The longer we wait tradutor Turco
150 parallel translation
The longer we wait, the less chance there is of getting it back.
Ne kadar çok beklersek geri alma şansımız o kadar azalıyor.
The longer we wait, the more acute our security problem.
Ne kadar beklersek emniyet meselesi de o kadar zora girer.
The longer we wait, less chance we have.
Ne kadar çok beklersek, şansımız o kadar azalır.
The longer we wait, the tougher it will be.
Bekledikçe iş daha zorlaşacak.
The longer we wait, the greater the risk of paralysis.
Ne kadar çok beklersek felç riski o kadar artar.
But the longer we wait, the more chance of something leaking out.
Fakat ne kadar uzun beklersek, olayın açığa çıkması o kadar mümkün olacak.
The longer we wait, the more people will be sacrificed.
Ne kadar beklersek, o kadar çok adam kurban edilecek.
The longer we wait, the more questioning may turn to fear.
Ne kadar beklersek korkuları o kadar artacak.
The longer we wait, the more chance we're giving them to dig in.
Ne kadar çok beklersek, onlara o kadar çok direnme şansı veriyoruz.
The longer we wait, the less chance we have of finding her.
Ne kadar çok beklersek, onu bulma şansımız da o kadar az olur.
The longer we wait, the more powerful she becomes.
- Ne kadar uzun süre beklersek, o daha da güçlü oluyor.
The longer we wait, the harder it will be to dislodge him.
Ne kadar beklersek, ondan kurtulmak o kadar zorlaşacak.
But the longer we wait, the less the chances.
Ama ne kadar beklersek, olma ihtimali o kadar azalır.
But the longer we wait the harder it's going to get
Ama ne kadar beklersek, onları hedeflememiz o kadar zorlaşır.
The longer we wait, the worse it gets.
Çünkü ne kadar beklersek o kadar kötüleşecek.
The longer we wait, the harder it'll be for everyone.
Daha uzun beklemek, herkes için daha zor olacak.
The longer we wait, the more money they'll spend.
Ne kadar beklersek, Daha çok para harca harcarlar
The longer we wait, the better chance we have of somebody spotting us.
Ne kadar çok beklersek, birinin bizi bulabilmesi için o kadar çok şansımız olur.
The longer we wait here, the greater the likelihood we'll be spotted.
Burada ne kadar beklersek, tespit edilme olasılığımız o kadar yüksek.
The longer we wait, more other tribes will come to him.
Ne kadar çok beklersek, o kadar çok kabile ona katılacaktır.
The longer we wait, the greater the risk.
Daha çok beklersek risk artar.
- The longer we wait...
- Ne kadar çok beklersek...
The longer we wait, the more time he has to- - l am going to be interrogating Kirby.
Ne kadar beklerse- - Kirby'yi ben sorgulayacağım.
The longer we wait, the greater the chance he'll bleed out and die.
Biraz daha beklersek, kanaması artacak ve ölecek.
THE LONGER WE WAIT, THE HIGHER THE RISK OF INFECTION.
Uzun süre beklersek, enfeksiyon riski artar.
The longer we wait, the stronger she'll get.
Zaman geçtikçe daha da kuvvetlenecektir.
Without it, we're stuck in the 1800s. The longer we wait, the longer Jonah has to hide it or to trade it off.
O olmadan 1800'lü yıllarda kalacağız biz beklersek Jonah onu ya bir yere saklar ya da satar.
The longer we wait, the more time Bradford's spawn will have to talk him out of it.
Bradford ne kadar çok beklerse çoluk çocuğunun onu caydırmak için daha çok vakti olur.
The longer we wait, the harder it'll be to get going.
Ne kadar çok beklersek, gitmek o kadar zorlaşır.
The longer we wait, the better the chance something goes wrong.
Beklediğimiz sürece, işlerin ters gitme olasılığı artar.
I just think we should have come to some sort of decision by now, because the longer we wait, it's just gonna get harder and harder.
Sadece, şimdiye kadar bir karara varmış olmamız gerekirdi diye düşünüyorum çünkü bekledikçe, karar vermek daha zorlaşacak.
- The longer we wait, the weaker I get.
Ne kadar beklersek, o kadar güçsüzleşiyorum.
We've asked the landlord to wait a little longer.
Bu yüzden, dükkân sahibinden bir süre daha beklemesini istedik.
We need wait for the Athenian fleet no longer.
Artık Atina donanmasını beklememize gerek kalmadı.
Longer we wait, the harder it's gonna be to find him.
Ne kadar beklersek yakalamamız zorlaşır.
We can't wait for the communicators any longer.
Daha fazla iletişimcileri bekleyemeyiz.
Then we can't wait any longer. Prepare to beam me aboard the flagship.
- O geminin içine ışınlanmaya hazırlanın.
The longer we make them wait, the more likely Oishi's plan will fall apart.
Onları biraz daha bekletmek, muhtemelen Oishi'nin planını sekteye uğratacaktır.
The longer we'll wait, the worse it'll be.
Ne kadar çok beklersek, o kadar kötü olur.
Cut the crap, we can't wait any longer.
Saçmalamayı kesin. Daha fazla bekleyemeyiz.
The longer you wait to find out what's going on... the longer we sit here having this conversation... the more likely it is that the cancer will spread and that you will die.
Neler olduğunu öğrenmek için ne kadar çok beklersen bu konuda ne kadar çok konuşursak kanserin yayılıp seni öldürme ihtimali o kadar yükseliyor.
IF WE WAIT ANY LONGER, WE CAN PAVE THE DRIVEWAY WITH THESE EMPANADAS.
Biraz daha beklersek kıymalı börekler kaldırım taşına dönecek.
The longer we wait, the longer it takes.
Ne kadar çok beklersek, o kadar uzun sürer.
Lauren, we've gotta get started. The crew's about to go into overtime. If we wait longer, we have to feed the bear.
Lauren artik çekime baslamaliyiz.Ekip fazla mesaiye kalmak üzere ve biraz daha beklersek ayiyi beslemek zorunda kalacagiz.
The longer we wait, the more vulnerable we are.
Ne kadar çok beklersek, o kadar savunmasız kalırız.
It's time for the legions to evacuate the city. We can't wait for civilian stragglers any longer.
Lejyonlarla şehri boşaltmanın tam vakti Arkada kalan hiçbir sivil için daha fazla bekleyemeyiz.
Our friends surprised us and eloped. We can no longer wait for the wedding as planned. We can deliver our gift at the next crescent.
"Arkadaşlarımız bizi şaşırttı ve sıvıştı Planladığımız düğün için daha fazla bekleyemeyiz....... Hediyemizi ay hilâl iken teslim edebiliriz."
Look, I don't think we can wait any longer on raiding the club. All right.
Öncesinde başka arama yaptı mı?
If we wait any longer, Big Eye, we're not gonna have any choice in the matter. I can't exactly do a U-turn here.
Eğer biraz daha beklersek, Big Eye, bu konuda bir seçim hakkımız olmayacak.
'Cause the longer they make us wait, the stronger we're gonna get.
Bizi ne kadar uzun bekletirlerse, o kadar güçlü olacağız.
We wait longer, he's in the damn wind, who knows where he shows up next.
Biz bekledikçe, onun rüzgar gibi nereden çıkacağını bilemeyiz.
the longer you wait 34
we wait 232
we waited for you 17
we waited 24
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lights are on 28
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
we wait 232
we waited for you 17
we waited 24
the lord is my shepherd 76
the little mermaid 17
the lights are on 28
the lord be with you 29
the leg 22
the line 46
the last one 115
the liar 16
the last few days 25
the lights went out 23
the lord works in mysterious ways 23
the last 153
the legend 36
the last time you were here 18
the letter 112
the love of my life 42
the liar 16
the last few days 25
the lights went out 23
the lord works in mysterious ways 23
the last 153
the legend 36
the last time you were here 18
the letter 112
the love of my life 42
the last i heard 37
the last time i saw you 99
the lights 112
the lord is with thee 72
the last time 101
the light 187
the leader 45
the left 71
the lawyer 96
the law 124
the last time i saw you 99
the lights 112
the lord is with thee 72
the last time 101
the light 187
the leader 45
the left 71
the lawyer 96
the law 124