There are others tradutor Turco
1,023 parallel translation
There are others whose lives are difficult
Yaşamları zor olan başkaları da var.
" Now there are others who love and need you...
" Şimdi orada seni sevecek ve ihtiyacı olanlar var...
There are others.
Diğerleri de var.
But there are others, Gaston.
Ama başkaları da var, Gaston.
It is not the same. There are others.
Başkalarını da aynı böyle sevmen gerekmiyor...
But, if he is to be found guilty, there are others who also went along, who also must be found guilty.
Ama eğer kendisi suçlu bulunursa, başka eşlik edenler ve suçlu bulunması gerekenler de olacaktır.
Herr Rolfe, in his very skilful defence, has asserted that there are others who must share the ultimate responsibility for what happened here in Germany.
Herr Rolfe, çok başarılı bir avukat, Almanya'da meydana gelen olayların sorumluluğunu paylaşması gereken....... bir sürü insan olduğunu belirtti.
There are others.
Sonra durun bakayım...
There are others who do.
İlgilenenler var.
You mean there are others besides Master Jushiro?
Jushiro Usta'dan başkaları da mı var demek istiyorsun?
There are others interested.
Başka alıcılar da var.
- There are others?
- Başkalarıda mı var?
There are others concerned.
Başka kişiler de söz konusu.
There are others, who pay for everything here.
Burda ki herşeyin parasını başkaları ödedi.
Maybe there are others like you around, maybe you've caused a lot of suffering, a lot of history, but that's all over.
Belki senin gibi başkaları da vardır, tarih boyunca çok zulme ve cefaya neden oldun ama tüm bunlar bitti.
There were others. Most of them are still with me.
Başkaları da vardı, ve çoğu hala benimle birlikte.
Are there others besides these two?
Bu ikisinden başka var mı?
The others are up there with her.
Yanında birileri var.
There are many characteristics which you could recall, many details, but so could dozens of others.
Detaylarını verebildiğiniz pek çok özellik var... ama vermediğiniz düzinelercesi de olabilir.
But there are no others, commander.
Ama başka kimse yok, komutan.
There are one or two others as big, I suppose, up where we come from... and some larger ones on the coastal plains.
Sanırım bizim oralarda aynı büyüklükte bir iki tane kıyıdaki ovalarda da birkaç tane daha büyük çiftlik var.
They are admired and hero-worshiped... But there is always present others... To see them destroyed at the peak of their growth.
Saygı duyulur ve kahraman gibi bakılırlar, ancak en büyük olduklarında, yok olduklarını... görmeye can atan diğerleri hep vardır.
There are two others, you know... and they're very different from me... and I don't even ever know when they're coming out.
İki kişi daha var ve benden çok farklılar. Onların ne zaman ortaya çıktıklarını bile bilmiyorum.
There are many others.
Bunun gibi bir sürü resim var.
There are people who possess powers that others don't.
Başkalarında olmayan güçlere sahip olan insanlar vardır.
Yes, well, uh, there are plenty of others with reason to hate it more than we do.
Evet... Bu savaştan nefret etmek için bizdeki sebeplerden daha fazlasına sahip olanlar var.
There are so many others and so little space.
Daha bir sürü var ama koyacak yer yoktu.
There are now people who pride themselves... on being authors of films, as others were of novels.
Artık, roman yazarları oldukları için kendileriyle gurur duyanlar gibi... film yazarı oldukları için kendileriyle gurur duyan insanlar da var.
There are dozens of others.
Öyle düzinelerce var.
There are many others who share your misfortune - people who look much as you do.
Şanssızlığınızı paylaşan birçok kişi var. Sizin gibi görünen birçok kişi.
There are still the others.
Hâlâ başkaları var.
If you don't, there are plenty of others who do.
Eğer etmezsen, edebilecek bir çok kişi var.
There are 36 others ahead of him.
- Tabi, 36 başvuru daha var.
There are others.
Diğerleri var.
But there are undoubtedly others.
Ama kesinlikle başkaları da var.
For every one who succeeds, there are 99 others who end up very badly.
Başaran her bir kişiye karşın, 99 kişinin sonu hüsran oluyor.
Others are on their way there.
Buraya gelenler var.
There are things I can forgive and others I can't.
Affedebileceğim şeyler vardır ama bazılarını da affedemem.
Are there no others?
Yoksa ortada hiçbir şey yok mu?
- But only one? - There are the others.
- Başkaları da geliyor.
Then there are the others, the on-lookers, the indifferent, the lazy, people like... like the French...
Bir de tabii diğerleri var. Seyirciler, kayıtsızlar, tembeller Fransa gibileri ya da İngiltere gibileri.
Franko and the others are still down there.
Franko ile ötekiler hala aşağıda.
There are no others.
Başkaları yok.
Why worry. There are plenty of others like it...
Onun gibi pek çok kadın...
We had to show that there existed in the country a nationalized intellectual substrata and that others are on this path.
Ülkede uluslaşmış bir entelektüel temelin olduğunu göstermek zorundaydık. Ayrıca, başkaları da bu doğrultuda ilerliyor.
There are two others here!
Burada iki kişi daha var!
There are millions of others.
Başka milyonlarca yol var.
I meant there are no others besides my family.
Ailemden başka kimse yok demek istemiştim.
If there are more of those beings on that planet, the captain and the others are in very great danger.
Gezegende o varlıklardan başkaları varsa, kaptan ve ötekiler büyük tehlikede.
Are there others on this planet?
- Gezegende başkaları var mı?
There are no others?
Başka kimse yok mu?
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51