The lights are on tradutor Turco
272 parallel translation
All the lights are on over there.
Orada bütün ışıklar yanıyor.
If the lights are on, turn them off and leave them off.
Işıklar açıksa kapat ve hiç açma.
The lights are on the blink down here.
- Bu tarafa fazla ışık gelmiyor.
- The lights are on again!
- Işıklar geldi!
- The lights are on?
- Işıklar geldi mi?
Mr. Haddock is grabby enough when the lights are on.
Bay Haddock elektrik varken bile ellerine hâkim olamaz.
The lights are on here.
Belediye stadında ışıklar yandı.
The lights are on.
Farlar yanıyor. Farlar yanı...
The lights are on.
Işıklar yanıyordu.
- The lights are on.
- Işıkları yanıyor.
Same situation, late at night, you're with your person, you're with your dog in the bedroom, television's on, the lights are on, you're talking, still got some Pepsi left,
Aynı şekilde gece vakti eşinizle yatak odasındasınızdır, köpeğiniz yanınızdadır televizyon, ışıklar açık sohbet ediyor olursunuz.
The lights are on, but nobody's home?
Evde kimse var mı? İyi o zaman.
You look at me like the lights are on, but nobody's home.
Sanki ışıklar açık da evde kimse yokmuş gibi bakıyorsun bana.
'Cause when you start listening... man, all the lights are on, but nobody's home.
'Çünkü sen dinlemeye başladığında sen burdasın ama, aklın başka yerde.
- The lights are on.
- I? klar? yan?
Maybe your girlfriend's here. The lights are on.
Kız arkadaşın burada herhalde ; ışıklar açık.
- The lights are on.
- Işıklar açık.
Hey, the lights are on now.
Hey, elektrikler gelmiş.
The lights are on, so I guess there must be somebody in there.
Işıklar açık, o yüzden içeride birileri olmalı.
Jim, the lights are on!
Jim, ışıklar yanıyor!
The lights are on, but nobody's home.
Işıklar açık, ama orada kimse yok.
The lights are on but no one's home.
İşinin başında, ama aklı başında değil.
The lights are on.
Işıklar açık.
The lights are on, but there's nobody home.
Kendi burada ama aklı başka yerde.
- The lights are on, but nobody is home.
- Yaşıyor, tabii buna yaşamak denirse.
Look, mademoiselle, there on the left, the lights in her rooms are burning and there on the right, the lights in his room are burning. And between them is that long passage where the lights never burn.
Bakın matmazel, solda yanan odanın ışığı madamın sağda yanan odanın ışığı ise beyefendinin ve aralarında ışığı hiç yanmayan bir koridor var.
Nobody stops here when the lights are out in front.
Ön tarafta ışıklar sönükken, kimse burada durmaz.
So why are you turning the lights on?
Peki neden ışıkları yakıyorsun?
The stop lights are timed for the traffic on the streets. ... and not the pedestrians.
Trafik ışıkları sokaklardaki trafik için zamanlanmıştır yayalar için değil.
Both of us stay where we are until the lights come on.
Işıklar gelinceye değin her ikimiz olduğumuz yerde kalalım.
The lights are a strain on the generator.
Lambalar jeneratöre yük bindirdi.
- Mr Marlowe, the lights in your car are on.
Bay Marlowe, arabanızın ışıkları açık kalmış. Evet. Çok teşekkür ederim.
A small steam boat with wheels on the sides, awaits her at the pier every night. All its lights are off. Don't go there.
Yan taraflarında çarklar olan küçük buharlı bir gemi, iskelede her akşam onu bekler.
Something's going on across the street. I can't see. The lights are in my eyes.
Sokağın öbür tarafında bir şeyler oluyor. lşıktan göremiyorum.
♪ They say the neon lights are bright on Broadway ♪
# Bak. Tüm neon lambaları yanmış Broadway'de #
We'll meet on top as soon as the lights are out.
Işıklar söner sönmez yukarıda buluşuruz.
What the hell are all the lights on for?
Tüm ışıkları ne diye açık bırakmışlar?
The boom lights in the downstage wings are for me only.
Ön sahnenin yanlarındaki ışıklar yalnız benim için.
I get home, slam on the coaster brakes, throw the bike down I look up, the lights are still on.
- Böyle, şanslıyımdır. - Hayır, hayır. Sadece bilmek istiyorum.
The lights are still on.
Işıklar hala açık.
There are lights on the helipad.
- Helikopter pistinde ışık var.
- How come all the lights are on?
- Neden bütün ışıklar yanık?
Linger on the sidewalk where the neon lights are pretty
Kaldırımlarda oyalan neon ışıklarının güzelliği ile
They keep the lights on all night... so we have to assume the sensors are on too.
Demek ki sensorlar da çalışıyor.
- I'm on the bed. - Are there any lights on?
- Açık herhangi bir ışık var mı?
The lights are not all on upstairs
# Kafanız tam çalışmıyor
The lights are coming on in the big top.!
Işıklar büyük topun üzerinde.!
Power's been turned off, although the control panel lights are still on.
Güç kesilmiş. Ama kontrol panelinin ışıkları hala yanıyor.
What are the lights Still doing on?
- Işıklar neden hala açık ki?
Linger on the sidewalk Where the neon lights are pretty
Neon lambaların güzel olduğu kaldırımlarda dur
Well, the lights are coming on again... After the C62-48 upgrade, some things changed.
ışıklar geri geliyor... bir takım şeyler değişti.
the lights went out 23
the lights 112
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lights 112
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lord works in mysterious ways 23
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the longer we wait 44
the letter 112
the love of my life 42
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the lord is with thee 72
the legend 36
the last 153
the last time you were here 18
the longer we wait 44
the letter 112
the love of my life 42
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the lord is with thee 72
the last time 101
the light 187
the leader 45
the left 71
the law 124
the lawyer 96
the last time i checked 40
the ladder 16
the lawyers 23
the lady 52
the light 187
the leader 45
the left 71
the law 124
the lawyer 96
the last time i checked 40
the ladder 16
the lawyers 23
the lady 52