Stop running tradutor Turco
791 parallel translation
You got to stop running.
Kaçmaktan vazgeçmelisin.
You watch your language and stop running around here half-naked.
Konuşmalarına dikkat et ve etrafta yarı çıplak dolaşmayı da bırak.
Aren't you ever gonna stop running away from me?
Benden kaçmayı bırakmayacak mısın?
Stop running!
Koşmayı bırak!
- Well, when the government stop running my bank.
Hükümet bankamı rahat bıraktığında.
When does the stagecoach stop running?
Posta seferleri ne zaman durduruldu?
But the time comes when a man's gotta stop running away and face things.
Ama insanın kaçmayı bırakıp meselelerle yüzleşmesinin zamanı vardır.
Stop running.
Kaçmaktan vazgeç.
- You can stop running now.
Artık durabilirsin.
Stop running, they won't bite.
Koşmayı bırakın, sizi ısırmazlar.
Stop running, it's the Atlantic Ocean already.
Kaçmayı bırak. Atlas Okyanusu'na dayandın.
Maybe you'll stop running long enough to say hello.
Belki koşuşturmayı bırakıp merhaba demek için durabilirsin.
It's time you two stop running things!
Artık siz ikiniz kafanıza göre hareket etmezseniz iyi olacak.
Stop running, Kimble.
Artık kaçma, Kimble.
Stop running. Come here.
Koşmayın, buraya gelin!
- Stop running away from me.
- Benden kaçma artik.
Jake, stop running away from me!
Jake, benden kaçma artik!
And, if it isn't too late, Corbett you must stop running. Don't think, it won't happen to you. Understand?
Beni dinle, Corbett silahla haydut kovalamayı bırakmalısın, anladın mı?
Dear Lord, stop running like an express train!
Tanrım, at gibi koşmayı bırak!
- Stop running my life.
İşimiz başımızdan aşkın.
Stop running.
Kaçma.
I can stop running.
kaçmayı bırakabilirim.
If those horses stop running, they'll start thinking of water... head for that river.
O atlar kaçmayı bıraktıysa, su aramaya başlar ve nehre doğru giderler.
Stop running.
Sakin olun.
I intend to stop running around the world.
Dünyayı dolaşmayı bırakacağım.
He's got to stop running.
Hareket etmemeli.
Stop running, give that to me.
Kaçmasana! ver bana
I don't want to see you stop running unless you collapse, faint or puke!
Durduğunuzu görmeyeceğim düşmek ve kusmak dışında.
Stop running. Stop.
gelsene len dur.
Those Zambulis up in Gudjara won't stop running till they hit Cairo!
Şu Zambuliler de Gudjara'dan Kahire'ye kadar koşarak kaçarlar.
Stop running!
Kes koşmayı!
Stop running my life for me!
Hayatımı idare etmeyi bırak.
Stop them from running!
Kaçmalarına engel ol!
Your scruples about me don't stop you from running after a married woman.
Bana olan vicdani sorumluluğun evli bir kadının peşinden gitmekten seni alıkoyamıyor.
While he was running away did he stop?
Kaçarken hiç durduğu oldu mu?
Ruth, once and for all, will you stop interfering in a household... that's been running smoothly for a number of years.
Ruth, son defa söylüyorum, yıllardır gayet iyi idare edilen... bir evin işlerine karışma lütfen. Anlıyor musun?
You know, did you ever stop to figure that maybe it takes more energy... to keep running away than it does to stop and fight it out?
Hiç durup düşündün mü bilmem, belki de sürekli kaçarak... kalıp onunla savaşmaktan daha fazla çaba harcıyorsundur.
You start running, Jube, but where you gonna stop?
Kaçmaya başla ama nerede duracaksın, Jube?
Hey, stop them kids... from running around up there, you hear me?
Hey, sustur şu çocuklarını koşturup durmasınlar, duydun mu?
He walked down the corridor three times then he wanted to try running. I had to stop him forcibly.
Koridoru üç kez yürüdü sonra koşmayı denemek istedi.
There's nothing to stop you from running, but the enemy is there.
Kaçmanıza engel olan bir şey yok, ama düşman orada.
- Stop! - ( RUNNING FOOTSTEPS )
Dur!
... running a boulevard stop...
... kavşakta durmadınız... durdum!
Stop, I say! Where are you running?
Marketa, sadece bir dakika.
Stop running.
Kaçma dur!
I will, but that won't change the fact that you killed Mr Winters to stop him running off with your daughter.
Hayır, hayır, hayır, böyle iyi. Fakat... Yine de işe yaramayacak.
Well, finally, we had to stop for another car. Boy, I opened the door, I started running.
Başka bir araba yüzünden durunca, Kapıyı açıp, kaçıverdim.
The machines are up and running.
Makineler non-stop çalışsın.
Stop running, my good man!
Durun beyefendi.
I didn't stop cutting until I felt the blood running.
Kanın aktığını hissedene kadar kesmeye devam ettim.
In addition to that faulty brake light, I'm citing you for running through a stop sign.
Ayrıca, fren lambasının bozuk olmasından dolayı dur işaretinde geçtiğin için senin tutukluyorum.
running 198
running out of time 23
running late 35
running around 36
running away 63
stop it 13041
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop talking to me 36
running out of time 23
running late 35
running around 36
running away 63
stop it 13041
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop talking to me 36
stop lying 140
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop complaining 83
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop complaining 83
stop yelling at me 54
stop screaming 73
stop fighting 156
stop saying 98
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop moving 156
stop it already 25
stop this 362
stop screaming 73
stop fighting 156
stop saying 98
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop moving 156
stop it already 25
stop this 362