The family business tradutor Turco
758 parallel translation
Never. Give him a living, but never discuss the family business with him.
Rahat yaşamasını sağlayın ama asla aile işlerini onunla konuşmayın.
Didn't want to get mixed up in the family business.
Aile işlerine karışmak istemezken polis vurmaya kalkıştın.
Don is semi-retired and Mike is in charge of the family business.
Babam yarı emekli ve Mike aile işlerinden sorumlu.
No, you're out of the family business. That's your punishment.
Hayır, seni aile işlerinden uzaklaştırıyorum.
I won't work in the family business.
Aile işinde çalışmayacağım.
I'm working hard in the family business, so not too often.
Aile işimizde çok çalışıyorum o yüzden de sık göremiyorum.
After he died of lung cancer, we realized there were techniques he had developed in the family business that we can now use to stop people from smoking.
Akciğer kanserinden öldükten sonra onun aile şirketinde geliştirdiği teknikleri insanların sigarayı bırakmaları için kullanabileceğimizi farkettik.
We ain't taking any shit from any outsiders... about the family business... especially from a scummy little pimp like you, Señor Bocca.
Biz hiçbir yabancının aile işlerine müdahale etmesine..... izin vermeyiz. Özellikle, senin gibi aşağılıklara, Sinyor Bocca.
I mean, there's marriage and there's family and the family business.
Yani, evlilik vardır ve aile vardır ve aile işi vardır.
Anyway, Elisa, who was the only child, had to take care of the family business.
Her neyse, Elisa, tek çocuk olduğu için, ailesinin işleriyle ilgilenmek zorunda kaldı.
- I was... in the family business.
- Ben... aile işindeydim.
From now on, you're out of the family business.
Bundan böyle, aile işinde değilsin.
Hey, Lawrence, come on. You wanna learn the family business.
Lawrence, aile şirketinin nasıl işlediğini öğrenmek ister misin?
I've decided I wanna help you with the family business.
Sana aile işlerinde yardımcı olmaya karar verdim.
I remember the time you came to my parents'house and told me about the family business.
Ailemin evine geldiğin o günü, bana ailenin işini anlattığın günü hatırlıyorum.
Well, he was obsessed with having an heir to the family business.
Bu aile şirketi olduğundan bir varis bırakmaya takmıştı, bunu biliyorsun.
We like to say Dwight went into the family business.
Kimseyi kandırma. Sana dava açtım diye tahliye uyarısı gönderdin.
No, I think I'm going to go into the family business.
Hayır. Baba mesleğini yapacağım.
He handles all the family business.
Bütün aile işlerini o idare eder.
I always promised him I'd take over the family business, keep the old girl flying.
İşini devralacağıma ve bu yaşlı kızı uçuracağıma dair ona söz vermiştim.
It's time you learned the family business.
Şimdi aile işini öğrenme zamanı.
I had to take over the family business.
Aile işini üstlenmem gerekti.
Learning the family business.
Aile içini öğreniyorum.
He comes back and wants me to take over the family business.
O geri döndü ve benim aile işlerini almamı istedi..
This kid's a potential fountain of information about the family business.
Bu çocuk aile işlerinde potansiyel bir bilgi kaynağı.
But the citizens of the sun, they pay five pesetas — a whole day's pay, enough to feed a family — to fry on the sunny side of the ring... while they watch a few bulls being butchered — a criminal business.
Güneşli yerde oturanlar - beş peseta ödüyorlar Bir ailenin karnını doyuracak kadar parayı - güneşin altında kavrularak... boğaların ölüşünü izliyorlar - Canice bir iş.
He's all the family I have left. When Ted came out West and got started in this business,
O bıraktığım tüm ailedir.
I had confided to you this business... but the whole family opposes it.
Bu işi size açtım ama tüm aile karşı çıkıyor.
The family lawyer told me she was planning to set you up in a garage business.
Aile avukatı sizin için bir galeri açmak üzere olduğunu söyledi.
He kept on about my uncle's death and the curse on the family, and... I asked if he was trying to frighten me and told him to mind his business.
Amcamın ölümünden ve ailenin lanetinden bahsedip durdu ve beni korkutmaya çalışmamasını ve işine bakmasını söyledim.
Well I seem to remember you wanted a girl with no responsibilities and a small family business in the background.
Hatırladığıma göre sen sorumlulukları olmayan bir kız arıyordun. ve arkasında küçük bir aile işi olan.
In a sense, this is none of my business, but I've come to feel almost like a member of the family where Lolita is concerned.
Aslında benim üstüme vazife değil, ama Lolita söz konusu olunca... kendimi bu ailenin bir ferdi gibi hissediyorum.
With the support of Commissioner Jin he, Jau Hai Shan and Shiu Li joined force and merged their family business to be under his control
komser Jin'nin desteğini alarak çok güçlendi O, Jau Hai Shan ve Shiu Li güçlerini birleştirerek, işlerini gittikçe ilerlettiler artık herşey onun kontrolünde
You've taken over the Shen family business conspired with government officials, forced girls into prostitution
Shen çetesinin tüm işlerini ele geçirdin Devlet memurlarına rüşvet verdin, genç kızları fuhuşa zorladın
I'll do business with you, but the fact is that I despise your masquerade, the dishonest way you pose yourself and your whole fucking family.
Sizlerle iş yaparım fakat sahte tavırlarınız ve kendinizi ve, kahrolası ailenizi şerefliymiş gibi tanıtmanız canımı sıkıyor.
I just sold a family implement business in the Shonkin range and I'm thinkin'of buying a small ranch.
Yakın zamanda, Shonkin alanında, bir aile ile iş yaptım ve küçük bir çiftlik satın almayı düşünüyorum.
You see, in my business... even the deepest family relationships aren't worth a farthing.
Çünkü işlerimde en derin aile bağları bile beş para etmez.
You see, even in the deepest family relations... My business is not worth a...
Bakın, en derin aile işlerinde hayatım bir...
Dr. Kats, my boss, you know, his wife. Her family is in the jewelry business, so he took me over there in the car to get it engraved.
Patronum, Dr. Kats'in karısının... ailesi kuyumculuk işinde, arabası ile beni oraya götürdü
I'm the head of the family, but only so long as I take care of business.
Ben işleri yürüttüğüm sürece, ailenin reisiyim.
If this Lao Li family is responsible for moving a third of the smack out of Southeast Asia... and he's here, then he's our business.
Eğer bu Lao Li ailesi, Güney Doğu Asya'dan gelen eroinin üçte birinden sorumluysa... ve o, şu anda buradaysa, o zaman bu bizim işimiz.
- That's the best, family business.
Ne güzel!
All I know is that... the cops tell us... the guy who got snatched the day they did the number on the cops wife... was in big business with the Prizzi family.
Şunu söyleyebilirim... Polis diyor ki..... bu adamlar herkimse, polisin karısını öldürdükleri gün..... Prizzi ailesiyle büyük iş yapmışlar.
Your Aunt Kate has just concluded some business and asked to be excused until the family assemble downstairs.
Teyzeniz Kate'in bazı işleri var benden aile toplantısına kadar rahatsız edilmemesini istedi.
You see, from this year on the royal family buys its business cars from Miguren Motors.
Bu sene kraliyet ailesi iş arabalarını Miguren Motors'dan alıyor.
At last, it was not passing of a mere one employee of the business of family.
Ne de olsa aile işinde çalışan basit bir çalışandı.
He took over his family business... and is now a priest at a temple. Rev. Kameyama will... perform the final ritual before I die.
Aile işlerini devraldı ve şimdi bir tapınakta rahiptir, Bay Kameyama.
Bubba's family knew everything there was to know about the shrimping business.
Bubba'nın ailesi karides işi hakkında bilinebilecek her şeyi biliyordu.
So what? Think about the big family. Their business is worth millions.
Ne olmuş.Büyük aileni düşün.Onların işleri milyonlar ediyor.
There was Linus, the older son, who graduated from Yale at 19 and took his mother and the company for a ride on the fibre-optic highway and turned a $ 100 million family business into some serious money.
Bir de büyük oğlan Linus vardı, 19 yaşında Yale'den mezun oldu ve annesi ile şirketin fiberoptiğe yatırım yapmasını sağlayarak 100 milyonluk aile şirketinin değerini büyük ölçüde artırdı.
From now on, mind your own damn business, and leave... the running of this family to your mother and me.
Şu andan itibaren sadece kendi lanet işine bakıp... bu ailenin yönetimini annenle bana bırak.
the family 112
family business 42
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
family business 42
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48
business partner 23
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the floor 53
business is good 48
business partner 23
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the floor 53
the final frontier 122
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the front door was open 16
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the front door was open 16
the first day 25
the fuck is this 18
the fire 114
the facts 28
the feds 64
the four 34
the funeral 36
the fear 48
the fuck 145
the fight 31
the fuck is this 18
the fire 114
the facts 28
the feds 64
the four 34
the funeral 36
the fear 48
the fuck 145
the fight 31