English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The doctor's here

The doctor's here tradutor Turco

282 parallel translation
Here. The doctor's pet loony is loose again.
Doktorun en sevdiği deli yine serbest.
- I'm so cold. - Get the house doctor up here quick. - I deserve a beating.
Bobby hepsiyle tanıştı ve ellerini sıktı ; onlarla şakalaştı ve 1000 doları aşan Piper-Heidsieck şarabını içerken üzücü ve mutlu hikâyelerini dinledi.
The doctor'll take care of her. Come on, boy, let's get out of here.
Caz müziği sever misin?
What in thunder's the matter here? Oh, Doctor.
- Burda neler oluyor?
It's the doctor's sister, get out of here.
Doktorun kız kardeşi. Gidin artık haydi.
Bartos, I just told the doctor here not to attend... any meetings of your group until farther notice.
Bartos, şimdi doktora toplantılara katılmamasını söyledim... bir sonraki bildiriye kadar hiç bir grup toplantısına.
While you're getting here, I'll get Teddy's and the doctor's signatures.
Siz yoldayken ben de kâğıtları Teddy'ye ve doktora imzalatırım.
Yes I'm all right but Doctor Watson here seems to have encountered the monster.
Evet ben iyiyim fakat Doktor Watson burada canavarla karşılaşmış gibi görünüyor.
- Father. - Yes? - The doctor's here.
- Peder, doktor burada.
And here we have the gallant library in which Doctor Johnson wrote his famous dictionary and in which you will see also many of the great man's books and other items of interest.
Burada da görkemli kütüphaneyi görüyorsunuz. Doktor Johnson ünlü sözlüğünü burada yazmıştır. Burada aynı zamanda büyük adamların bir çok kitabını ve ilgi çekici başka şeyleri görebilirsiniz.
- Well, the doctor's not here.
- Doktor burada değil.
The doctor's here.
Doktor burada.
Let's see. Harvey was sitting here, and the doctor sat opposite Harvey so he could look at him.
Harvey burada oturuyordu, doktor Harvey'nin karşısına oturmuştu.
When you hear me cough, you come in and say, "The doctor's here."
Öksürdüğümü duyunca gelip "Doktor geldi." de.
The doctor's here.
Doktor geldi.
Here's the doctor now.
Doktor burada.
- The doctor's here
- Doktor geldi.
- Oh, here's the doctor.
- Doktor da geldi.
The mid-wife, yes, she's come, but she doesn't dare anything until the doctor gets here.
Evet, geldi, fakat doktor gelene kadar birşey yapmaya cesaret edemez.
Here's the doctor.
Doktor geldi.
Here's the doctor.
İşte doktorunuz.
HERE'S THE IMPORTANT THING, DOCTOR.
Burası önemli, doktor.
The doctor's here, calm down!
Bak, doktor geldi. Merak etme, şimdi her şey yoluna girecek.
The doctor's here
Doktor burada.
We won't know how badly he's hurt until the doctor gets here.
Doktor buraya gelene kadar yarasının ne kadar ağır olduğunu bilemeyiz.
With a bit of rest and some luck, the doctor says I should be out of here in a few days.
Doktor diyor ki biraz dinlenir ve şansım yaver giderse birkaç güne çıkarmışım.
Well, I think the Doctor's right and I want to get out of here.
Bence Doctor haklı ve ben buradan gitmek istiyorum.
Let's see to that wound. The doctor's already here.
Şu yarana bir bakalım, doktor zaten burada.
But Doctor, the... the Daleks will find this flare path and we'll be trapped here.
Ama Doktor,... Dalek'ler ışık yolunu bulacak ve burada kapana kısılacağız.
But Doctor, if we find the TARDIS and leave here, then we won't have to worry about being turned into dummies at all.
Ama Doktor, eğer Tardis'i bulup buradan gidebilirsek, o zaman durup da sıkıntıdan patlamak konusunda hiç de endişelenmemiz gerekmez.
Well, the doctor from Sweetwater's on his way here.
Sweetwater'un doktoru şu anda buraya doğru yola çıktı.
- McCoy here, Jim. - Doctor, how's the girl?
- McCoy konuşuyor, Jim.
Here is the doctor's diagnosis
Doktorun teşhisleri burada.
- I mean, at 8 : 30 this morning... we meet over a doctor who's killed intravenously... and here we are four hours later, with another doctor... who's died of a heart attack in the Emergency Room.
- Sabah saat 8 : 30'da serum verildiği için bir doktorun cesediyle karşılaşıyoruz ve ondan dört saat sonra da başka bir doktor Acil Servis'te kalp krizi geçirip ölüyor.
He's staying here with me until the doctor and the police arrive.
Doktor ve polis gelene dek burada benimle kalacak.
Here's the matériel request, Doctor.
İşte gereç listesi, doktor.
"Here's the matériel request, Doctor. " You'll notice there's a submarine on it!
" İşte gereç listesi doktor, listede bir denizaltı olduğunu göreceksiniz!
Yes, the doctor's been here.
Evet, doktor buradaydı.
Doctor... will you stay here till the baby is born?
Doktor bebek doğana kadar burada kalır mısınız?
"My dear husband, the doctor says I must stay here until spring."
"Sevgili eşim, doktor bahara kadar kalmalısın diyor."
And, oh, Lieutenant, here's some notes the doctor made.
Ve oh, Komiser, şunlar doktorun aldığı bazı notlar.
The doctor's here for the annual medical checkup.
Sağlık kontrolü için çocukları almaya geldim.
My respects, mrs doctor, here's mr Scotti, that one about the lake.
Selamlar, hakime hanım. Bay Scotti geldi, gölle ilgili olan.
Who's the oldest one here? I am, Doctor.
İçinizde en büyük olan kim?
The foot doctor's here.
Ayak doktoru burada.
You've got to get those journalists away from here so that we can talk to the Doctor.
Bu gazetecileri buradan uzaklaştırmalısın. Böylece doktorla konuşabiliriz.
He's the best doctor in here, he's a friend
Kasabanın en iyi doktorudur ve benim de dostum
Now, you can take up your needles, Doctor and whatever's in them and get the hell out of here!
Şimdi, Şırınga iğnenizi alıp, Doktor her neredeyse onu bulup bana getireceksiniz!
I mean, you know, here's an 82-year-old man who's very emotional... and you know, and if you go in one moment, and you see the person's dying... and you don't want them to die, and then a doctor comes out five minutes later... and tells you they're in wonderful shape... I mean, you know, you can go crazy. - Yeah.
82 yaşında ve çok duygusal bir insandır yani biraz önce içeriye girmişsin ve ölmesini istemediğin birisinin ölmek üzere olduğunu görmüşsün, beş dakika sonra içeriden bir doktor çıkıyor ve hastanın çok iyi durumda olduğunu söylüyor, bu insanı delirtebilir.
- Here's the doctor.
- Doktor geliyor.
I'll tell the doctor there's a reporter here
Doktora bir muhabirin geldiğini söyleyeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]