadar hızlı değişmesi çok şaşırtıcı.
Velcro really is pretty amazing, don't you think?
Velcro gerçekten muhteşem. Siz öyle düşünmüyor musunuz?
I mean, she must be pretty amazing to keep a guy like Marcus.
Yani, Marcus gibi biriyle olmak ilginç olmalı.
Yeah, that was pretty amazing.
Evet, bu çok ilginçti.
They were all pretty amazing.
Bunların hepsi oldukça şaşırtıcı.
Xena's pretty amazing, isn't she? Yeah.
- Zeyna oldukça hayranlık uyandırıcı, değil mi?
That was pretty amazing, doing what we do.
İşimiz gereği, bu çok garip kaçıyordu.
- It's pretty amazing.
İnanılmazdı.
Pretty amazing.
Oldukça şaşırtıcı.
That's pretty amazing to me.
Bu beni çok şaşırıtır.
This field reactor that they designed- - it's a pretty amazing piece of technology- - durable... I don't think it's responsible for the loss of containment.
Tasarladıkları bu reaktör alanı- - Bu teknolojinin şaşırtıcı parçası- - dayanıklı... Ben bunun koruma alanının kaybından sorumlu olduğun düşünmüyorum.
That's pretty amazing.
Bu, heyecan verici.
They " re a pretty amazing animal you have to respect them.
Kedilere saygı duyulması gerekir.
It's pretty amazing, what with no head and all.
Oldukça hayret verici, kafası filan yok yani.
Do you know - and this is pretty amazing, actually - but I once saw Ringo Starr.
Biliyor musun, bu gerçekten inanılmaz, aslında ben de Ringo Starr'ı görmüştüm bir keresinde.
That's pretty amazing, huh?
Oldukça şaşırtıcı, değil mi?
It feels pretty amazing.
Oldukça garip bir his.
Still, it's pretty amazing.
Yine de güzel.
That was pretty amazing, huh?
Epey harikaydı, ha?
But I think it looks pretty amazing right now.
Ama şu anda muhteşem görünüyor.
They've got some pretty amazing stuff on that ship.
... gemilerinde bazı şartıcı malzemeler var.
It's pretty amazing how much say a council president can have... like with affirmative action and all these social programs.
Konsey başkanının bu kadar çok söz sahibi olması çok güzel... Pozitif ayrımcılık ve bir sürü sosyal program.
It would be a pretty amazing job.
Harika bir iş olurdu.
Sean's pretty amazing.
Sean çok harika.
I mean, that's pretty amazing!
Yani bu çok muhteşem!
It's amazing how reassuring the sunlight is, but I was pretty jumpy last night.
Gün ışığı nasıl da güven veriyor, dün akşam oldukça tedirgindim.
It's amazing the number of pretty girls in Menton.
Menton'da bu kadar çok güzel kızın olması harika.
It's pretty amazing.
Bütün yaşamım boyunca benim bölgemdeydin ve ben seni hiç görmedim. Bu inanılmaz.
Pretty dead. This has got to be some incredible, amazing, sick joke.
Radyoda olduğu sürece harikaydı.
I mean, that's pretty damn amazing, even for you.
Yani bu senin için bile olağanüstü bir şey.
- Isn't it amazing how- - - Isn't it amazing how- - You're too pretty and I'm too nervous
Sen çok güzelsin, bense çok gerginim.
It's amazing what some guys will do for a pretty face.
Güzel bir yüzün için erkeklerin neler yapabileceği şaşılacak şey.
- Pretty amazing huh?
Evet.
This is pretty damn amazing, Alex.
Bu kesinlikle inanılmaz, Alex.
You have really amazing eyes, really pretty wandering....
Gerçekten olağanüstü güzel gözlerin var, gerçekten güzel... fıldır fıldır...
But, yeah. I mean, it'd be a pretty... amazing job.
Evet ama.. yani muhteşem bir iş.
But it was pretty fucking amazing, wasn't it?
Ama inanılmaz derecede güzel bir seksti, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]