Those kids tradutor Turco
3,670 parallel translation
Who are those kids?
Bu çocuklar kim?
Those kids are like...
O çocuklar...
Oh, we're talkin'about those kids who got busted smoking weed in the parking lot.
Otoparkta ot içerken yakaladığımız çocuklardan bahsediyoruz.
So tell me, how long have you been looking after those kids?
Peki, anlat bakalım, ne zamandır çocuklara bakıyorsun?
- Those kids need a tough hand.
- Çocukların terbiyeye ihtiyacı var.
But those kids, the way that they look at you...
Ama bu çocuklar, size bakmak... Bu arada Eğer insanlarla bir yol var.
You're helping those kids.
O çocuklara yardım ediyoruz.
I can't promise we're gonna win, but we're going back there, and we're gonna see those kids, and we're gonna see it through.
Ben, biz kazanacağız söz veremem ama biz, oraya gidiyoruz ve biz bu çocukları göreceksin, ve biz bunun üzerinden göreceksin.
Those kids who are disappearing, I'm looking into it myself.
Kaybolan çocuklara ne olduğunu bizzat araştırıyorum.
I saw on TV that Blessing hurt those kids, and Eve is so young.
Blessing'in o çocuklara yaptıklarını televizyondan gördüm. Eve'in yaşı çok küçük.
I'm not gonna hang out with those kids anymore.
O çocuklarla daha fazla takılmak istemiyorum tamam mı?
Okay? I mean, Todd wants to, like, rape those kids.
Todd, çocuklara tecavüz edecekmiş gibi gözüküyor.
I'm gonna visit those kids in the hospital tomorrow.
Yarın hastaneye çocukları görmeye gideceğim.
You know, in the school, they didn't even know that those kids were bullying him.
Okuldakilerin, diğer çocukların ona yaptıklarından haberi bile yok.
All we want is for those kids to be safe.
Tek isteğimiz o çocukların güvende olması.
Those kids... under his roof.
Evindeki... o çocuklar.
You think those kids wanna see their father in jail?
Sence bu çocuklar babalarını hapiste görmek ister mi?
And those kids want you out of here.
Ve o çocuklar, seni buranın dışında görmek istiyor.
We can't hurt those kids.
Bu çocukları incitemeyiz.
Both those kids'lives!
İki çocuğun da!
I am on the floor every day with those kids.
Her gün bu çocukların yanındayım ben.
I don't think Atticus attacked those kids at Nuit Sombre.
Atticus'un Nuit Sombre'deki çocuklara saldırdığını düşünmüyorum.
You are a great sister and those kids are lucky to have you.
Harika bir ablasın. Ve çocuklar da senin gibi bir ablaları olduğu için çok şanslı.
Those kids are more English every day.
Çocuklar her gün biraz daha İngilizleşiyorlar.
All those kids he let out of the avalanche.
Çığın altından kurtardığı onca çocuk.
Want to talk about what happened back there with those kids?
Şu filmci çocuklarla olan muhabbetinden bahsetmek ister misin?
That's the hood where those kids got shot.
Şu çocukların vurulduğu bölge.
Get those kids out of here now!
Şu çocukları hemen buradan götürün!
- Those kids didn't just want to win, they wanted to crush the competition.
Çocuklar sadece kazanmak değil, rekabeti ezmek istemişlerdi.
That was a terrifying experience for those kids.
Bu, çocuklar için korkunç bir deneyimdi.
Who are those kids?
Bu çocuklar da neyin nesi?
I never touched those kids.
Çocuklara da hiç dokunmadım.
He shouldn't be involved with those kids, or you, or the lesbians.
Çocuklara, size ya da lezbiyenlere karışmaması gerekir.
Look at those innocent kids.
Şu masum çocuklara bak.
Excuse me, but the police couldn't care less about those street kids.
Kusura bakmayın ama o serserilerin kaybolması polisin zerre umurunda olmaz.
In the meantime, get those poor kids some Febreze or something.
Gariban çocuklara oda parfümü gibi bir şey al.
Reminds me of all those great vacations we took as kids with dad.
Bana çocukken babamızla yaptığımız harika yolculukları hatırlatıyor.
Those poor kids.
Zavallı çocuklar.
Ben, we could use your help in the infirmary with those harnessed kids.
Ben, revirde koşumlu çocuklar için yardımın işimize yarar. Elbette.
Please, I'll be brave, I promise, if you keep those little kids safe.
Lütfen, eğer o küçük çocukları güvende tutarsan, cesur olacağım, yemin ederim.
Please keep those little kids safe.
O küçük çocukları güvende tut, lütfen.
Stereotype-breakers like those two kids that ripped your bathing suit last year.
Geçen sene mayonu yırtan şu iki çocuk gibi sıradışı veletler.
- Plenty of kids have those shoes.
- Öyle yüzlerce ayakkabı var.
None of those guys had 533 real kids.
Bunlardan hiç birinin 533 tane gerçek çocuğu yok.
Dad sent her off to one of those boot camps. For rich kids who misbehave, uh, Beacon of Change, in Montana.
Babam onu Montana'daki yaramazlık yapan zengin çocuklarının gönderildiği "Değişim Feneri" adındaki bir kampa gönderdi.
In those days, bullying was considered harmless. "It's just kids being kids."
O günlerde, sataşmak zararsız kabul edilirdi. "Sadece çocuklar birbirleriyle eğleniyor."
That's you and me, and those are our six kids.
Bu sensin, bu da ben. ve bunlar da altı tane çocuğumuz.
Those are the very finest kids, sir.
- Bunlar en iyi parçalarımız efendim.
All those other John and Jane Doe kids?
Bütün o diğer isimsiz çocuklar.
So we find one of those other two kids, and this becomes my key to getting Nate back.
Yani o diğer iki çocuktan birini bulursak bu Nate'i almam için bir anahtar olur.
You know, I sure hope those two crazy kids can work it out.
Umarım, bu iki çatlak tekrar birleşirler.
kids 3937
kids these days 25
kids today 26
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
kids these days 25
kids today 26
those eyes 49
those 395
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
those were the days 74
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those guys 111
those are mine 77
those aren't mine 30
those are my friends 16
those people 102
those days are over 45
those two 110
those girls 42
those days are gone 24
those guys 111
those are mine 77
those aren't mine 30
those are my friends 16
those people 102
those days are over 45