English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / That ain't funny

That ain't funny tradutor Turco

118 parallel translation
- That ain't funny, Tom.
- Hiç komik değil, Tom.
- Ain't that funny?
- Eğlenceli değil mi?
I ain't got anything to say that's funny.
Aklımda komik bir şey yok.
- Ain't that funny?
Komik değil mi?
- That ain't funny, McGee.
- Hiç komik değil McGee. - Komik olduğunu kim söyledi?
- That ain't funny.
- Hiç komik değil.
With the possible exception of you Lestrade. Look here Doctor Watson, that ain't funny.
Bana bak Doktor Watson, bu hiç komik değil.
A very vital part. That ain't funny, Professor.
- Bu konuşma eğlenceli değil profesör.
If that's funny, why ain't I laughing?
Çok komik, neden gülmüyorum acaba?
That ain't funny. What's happened to business anyway?
İşler kesat.
Come to think of it, that ain't so funny.
Aslında bu hiç de komik değil.
So do I. That's funny, ain't it?
Çok garip, değil mi?
Sure you look funny, but that ain't why I'm laughing.
Elbette komik görünüyorsun, fakat bunun için gülmüyorum.
That ain't very funny, mister!
Bu hiçte komik değil di, bayım!
- That ain't so funny.
- Bu, hiç de komik değil.
_ That ain't funny.
- Komik değil.
That ain't funny.
Hiç komik değil.
That ain't funny at all!
Hiç de komik değil!
Ain't that funny?
Tuhaf değil mi?
That ain't funny, George.
Komik değil George.
But that ain't the funny part.
Asıl komik kısmını söylemedim.
Ain't that funny?
Komik değil mi?
Now, dammit, that ain't funny!
Kahretsin, hiç komik değil!
( LAUGHING ) Can't you all see that she ain't funny?
Komik olmadığını görmüyor musunuz?
It ain't that funny.
Hiçte eğlenceli değil.
That ain't too funny, Doc.
Hiç de komik değil Doktor.
This funny little thing that points and spins ain " t workin'.
Bu dönüp duran tuhaf şey çalışmıyor.
That ain't funny.
Komik değil.
That ain't funny, Hi.
Hiç komik değil, Hi.
Yes, ma'am. Ain't that funny?
Evet bayan, eğlenceli değil mi?
Cos if it is,..... you gotta know that..... I ain't in the mood for funny.
Çünkü, eğer öyleyse... şunu bilmelisin ki... hiç gülecek havada değilim.
Ain't that funny?
Eğlenceli değil mi?
That's ain't funny, Frank.
Komik değil Frank.
- Kyle. - That ain't funny, Kyle!
- Hiç komik değil, Kyle!
That ain't funny.
Bu hiç komik değil.
That ain't funny.
Hey, bu hiç komik değil.
That ain't funny, man.
Hiç komik değildi, dostum.
Goddamn it, that ain't funny!
Lanet olsun, hiç komik değil!
That shit ain't funny, man.
Bu hiç de komik değil.
I ain't with that funny shit.
Bu şeyi alamayız.
I think it's really funny that the horrible convict over here ain't out of jail for 24 hours and you managed to find him a fucking job.
Şuradaki azılı hükümlüye, hapisten çıkalı daha 24 saat olmamışken lanet olası bir iş bulman bence gerçekten komik.
That ain't funny!
Hiç komik değil.
That ain't funny, Raymond.
Hiç komik değildi, Raymond.
- It ain't that bloody funny!
- Hiç de komik değil.
That ain't funny, Frank.
- Komik değildi, Frank.
That ain't funny.
BU KOMiK DEGiLDi.
That ain't funny.
Bu komik değil.
That shit ain't funny.
Bu pislik komik değil.
Come on, that shit ain't funny.
Bu saçmalık komik değil.
That shit ain't funny.
Bu bok komik değil.
That ain't funny.
Bu hiç de komik değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]