Same day tradutor Turco
3,065 parallel translation
Same day, same hospital...
Aynı gün, aynı hastane...
Carlene, why are you hosting an all-day women's spa retreat on the same day as the competition?
Carlene, yarışmanın olduğu gün neden sadece kadınların olduğu bir etkinlik düzenliyorsun?
That same day you'll be taping an interview with Diane Sawyer for "20 / 20." Diane Sawyer?
Aynı gün "20 / 20" programı için Diane Sawyer seninle röportaj yapacak. - Daine Sawyer mı?
The same day as Yacine.
Yacine ile aynı günde.
Plus, that we were born on the same day, November the 30th, both Sagittarius.
Ayrıca 30 Eylül'de, yani aynı günde doğmuştuk.
He was found dead at his home later that same day.
Aynı gün ilerleyen saatlerde evinde ölü bulundu.
And then I heard that you got to little Loretta just in time that same day, and I just want you to realize that when I decided I was gonna help her, I had no idea what she had intended to do.
Sonra, o gün Loretta'ya tam zamanında yetiştiğini duydum ve bilmeni istiyorum ki Loretta'ya yardım etmeye kadar verdiğimde ne yapmak niyetinde olduğunu bilmiyordum.
They don't pitch on the same day...
Aynı gün atmıyorlar sonuçta.
I just pray they never fall on the same day.
Allahtan aynı güne denk gelmiyorlar.
He had me change the will the same day.
Bana aynı gün vasiyeti değiştirtti.
It all happened on the same day he was killed.
Hepsi, öldürüldüğü gün oldu.
Three of you morons out on the same day?
Üç moron da aynı gün mü dışarı çıktınız?
It was also the same day as her first trip to Islamabad.
Aynı gün İslamabad'a ilk seferine çıkmış.
28th exam... same day wedding!
28'inde sınav... aynı gün düğün!
So you think Margrethe disappeared on the same day this guy abused her?
Yani Margrethe cinsel saldırıya uğradığı gün mü ortadan kayboldu?
The same day that all of this started happening to me.
İşte tam o gün bütün bunlar bana olmaya başlamış.
We decided to quit on the same day, but at the last minute, James took a promotion and stayed with my dad instead.
Aynı gün bırakmaya karar verdik ama son anda, James terfi aldı babamın yanında kaldı.
Hotel desk clerk puts you in the same room as her on the day of the murder.
Otel görevlisi cinayetin olduğu gün ikinize aynı odayı göstermiş.
Okay, do you want to be On the same flight back, just one day later, or...
Aynı uçuşla bir gün sonra mı dönmek istersin, yoksa...
The same guy, the same thing, day after day, year after year until you die.
Aynı adam, aynı şeyler, gün be gün yıllar yıllar üstüne, ta ki ölene kadar.
You said the same thing about St. Patrick's day and Vienna beef presents National Hot Dog Day.
Aynı şeyi St. Patrick Günü için de söylüyorsun ve Viyana Biftek'in organize ettiği Ulusal Sosisli Günü için de.
There's a day's worth of work at least, while at the same time, taking on water.
En az 1 günlük iş var aşağıda o sırada onlar da adaya çıkar
I just like the idea of the two of us waking up in the same place every day.
Her gün birlikte aynı yerde uyanmamız fikri hoş geliyor.
Like if I do what I'm supposed to do on this record, maybe one day, you know, somebody'll feel the same way, you know, I feel about...
Eğer bu parçayı kaydederken yapmam gerekeni yaparsam belki bir gün, bilirsin, birilerine aynı şeyleri hissettirebilirim diye düşündüm Bilirsin, tıpkı
Wasn't that the same reason you gathered the children of parents I killed, for this day?
Topladığın çocukların.. öldürdüğüm aileleri ile aynı nedenle değilmi?
Why, then, did you vote in favor of a bill four years ago supporting amnesty for these same illegals crossing into our country every single day?
Peki o zaman, dört sene önce ülkemize her gün kaçak girenler için verilen genel af yasasına neden destek oldunuz?
- Just the same thing, every day.
- Her günden, aynı şeyden.
Every day I get up, every day I do the same thing.
Her gün kalkıyorum ve her gün aynı şeyi yapıyorum.
Same time of day as last time.
Son kez günün aynı zamanı.
I just wanted him to lie awake at night, dreading the sunrise, the same way I have, every day, since I was 17 years old.
Ben sadece onun tüm gece uyanık yatmasını, güneşin doğuşunu korkuyla beklemesini istedim. 17 yaşımdan beri her gece beklediğim gibi
So, the only people you intended to hurt were your fellow protectees, people in the exact same position as you, living scared every day of their lives.
Tek zarar vermek istediğin kişiler koruma altındaki diğer yoldaşlarındı seninle tıpatıp aynı durumdaki günlerini korku içinde geçiren insanlar.
So tired of seeing the same things every single day.
Her gün aynı şeyleri görmekten çok sıkıldım.
Day after day. Always the same.
Günler boyunca herşey aynıydı.
Everyone.. Assume the same positions you were that day.
Herkes o gün durduğu pozisyona geçsin.
Take the same positions you were that day.
Herkes o gün durduğu yerde dursun.
That's the same identity he gave to Holly Franklin the next day.
Diğer gün Holly Franklin'e söylediği isim.
And you're still acting like the same stubborn prince you were the day I met you...
Sen ise hâlâ aynen seninle tanıştığım gün ki gibi inatçılık yapıyorsun.
And when that day comes - I hope that you, somehow - will feel the same happiness that befell me.
Ve o gün geldiğinde umarım sen de benim yaşadığım mutluluğu yaşarsın.
And if you gave me a day when you come back, I will do the same.
Ve eğer döndüğünde sen de bana bir gün verirsen ben de sana aynını yaparım.
Donovan being seated on the jury. It came in that same day.
Para aynı gün gelmiş.
Not helped by regular visits from the same French copper asking the same questions over and over every day.
Polisler düzenli ziyarete izin vermiyorlar. Ve tekrar tekrar aynı soruları her gün sorup duruyorlar.
Both had the same dream... To play for India some day
İkisinin de hayaliydi bir gün Hindistan için oynayabilmek.
They've had the same coach for almost a day.
Neredeyse 1 gündür aynı koç ile devam ediyorlar.
I fear result will be the same in light of day.
Korkarım ki sonuç gündüz de aynı olacak.
I'm sorry, William, but since I began my own practice, I see the same thing day after day.
Üzgünüm William ama kendi muayenehanemi açtığımdan beri sürekli aynı şeyle karşılaşıyorum.
It looked like it was gonna be the same boring routine all summer, until one fateful day...
Tüm yaz bu şekilde sıkıcı geçecek gibi görünürken... Önemli bir gelişme olur! ..
His spirit broke the day that he crushed his knee, and he was never the same.
Bacağı ezildiği gün ruhu da incindi ve asla eskisi gibi olamadı.
I was thinking the whole day that if we were in his life together the same time, what would happen, and even in my dreams, I was miles behind you
Bütün gün düşünüyordum.. ikimiz birlikte aynı anda hayatında olasaydık, ne olurdu? Rüyalarımda bile, senden kilometrelerce gerideyim.
Yes, the paper gets delivered at the same time every day.
Evet, gazete her gün aynı saatte getiriliyor.
I'll tell you the same thing i told your father the day he died.
Babanın öldüğü gün ona söylediğimi sana da söyleyeceğim.
Every day it's a new time you don't trust me. No, everyday it's the same "I don't trust you."
Hayır, her gün aslında aynı "sana güvenmiyorum" günü oluyor.
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
day off 18
days remain 20
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
day off 18
days remain 20
days a year 35
days now 26
days and 46
day two 29
days later 66
days a week 26
day before yesterday 18
day in and day out 25
day out 85
day in 57
days now 26
days and 46
day two 29
days later 66
days a week 26
day before yesterday 18
day in and day out 25
day out 85
day in 57
day one 66
day basis 16
day by day 66
day suspension 16
day after tomorrow 77
day or night 97
day three 20
day weekend 17
day and night 151
day after day 123
day basis 16
day by day 66
day suspension 16
day after tomorrow 77
day or night 97
day three 20
day weekend 17
day and night 151
day after day 123