English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Pretty neat

Pretty neat tradutor Turco

143 parallel translation
That's pretty neat, eh?
Müthiş değil mi?
Pretty neat.
Çok ilginç.
Pretty neat.
Çok iyi.
Say, that's pretty neat.
Söyle, hoş birşey olmuş.
Pretty neat, huh?
Bayağı kolay oldu, değil mi?
Pretty neat, huh?
On numara iş oldu, değil mi?
Yeah, pretty neat.
Evet, on numara iş oldu.
I'm stuck with you, but you remember this : You fly with me and you're gonna fly right... unless you want a stitch of hot lead sewed up the back of your head. And I sew a pretty neat stitch.
Senden kurtulamıyorum ama benimle uçacaksan düzgün uçacaksın, tabii kafanın arkasında sıcak bir kablo lehimlenmesini istemiyorsan.
Pretty neat.
Çok zekisin, Jake.
- Hey, that's pretty neat.
- Hey, bu çok muazzamdı.
That's pretty neat, huh?
Güzel değil mi?
- l thought he was a pretty neat guy.
- Çok düzgün biri sanıyordum.
Hey, this is pretty neat.
Bak sen, bu bayağı ilginç.
Pretty neat, huh?
Müthiş, değil mi?
That's pretty neat.
Harika birşey.
Pretty neat.
Epey düzenli.
- It's pretty neat, huh?
- Çok hoş, değil mi?
Pretty neat, huh?
Güzel yer, değil mi?
Pretty neat.
Çok güzel.
That's a pretty neat trick in anybody's book.
- Hiçbir kitapta yer almayan zarif bir numara.
Wow, these grenades are pretty neat.
Bu el bombaları çok süpermiş!
He looks pretty neat.
Harika görünüyor.
Looks pretty neat.
Oldukça iyi gözüküyor.
- Pretty neat.
- Temiz is çikardin.
- PRETTY NEAT, HUH?
- Oldukça düzenli, değil mi?
Pretty neat, eh?
Güzel icat, değil mi?
It's gonna be pretty neat.
Harika olacak.
Pretty neat, I reckon.
Oldukça tertipli olduğunu düşünüyorum.
This elevator's pretty neat.
Bu asansör harika olacak.
I thought that was pretty neat.
Baya gaza gelmiştim.
Pretty good. Pretty neat.
- Gayet güzel, akıcı.
Pretty neat.
Gayet iyi...
That was pretty neat.
Bu oldukça güzeldi.
Pretty neat trick. An expensive and very dangerous trick.
Çok da pahalı bir numara.
Pretty neat!
Çok sıkı!
Pretty neat, huh?
Daha zarif, ha?
This place is pretty neat.
Burası çok güzel.
- It's pretty neat, huh?
Çok tatlı, değil mi? Evet, öyle.
It's pretty neat, huh?
Çok güzel, değil mi?
Pretty neat deal huh?
Oldukça muntazam bir hesap, değil mi?
It's pretty neat, right?
Oldukça iyi değil mi?
Well, you got a stuffed cow. That's pretty neat.
Doldurulmuş ineğin varmış.
That's pretty neat.
- İnce bir iş.
That's a pretty neat trick.
Güzel numara.
She's pretty, neat, moderate things I despise.
O güzel, zarif, ölçülü küçümsediğim şeyler.
And the women all look neat and pretty.
Bütün kadınlar fazlaca düzenli ve hoş görünüyor.
Pretty neat.
Atla!
Pretty neat, huh?
Hayli hünerli, ha?
You're supposed to send your life to the dry cleaners and then it comes back pretty and neat on a hanger...
Tüm hayatını kuru temizlemeciye gönderip, bir askıda, tertemiz bir şekilde geri alabilmen gerekiyor, Böyle olmamalıydı, Renee.
[Gulping, Chewing] - Pretty neat, huh?
- Bayağı zekice, değil mi?
Neat, pretty, good student. " I got 79 replies.
Terbiyeli, güzel, iyi öğrenci. " 79 mektup aldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]