English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The flash

The flash tradutor Turco

2,709 parallel translation
Yeah, I know what you're thinking, but the flash point is too high for it to burn.
Evet, ne düşündüğünü biliyorum ama alevlenme noktası yanması için çok yüksek.
confidential things on the flash drive, too, and they're asking questions
- Onlar da bununla ilgili sorular soruyorlar.
Why can't you tell them you took the flash drive home accidentally?
Neden flash diskinizi eve kazara götürdüğünü söylemiyorsunuz?
I...? You're not protected if you took home the flash drive accidentally.
Eğer flash diski eve kazara götürdüyseniz korunamazsınız.
But you are protected if you took the flash drive home due to wrongdoing.
Ancak görevi suistimalden flash diski eve götürdüyseniz korunursunuz.
And then it will no longer be about your suspicious removal of the flash drive.
Artık flash diski götürmenizden ötürü şüpheli bir durum olmayacak.
You have to ask questions from the flash cards I provided.
Sana verdiğim karttaki soruları sormalısın.
And he told me where he had hidden the flash drive.
Flaş diski nerede sakladığını da söyledi.
- You got the flash drive...
- Flaş diski aldın.
Now hand over the flash drive so I can crush it with a meat tenderizer.
Şimdi şu flaş diski ver de et döveceğiyle ezebileyim.
Leave the flash drive on the table.
Flaş diski masaya bırak.
Retrieve the flash drive.
Flaş belleği ele geçir.
The police has the flash drive.
Flaş bellek poliste.
The flash drive was with us the whole time.
Flaş bellek bizdeydi.
- So glad. We only have one more semester together, and I keep having these flash-forwards to the flashbacks I'll have of high school when I'm in college, and I want them to be magical moments with my PPFFs.
Beraber geçireceğimiz bir dönemimiz kaldı ve lisede geçirdiğimiz bu zamanların üniversitedeki anılarım olmasını ve onların EYAVMP olarak kalmasını istiyorum.
He's called the Flash.
Onun adı Flash.
I am... The flash.
Ben, Flash'ım.
Previously on the flash...
The Flash'ta daha önce...
- He's called the flash.
Onun adı Flash.
Most women consider the flash mob to be the most romantic gesture a man can make... second only to a surprise proposal on a jumbotron.
Çoğu kadın ani şeyleri romantik bir jest olarak alır ikinci olarak, büyük ekranda sürpriz teklif olabilir.
Half of the flash mobs on the Internet are Larry-related.
İnternetteki flash mob'ların yarısı Larry ile alakalı.
The flash mob is off.
Flash mob işi bitti.
But please believe me when I tell you... the flash mob is a bad idea.
Ama lütfen inan ban sana flash mob,... kötü bir fikir dediğimde.
- Remember how the Flash got his powers?
- Flash güçlerini nasıl kazanmıştı?
I am the Flash.
Ben, Flash'ım.
Previously on The Flash :
The Flash'ta daha önce...
But the good folk from the VPD took Flash off the street.
Ama VPD'den cici polisimiz onu piyasadan kaldırdı.
Pull all the files on flash.
Flash ile ilgili tüm dosyaları çıkar.
Did you pull the files on Flash?
Flash'ın dosyalarını topladın mı?
Flash was on the street for weeks.
- Flash haftalarca sokaklardaydı.
Flash forward to just after Starkel left the Veg-Ta-Bills. " I gave you everything.
Starkel'ın Veg-Ta-Bills'den ayrılmasının sonrasına gidelim.
- News flash. It's the apocalypse.
Bu kıyamet olurdu.
Angry is just a flash in the pan.
Kızgınlık sadece bir saman alevi.
Aw, jeez, I must have given the printer the wrong flash drive.
Tüh, matbaaya yanlış USB belleği verdim herhalde.
While you're at it, check and see if he's made any progress on breaking the encryption code on that flash drive we found with Sam.
Hazır aramışken, Sam'in üzerinde bulduğumuz taşınabilir bellekteki şifrelenmiş dosyalar üzerinde bir gelişme kaydetmiş mi onu da kontrol et.
Because when JT decrypted Sam's flash drive, he found out that the organization was actually behind Muirfield.
Çünkü JT Sam'in taşınabilir belleğini çözdüğünde Muirfield'in arkasında bu örgütün olduğunu öğrendi.
A direct flash on the subject makes the subject flat.
Bir flaş konuyla ilgili herşeyi düz hale getirir.
Any visual on the second muzzle flash?
İkinci bir namlu ağzı alevi görüldü mü?
- Well if it were me, I would make the lights cycle on and off, strobe like a camera flash. That might stop the bulbs from burning out. - Huh.
Ben olsam lambaları flaş gibi bir açık bir kapalı şekilde ayarlardım bu şekilde belki ampuller yanmazdı.
Just press the button and they'll be a big flash.
Sen sadece düğmeye bas ve büyük bir flaş patlayacak.
Oh, by the way, if you trip on your dress and accidentally flash us, just go with it.
Bu arada, eğer elbisene basıp kazayla flaşlarsan devam et gitsin.
I failed to get the USB.
Flash belleği de bulamadık.
- Including his laptop. - And I passed flash drives of the latest development to Humphries.
- Son çalışmaların hepsini flash diske attım.
And then those flash bangs... it kind of took me back to the war, you know? Down!
Sonra o flaş bombaları beni adeta savaşa geri götürdü.
I have confirmed these are the most up-to-date lists on flash points and flame temperatures for flammable chemicals.
Yanıcı maddelerin alevlenme noktaları ve sıcaklık dereceleri ile ilgili en güncel listenin bu olduğuna dair onay aldım.
How can we put so much weight on what a witness saw in a flash in the middle of the night?
Görgü tanığının gece yarısında gördüğü bir ışıkla nasıl bu kadar emin olabiliyoruz?
And, news flash- - dco's ass is on the line with this case, Okay?
Flaş haber,... GOD'nin da kıçı tehlikede, tamam mı?
While dealing with the unexpected chaos, Erik was hit with a flash of inspiration.
Eric bu beklenmedik kaosla uğraşırken aniden bir ilham buldu.
I thought I saw something in that last bright flash and rewound the video.
Görüntünün son anında parlak bir ışık gördüğümü düşündüm ve geri sardım.
Anyone comes along, flash the badge.
- Birisi gelirse eğer, rozetini göster.
AND THE LAST BLACK HOLE EXPLODES IN A FLASH OF GAMMA RAYS, LEAVING NOTHING.
Ve son kara delik de bir gama ışını parlamasıyla patladığında geriye hiç bir şey kalmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]