English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ R ] / Really good job

Really good job tradutor Turco

317 parallel translation
Really good job, Edouard.
Gerçekten iyi iş, Edouard.
Do a really good job of it.
İyi bir iş çıkaralım.
Alec's got him working for this Korean gangster and I think Billy's doing a really good job.
Alec ona Koreli bir gangster yanında iş buldu. O da işini iyi beceriyor.
Really good job.
Başardınız.
Hey, I was doing a really good job before you pulled the rug out.
Bize bir şans daha verecek misin? Saati 6 dolara olmaz.
You did a really good job, Carrie.
Gerçekten iyi bir iş yaptın, Carrie.
You did a really good job too.
Sende bu işte gayet iyisin.
OK, let's go get a really good job.
Tamamdır, hadi gidip gerçek bir iş bulalım
You guys have done a really good job.
Çok iyi bir iş başarmışsınız.
- No but when you were with me, you did a really good job of pretending you didn't want to be with somebody else.
Evet, bir şey yapmadın. Fakat benimle orada olduğun sürece,... başkasıyla olmak istemiyormuşsun gibi davranarak çok iyi bir iş çıkardın.
I just wanted to say that I think... you did a really good job up there tonight.
Bu akşam çok iyi dans ettiğini söylemek istedim.
Dan did a really good job with these windows.
Dan bu pencerelerle harika bir iş çıkardı.
My parents thought you did a really good job.
Annemler çok iyi olduğunu söylediler.
I've practically got this really good job, and I know some people I can stay with. And erm...
Neredeyse çok iyi bir işim var ve bazı insanlarla kalabilirim.
And I swear, I'II do a really good job.
Ve yemin ederim, gerçekten iyi yaparım.
Uh, you know who else does a really good job is our guy over at I.P.S., Eddie, and I bet you he'd charge, like, half of this.
- Güzel iş çıkaran biri daha var. IPS'teki Eddie. Ve eminim bunun yarısı kadar fatura çıkaracaktır.
You did a really good job, Max.
Çok iyi bir iş yapmışsın Max.
But Zuzana did a really good job.
Ama Zuzana çok güzel bir iş çıkardı.
Still, sounds like a really good job.
Yine de iyi bir iş gibi.
You did a really good job.
Geçekten iyi bir iş çıkarmışsın.
- You've done a really good job here.
- Harika bir iş becermişsin.
Banks did a really good job, Ronica
Banks oldukça iyi iş çıkardı, Ronica
He's got a really good job.
Görevi oldukça iyi.
Look, I know we had our troubles, but I think that if we'd been given the chance, we'd have done a really good job raising those girls.
Bak, bizim sorunları vardı biliyorum, ama biz şans ediyorum eğer Ben o düşünüyorum, biz bu kız yetiştirme gerçekten iyi bir iş yapmıştı var.
I know I could do a really good job.
Harika iş çıkaracağımı biliyorum.
My wife was... offered a really good job in Chicago, and she took it.
Karıma Chicago'dan çok iyi bir iş teklifi geldi ve kabul etti.
My wife was offered a really good job in Chicago and she took it.
Karıma Chicago'dan çok iyi bir iş teklifi geldi ve kabul etti.
My wife was... offered a really good job in Chicago, and she took it.
Karım, Chicago'dan çok iyi bir iş teklifi aldı ve kabul etti.
You're doing a really good job.
Gerçekten iyi iş çıkarıyorsun.
It is not a good job, really.
Gerçekten, kötü bir iş.
Well, I think customs people are quite necessary and I think they're doing quite a good job, really.
Bence gümrükçüler çok gerekli ve bence çok iyi çalışıyorlar.
- Yes, he really did a good job here.
- Evet, burada gerçekten iyi iş çıkarmış.
But don't be worried of me, because now I really have found, - I swear it, I have found a good job.
Ama benim için endişe etme, çünkü artık gerçekten buldum... yemin ederim iyi bir iş buldum.
Really a good job.
Gerçekten iyi iş.
I think this job's gonna be really good, Frank.
Bu iş bana çok yarayacak gibi.
- Good job. - Really? Oh, my God!
Aferin.
You see my life is really... You know how a normal person gets up and goes downstairs and eats breakfast and kisses somebody good-bye, and goes to a job, and, you know... All right, listen.
Gördüğün gibi hayatım gerçekten karmaşık.
I'm really going to do a good job for you.
Sizin için çok güzel çalışacağım.
And she is really good at her job.
İşin de oldukça iyi. Bence...
I know we're not really tight or anything, but I really dig weddings, and I'd bust my buns to do a good job.
Gerçekten aramız iyi değil biliyorum. Bir şey daha var gerçekten düğüne hazırlanmak. İyi bir iş yapmak için bana düşen her işi yaparım.
If you do a good job, Gary will think that these are really ladies'shoes.
Eğer iyi iş çıkartırsan, Gary bunları gerçekten kadın ayakkabısı sanacak.
You really think it's a good idea to give that freak his job back?
Sizce bu manyağa işini geri vermek doğru mu?
The truth is, I'm really, really good at my job.
Gerçek şu ki, işimde çok, ama çok iyiyim.
She's really good at her job.
İşinde gerçekten çok iyidir.
GOOD. YOU DID A REALLY NICE JOB DECORATING HERE.
Etrafı çok güzel dekore etmişsin.
I don't really know her, but I've seen her several times at functions... and, uh, I think she'll do a real good job.
Onu tam olarak bilmiyorum ama görevlerde onu bir çok kez gördüm. Sanırım, çok güzel işler başardı.
And I'm not sure it's a job I'm gonna be any good at, but... I just... I don't have time to really worry about it right now.
Ayrıca başarılı olacağım bir iş olduğuna da emin değilim ama bunun için endişelenecek zamanım da yok şu an.
I mean, you did a good job, really.
Gerçekten iyi bir iş yapmıştınız.
You had a really nice house... a very good husband... a nice little job, lots of free time.
- Çok güzel bir evin vardı - Çok iyi bir koca - Ufak güzel bir iş, bir sürü boş vakit
Better do a good job when that young boy comes I'm really sorry
Genç adam geldiğinde iyi bir iş çıkarsanız iyi olur.
You really did a good job of fooling them, didn't you?
Onları aptal durumuna düşürerek iyi bir iş yaptın, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]