The situation has changed tradutor Turco
77 parallel translation
The situation has changed since this afternoon, but I urge you to have no resentment.
Durum değişti, ama lütfen kırılmayın.
As you can see, the situation has changed.
Gördüğünüz üzere işler değişti.
But the situation has changed somewhat.
Ancak bir şekilde durumlar değişti.
- The situation has changed.
- Durum değişti.
The situation has changed.
- Durum değişti.
I think the situation has changed sufficiently... for you to give us the information we have been asking for.
Sizden istediğimiz bilgiyi vermeniz için... durum yeterince değişti sanırım.
The situation has changed.
Durum değişti.
The situation has changed?
Durum değişti mi? Nasıl yani?
Yes, but the situation has changed radically.
Evet, ama durum tümüyle değişti artık.
Granted, but the situation has changed.
Onaylandı ama durum değişti.
But now the situation has changed for me.
Ama şimdi durumum değişti.
And I had to accept that because your ship is more powerful than ours, but the situation has changed, hasn't it?
Ve ben bunu kabul etmiştim, çünkü sizin geminiz bizimkinden çok güçlüydü, ama durum değişti, öyle değil mi?
She hates losing. The situation has changed too.
Diğer taraftan, durum eskisi gibi değil.
But the situation has changed, and given he has no immediate family so have your responsibilities.
Ama durum değişti. Bir ailesi olmadığı için size bazı size bazı sorumluluklar düşüyor.
And you're tellin me to cut and run admit defeat that 20,000 American boys have died for nothin! That 20,000 American mothers weep for nothin! The situation has changed since Tet.
BANA YANLIŞ YAPTIN MI DİYORSUN 20000 AMERİKAN ASKERİ HİÇ BİRŞEY İÇİN Mİ ÖLDÜ
- The situation has changed.
- Şartlar değişti.
I'm sorry about that, but it looks like the situation has changed.
Üzgünüm, ama koşullar değişti.
The situation has changed. We can't wait till May
Durum değişti, mayısa kadar bekleyemeyiz.
But the situation has changed.
Ama durumlar değişti.
I can protect you, but you have to understand the situation has changed.
Size koruyabilirim, ama durumun değiştiğini anlamanız gerekiyor.
The situation has changed, Mr Monks?
Durumda bir değişiklik mi var Bay Monks?
Yeah, sir, the situation has changed since I called you.
Evet, efendim. Sizi aradıktan sonra o durum değişti.
The situation has changed.
durum değişti.
The situation has changed.You killed one of their men!
Durum değişti. Adamlarından birini öldürdün.
The situation has changed recently.
Durum son günlerde değişti.
Son, the situation has changed, and this time, you're way out of your league.
Evlat, durum değişti ve bu sefer bu olay senin boyunu aşıyor.
The situation has changed.
Durumlar değişti.
It is just that the situation has changed.
Sadece durumlar değişti.
The situation has changed so our friendship has to change now too?
Durum değiştiğine göre arkadaşlığımız da değişecek demeye mi getiriyorsun lafı?
The situation has changed
Durum değişti
The situation has drastically changed.
Hayır, efendim. Durum çok değişti.
But the situation has changed.
Ama durum değişti. O kadar cömert olamam.
The situation between my father and myself has not changed.
Babamla aramdaki durum değişmedi.
Times have changed and so has the situation.
Ama bu düne kadardı. Artık durum çok değişti.
It's a very difficult situation for a country who is conducting a war, when one of its allies has a revolution and the government is changed.
Savaşta olan bir ülke için müttefiklerinden birinde devrim olup hükümetin değişmesi çok zor bir durum.
So something about the situation has recently changed.
Demek ki, yakın zamanda durumda bir değişiklik olmuş.
Captain, the situation down there has changed.
Kaptan, aşağıdaki durum değişti.
"Time has changed, not the situation." From Bulwa's mother to Phoolmati..
Bulwa'nın annesinden Phoolmati'ye kadar... zaman değişti, ama durum aynı.
He's heard the alert condition has changed and that you are managing a situation.
Alarm durumundaki değişiklikten ve ciddi bir olayla uğraştığınızdan haberdar.
Realize that the situation has now changed!
Durumun şu andan itibaren değiştiğini anla!
I mean, the situation has completely changed now.
Olmaz. Artık durum değişti.
And nothing has still changed in the situation or the working conditions... or even in the element of danger.
Hiçbir şey değişmedi. Durum ve çalışmalar da değişmedi. Aynı tehlike...
Well, the situation has changed.
Durum değişti.
HOWARD : The situation in Egypt has changed.
Mısır'da durum değişti.
Yes, but the situation has now changed.
- Evet, şimdi durum değişti. - Şerif döndüğü için mi?
Yes, but the situation has changed.
Mümkün değil! Öyle ama şartlar değişti.
The situation in France has changed.
Fransa'daki durum değişti.
The situation has changed.
Durum biraz değişti.
Most times I'd agree, but the situation on the ground has changed.
Başka zaman olsa bu fikre katılırdım ama savaşın durumu değişti.
Our father who art in heaven, hallowed be thy name. Our father who art in heaven, hallowed be thy name. The situation has changed since her confession.
İtirafından sonra durumlar değişti.
As the situation in Iran this morning is unchanged for the hostages, - the NBC situation in Iran has changed however -
Bu sabah itibariyle İran'daki rehin krizinde gelişme olmazken NBC'nin İran'daki durumu değişti.
the situation 36
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
the spectator 98
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same one 32
the same thing happened to me 16
the sex 65
the song 78
the same 389
the stairs 24
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same one 32
the same thing happened to me 16
the sex 65
the song 78
the same 389
the stairs 24