English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Saddle up

Saddle up tradutor Turco

404 parallel translation
Tell them to saddle up.
Atı eyerlemelerini söyle.
Saddle up and get out.
Atına bin ve defol. "Şimdi" dedim.
Saddle up.
Hazırlanın.
Saddle up, everybody, let's go.
Herkes hazırlansın, gidiyoruz.
Saddle up!
Tüfekler omuza!
All right, saddle up.
Pekala, tüfekler omuza.
All right, saddle up.
Pekala, kımıldayın.
Saddle up!
Hazırlanın!
Saddle up!
Kımıldayın!
All right, saddle up!
Pekala, tüfeklerinize sarılın! Savaşa geri dönelim!
Marty, saddle up Prince, Fanny and Dan for these men right away.
Marty bu beyler için Prince, Fanny ve Dan'i eğerle hemen.
So get a move on, I'll saddle up for you.
Bu yüzden hemen git, ben atını eyerlerim.
Hadn't we better saddle up just in... In case?
Biz üstüne atmasaydık daha iyi olmazmıydı aslında
PAP : Saddle up.
at bin
Come on. Let's saddle up the horses.
Hadi atları hazırlayalım!
Saddle up my horse, will you, please.
Atımı eyerler misin lütfen?
Come on, boys, pack and saddle up.
Haydi, çocuklar toparlanın ve atlarınıza binin.
Get out there and saddle up.
Hadi çıkıp atları hazırlayın.
Haven't any time to lose, so I'd be obliged if you'd saddle up.
Kaybedecek zamanımız yok, hemen atınıza binerseniz bizi memnun etmiş olursunuz.
Saddle up.
Atlara.
- Saddle up!
- Hazırlanın!
We'll steam to New Orleans, harness up and saddle up for Texas.
Birazdan yola çıkacağız. Gemidekilerle beraber Texas'a gideceğiz.
He'll never get that saddle up...
O asla eyer tutmaz...
- Saddle up Semiramis for 9 o'clock.
- Saat 9 için Semiramis'i eyerle.
Any one of them gets shot up... The whole lot will saddle up and light out of here in a hurry.
İçlerinden biri vurulursa... hepsi atına binip buradan son sürat kaçar.
Saddle up his horse as quick as you can.
Atını mümkün olduğunca çabuk eyerleyin.
- I'll have the company saddle up.
- Birliği hazırlayayım.
Let's saddle up, Clete.
Eyerleri hazırla Clete.
Swing your saddle up here, Patrick.
Eğerini buraya koy Patrick.
And saddle up that mule, or whatever you do to mules, but get started and fast!
Katıra semer vurun, ya da katıra her ne yapıyorsanız onu yapın, ama hemen harekete geçin!
Ramón, saddle up a good horse for Mr McKay.
Ramón, Bay McKay için güzel bir at eyerle.
Davy, maybe we'd better saddle up and pay this fella a visit.
Davy, hemen atlara binip o küstahı ziyaret edelim.
Davy, let's do saddle up and go learn that gentleman his manners. We won't have to.
Davy, bekleyelim ve geldiğinde nasıl görgüsüz biri olduğunu görelim.
Let's saddle up. Let's go.
Haydi fırlayalım.
Have the men roll up their blankets and saddle up.
Adamlar battaniyeleri sarsınlar ve atları eyerlesinler.
- Saddle up.
- Toplanin.
Then you'll just have to saddle up... and take your señora out of here.
O zaman atını eyerle... ve senyoranı alıp buradan git
All right, saddle up those horses and nothing foolish.
Tamam, şu atları eyerleyin ve aptalca bir şey yapmayın.
Saddle up, friend.
Atlayın dostlar.
I'll meet you as soon as I pick up the saddle.
Ben eyeri alır almaz gelirim.
There's more smoke! up on the saddle back!
Eyerin arkasında çok duman var.
Go on, saddle him up.
Hadi, eyerle onu.
Oh, set him up, Duckbill, He's leaving without his saddle.
eyersiz gidiyor.
He swung me up into the saddle and said,
Beni eyere bindirdi ve dedi ki...
Turned up as a tow-headed youngster with just the clothes he stood in and the horse he rode. A saddle tramp at 14.
Çocukken üstündeki giysiler ve bindiği attan başka bir şeyi olmayan bir serseriydi. 14'ünde avare bir kovboydu.
Judge, now you go on out there, pick up that saddle bag
Yargıç, şimdi sen oraya git, o çantayı al ve buraya getir
Saddle me a horse while I pick up a few things.
Hadi. Bana bir at eğerle bu zaman zarfında ben de hazırlanayım.
And when they find out how that side-saddle governor's been messing things up, they'll give those Indians a fair trial.
Böylece eşek kılıklı Vali'nin işleri berbat ettiğini sanacaklar. Bu da, Kızılderililere adil bir yargı şansı tanıyacak.
Now saddle him up and keep him saddled.
Şimdi onu eyerleyin ve öyle tutun.
Why don't I saddle this one up?
Niye bunu eyerlemiyorum?
Give up a horse for a woman, and you never get back in the saddle.
Eğer bir kadın yüzünden atından vazgeçersen, eyerini bir daha asla oturamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]