There are laws tradutor Turco
260 parallel translation
There are laws, you know.
Kanunlar var.
There are laws against propaganda that certain governments enforce very rigidly
Bazı hükümetlerin yürülüğe koyduğu ve yıkıcı propagandayı yasaklayan kanunlar var, Bay MUldoon.
There are laws about this sort of thing.
Bu türlü şeyler için yasalar var.
There are laws, conventions.
Yasalar var, kurallar var.
But there are laws, conventions.
Yasa var, kurallar var.
There is a supreme order. There are laws.
Gelen emirler, kanunlar var.
There are laws against what they have in mind.
Onların kafalarındaki şeye karşı olan kanunlar var.
Now, there are laws. Criminal laws...
Kanunlar var ceza kanunları var...
There are laws.
Ne de olsa hâlâ kanunlar var!
There are laws!
Burada kanunlar var!
There are laws.
Kanunlar var.
There are laws, sir, against people like you.
Kanunlar var, bayım, senin gibi insanlar için.
Well, there are laws, you know.
Yasalar diye bir şey var.
There are laws against spying on people.
İnsanları gözetlemeye karşı yasalar var.
There are laws against poisoning them too.
Onları zehirlemeye karşı da.
There are laws that enslave men. And laws that set them free.
Bazı yasalar insanı köle yapar, bazıları özgür bırakır.
But there are laws. And whether I like them or not, I'm a soldier.
Ama kanunlar var ve beğensem de beğenmesem ben bir askerim.
But then I realized there are laws against suicide.
Ama sonra intihara karşı yasalar olduğunu hatırladım.
There are laws, you know.
Kanunlar var, biliyorsun.
Stop prying! Invading my life! There are laws to protect people!
Burnunu sokma İnsanları koruyan kanunlar var
There are laws. You have to feed me.
Beni beslemelisin.
You can't just take a person's car. There are laws!
Öylece birinin arabasını alıp gidemezsin...
There are laws to protect a man and his van.
Adamı ve onun minibüsünü koruyan yasalar var.
There are laws and codes to apply to.
Burada uygulanacan bir hukuk ve kanunlar var.
There are one or two laws in the country.
Ülkede kanunlar var.
There are no laws.
Kanun yok.
As he grows up, he'll learn that there are good laws and bad ones.
Büyürken hangi kanun iyi, hangi kanun kötü öğrenecektir.
These here are God's finest sculpturings and there ain't no laws for the brave ones!
Buradakiler, Tanrı'nın yarattığı en iyi heykellerdir. Ve buralarda, cesurlar kanun tanımazlar!
You see, ladies and gentlemen... there are now laws against such things in Paris.
Gördünüz mü, bayanlar baylar Paris'te böyle şeylere karşı kanunlar var.
An area where there are no rules, contradictory laws and no clear social consensus as to what should be done.
Kuralların olmadığı, tutarsız kanunlar ve ne yapılabileceğine dair açık sosyal fikir birliği olmayan bir yerden.
How did we discover that there are such laws?
Bu kanunları acaba nasıl keşfettik?
There are unjust laws as there are unjust men.
Adil olmayan insanlar gibi adil olmayan yasalar da vardır.
There are no laws, Anshel, not for this.
- Bu konuda hiç bir şey yok.
There are unwritten laws where a conspiracy of silence isn't a crime.
Orada yazılmamış yasalar vardır bir suç olmadığı durumlarda sessizlik bir komplodur.
I say to any creature listening, there can be no justice so long as laws are absolute.
Dinlemekte olan her varlığa, adaletin... kanunlar çok kati oldukça mümkün olmayacağını söylüyorum.
There are such things as laws.
Hukuk kanunu diye bir şey var.
- We're in Morocco, there's a king there are the Koran's laws, women can't show their faces in public, you idiot!
- Fas'tayız. Burada kral var! Kuran hükümleri geçerli, kadınlar peçelerini bile açamazlar aptal herif!
There are laws against murder. Haven't you heard about that?
- Bunları duymadın mı?
You know, there are disclosure laws.
Biliyor musun, açığa çıkması için yasalar vardır.
Well, shield laws are great in theory but there have been too many cases where the judge has just thrown out the shield law.
Koruma kanunları teoride harikadırlar ama bir çok dava vardır ki hakim bu kanunları görmezden gelir.
There are laws against this.
Buna karşı yasalar var.
There are going to be new laws!
Yasalar degisecek!
And if I told you I know a country where there are no laws?
Ben reşit değilim ve yasaya göre... Ya sana hiç bir yasanın olmadığı bir ülke biliyorum desem?
I wonder if there are any laws they didn't break, huh?
İhlal etmedikleri bir yasa var mı acaba?
There are no such laws for inmates.
Mahkûmlar içinse böyle yasalar yok.
There are no laws!
Yasa falan yok!
But I do know, if there were a threatened or an endangered species in the forest there definitely are laws that protect it.
Ama bildiğim, ormanda tehdit veya tehlike altında olan bir tür varsa,... - mutlaka koruyan kanunlar da vardır.
There are higher laws for men like you.
Sizden daha üstün bir sürü lord var.
There are no town troubadour laws.
- Öyle bir kanun yok.
And there are inheritance laws!
- Ve miras hukuku denen bir şey de!
There are beings that cannot be controlled by our laws.
Bazı varlıklar yasa tanımaz.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51