She took everything tradutor Turco
105 parallel translation
But when she went, she took everything.
Ama o gittiğinde, herşeyi beraberinde götürdü.
She took everything I could give her.
Ona verebileceğim herşeyi aldı.
She took everything.
Her şeyi aldı.
She took everything.
Her şeyi götürmüş.
She took everything from him.
Adamın her şeyini elinden aldı.
She took everything, the bitch.
Orospu her şeyi götürdü.
She took everything, didn't she?
Neredeyse her seyi götürmüs degil mi? Daha iyi.
She took everything except the TV and the cable box.
TV ve kablolu yayın dışında her şeyi götürmüş.
She took everything.
Her şeyi götürdü.
she took everything I've got.
Sahip olduğum her şeyi aldı!
She took everything with her.
Tüm eşyalarını almış.
She took everything.
Her şeyi almış.
She took everything? - And she wants a divorce?
Her şeyi almış ve boşanmak mı istiyor?
She took everything on like it was her job to support me,
Her konuda beni desteklemeyi kendine görev edindi sanki.
She took everything.
Boşanıyorum. Eşim her şeyimi aldı.
She screwed you, she took everything and you let her do it.
Sen de! Seni mahvetti, her şeyini aldı, sen de izin verdin.
When my wife left She took everything in the house with her
Karım terk ettiğinde evdeki her şeyi de beraberinde götürdü.
She divorced me, she took everything.
Beni boşadı o, her şeyi aldı.
She took him up to the cabin last night... so now everything is prepared for your return to Los Angeles.
Dün gece onu kabine götürdü ve Los Angeles'a dönmen için gereken her şey hazırlandı.
" Anita G., born April 2, 1937, unemployed, no fixed abode, single, with no prior convictions, appears before the Braunschweig Court as she is duly suspected of having had the intention to take and carry away movable property, when she took a cardigan belonging to Angelika Hus with everything in it from her locker.
" Anita G., 2 Nisan 1937 doğumlu, işsiz, sabit bir ikameti yok, bekar, sabıkası yok, cebindeki her şey de dahil olmak üzere, Angelika Hus'a ait bir hırkayı alarak başkasına ait olan taşınabilir bir malı alıp götürmeyi amaçladığı şüphesiyle Braunschweig mahkemesi huzurunda bulunmaktadır.
She was writing, painting, working as an accountant. She took care of everything.
Yazardı, resim yapardı, muhasebeci olarak çalışırdı.
She took you for everything, didn't she?
Her şeyini elinden aldı, değil mi?
Tell me she took you for everything.
Her şeyini aldığını söyle lütfen.
After she left for work this morning some finance company came and took everything.
Bu sabah işine gittikten sonra bir finans şirketi evine gelip, her şeyini götürdü.
Jess wouldn't do her homework, so I said she couldn't go to her girlfriend's house. And he came into the kitchen, and he took over again... and erased everything I did.
Jess ödevini yapmamıştı ve ben arkadaşının evine gidemeyeceğini söylemiştim... ve o mutfağa geldi ve yine olaya el koydu... ve yaptığım herşeyi sildi.
Jess wouldn't do her homework, so I said she couldn't go to her girlfriend's house... and he came into the kitchen, and he took over again... and erased everything I did.
Jess ödevini yapmamıştı ve ben arkadaşının evine gidemeyeceğini söylemiştim... ve o mutfağa geldi ve yine olaya el koydu... ve yaptığım herşeyi sildi.
It took us a while to go through 100 years of rutine entries... but so far everything she told us checks out.
100 yıllık seyir defterini incelemek biraz zaman aldı ama kadının söyledikleriyle tutarlı olduğunu gördük.
They took everything she had, even her I.D.
Her şeyini almışlar, kimliğini bile.
She took almost everything, including the house.
Ev dahil olmak üzere hemen her şeye el koydu.
Well, we took the dogs to this park near Bonnie's, and I knew there'd be a little sizing each other up and everything, but this poodle of hers, Lady, which she ain't,
Köpekleri Bonnie'nin evinin yakınındaki parka götürdük. Birbirlerini ölçüp biçeceklerini biliyordum ama Bonnie'nin kanişi Leydi, ki leydilik bir yanı yok Eddie'nin üstüne yürüyüp onu yere devirdi.
Then my wife left me, she took my three kids with her, and I was in free-fall after that. Divorce, everything?
Sonra eşim beni terk etti, üç çocuğumu da yanında götürdü ve ondan sonra serbest düşüşe geçtim.
She took note of everything at the register, standing there, like magic. Like an angel.
Her şeyi deftere not ederdi orada öyle dikilirdi, sihirliymişçesine sanki bir melekti.
- She took your side with everything.
- Her şeyde senin tarafını tuttu.
She was not somebody in any way that um took everything, she questioned him.
Her şeyi kabul eden biri değildi. Onu sürekli sorgulardı.
The woman who took everything from you, and now she's having her own baby.
Kadın senden her şeyini aldı. Şimdi de bebeği olacak.
You loved her and took care of her, and 2 days ago she packed everything up and abandoned you for another man.
Onu sevdin ve üstüne titredin. O ise iki gün önce pılısını pırtısını topladı... ve başka bir erkek için terketti seni.
She took everything with her.
- Hepsini yanında götürmüştür.
She brought us pictures you took and told us everything.
O istedi!
She had a warmth that took you in and held you... until everything cold and distant melted away.
Öyle bir sıcaklığı vardı ki, sizi içine aldığı zaman soğuk olan her ne varsa ısınıp eriyiverirdi.
She took what she learned from me and made modifications to the hydraulics, the shielding mechanisms, everything.
Benden öğrendikleriyle hidroliklerde değişiklikler yaptı, ayrıca kalkan düzeneklerinde de, aslında herşeyde.
She took care of everything.
Her şeyi halletmiş.
Opal... do you remember when I told you that your mama took everything with herwhen she left?
Opal... annen giderken her şeyi götürdü dediğimi hatırlıyor musun?
Your mama didn't want to take my family life from me... but she gave me everything... and I took it all.
Annen ailemin dağılmasını istemedi... ama bana her şeyini verdi... ben de hepsini aldım.
i knew that if she took it any further, that if i took it any further, she would discover that i didn't have a dick and that would ruin everything.
Daha ileri gitseydi, bende daha ileri gitseydim, aletimin olmadığını anlayabilirdi ve bu da her şeyi batırabilirdi.
She took the kids out the back door and went home... and piled them and everything else she could grab in 10 minutes in the car.
Çocuklarını alıp arka kapıdan çıktı... ve 10 dakika içerisinde alabileceği herşeyi alıp arabaya atladı.
They took four years of my life, and I took everything she had.
Benden 4 yılımı aldılar. Ama ben onun her şeyini aldım.
Broke my heart and then she took Nearly everything that I owned, All right?
Kalbimi kırdı ve sahip olduklarımın çoğunu aldı.
Thank God Dilnaaz was here... she took care of everything.
Tanrıya şükür Dilnaaz buradaydı...
They took everything that she has.
Elindeki her şeyi aldılar.
She told'em that I raped her, and they took everything away from me, my license to practice. I'm not even a doctor anymore.
Artık bir doktor bile değilim.
" l took her for granted, never realizing she was everything I needed.
" Onun değerini bilemedim, ihtiyacım olan her şey olduğunu anlayamadım.
she took off 34
she took her own life 19
she took it 41
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
she took her own life 19
she took it 41
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306