Through here tradutor Turco
5,633 parallel translation
Right through here.
Buradan.
The break room is through here.
Mola odası burada
And if I left with Zoe the night of the charity ball, we had to have come through here.
Eğer bağış gecesi Zoe ile birlikte ayrıldıysam buraya gelmemizin tek yolu budur.
Got any idea how many people come through here every day?
Her gün buradan kaç kişi geçiyor haberin var mı?
Through here, Sir.
- Buradan efendim.
It's true what the other guys say... you are the smartest person to come through here.
Dedikleri doğruymuş, buranın gördüğü en akıllı adamsın.
They tend to drive through here like a bat out of hell.
Deli gibi sürüyorlar bu taraflara gelince.
Well, something came through here.
Bir şey buradan geçmiş.
If someone like Austin can walk through here, that means anyone can.
Eğer Austin gibi biri oraya gelebiliyorsa herkes gelebilir.
No I have to get through here.
- Buradan geçmem lâzım.
The solvents we pump in at the north side- - they break down organics, so, wood, paper, road kill- - it's mush when it comes through here.
Kuzey kısımda pompaladığımız solventler ahşap, kağıt ve hayvan cesedi gibi katı maddeleri parçalar. Buraya geldiklerinde çoktan erimiş olurlar.
But Kara, the landlady, said that a lot of girls came through here- - one-night stands- - until a few months ago ; then nobody.
Ama Kara yöneticinin söylediğine göre bir geceliğine buraya çok kız geliyormuş ta ki birkaç öncesine kadar sonra kimse gelmemiş.
I went through here, is on the way.
Buradan geçiyordum, yolum düştü.
No, we got a jammed pressure door between us and pass four. And we can't get through here.
Hayır, 4. geçişle aramızda sıkışmış bir kapı var ve buradan da geçemiyoruz.
And then the sunlight has come through here.
Ondan sonra güneş ışığı buradan geldi.
No. I haven't seen him come through here yet, no.
Henüz buraya geldiğini görmedim.
Actually we have plenty of food here and there's always supplies that come through the mist.
Burada epey yiyeceğimiz var ve daima sisle gelir. Ne hoş.
I'm here to help you through this.
Sana böyle şeylerde yardımcı olmak için buradayım.
The bluebell Blawker here with AnnaBeth Nass, talking about the rumors rumbling through BlueBell, rumors of a town merger.
BlueBell Blawker AnnaBeth Nass ile birlikte, BlueBell'i çalkalayan bazı dedikodular var. Birleşme ile ilgili dedikodular.
Through here.
Buraya.
That's why my assistant Janet here is gonna help me through.
Bu yüzden asistanım Janet bana yardım edecek.
I met Dr. Sanders here through a mutual friend to discuss a very delicate and underfunded research project.
Dr. Sanders ile çok hassas ve değer görmemiş bir araştırma projesini tartışmak için, ortak bir arkadaşımız aracılığıyla tanıştım.
Your mom let me, um, store my car here while I'm going through a transformational period.
Annen dönüşümsel dönem'e gitmem için arabami buraya parketmeme izin verdi Annen dönüşümsel dönem'e gitmem için arabami buraya parketmeme izin verdi
I came down here because I wanted to tell you if you want to run through this wall,
Buraya geldim çünkü sana eğer bu duvarın içinden geçmek istiyorsan seninle birlikte geçmeye hazır olduğumu söylemek istedim.
And these gentlemen here are gonna take you through the nuts and bolts of exactly how we do that.
Buradaki beyler, bunu nasıl yaptığımızı ayrıntılarıyla anlatacaklar.
I mean, I think Jude and Callie are great kids, I really do, but they've only been here a little while, you don't really know what they have been through and you've got three other kids you need to take care of.
Bence Jude ve Callie harika birer çocuk ama daha bu evde yeni sayılırlar. Neler yaşadıklarını da bilmiyorsun. Ve ilgilenmen gereken üç çocuk var.
No, I'm just here on my way through Miami.
Hayır, burası sadece Miami'ye giderken yolumun üzerindeydi.
Now, if you'll excuse me, I am supposed to go through our medical records to see if anyone of historical note has ever actually been treated here.
İzninle, kayıtların üzerinden geçmem gerekiyor tarihsel bir şeyler anlatabilecek birilerini tedavi etmiş miyiz diye.
We are here through Sunday.
Lütfen. Pazara kadar buradayız.
I can't even begin to imagine what you went through to get back here. How did you get back here?
Buraya geri gelebilmen için neler yaşadığını hayal bile edemiyorum Hem sen buraya nasıl gelebildin?
Drive up here wasn't too bad, but the wait at the border, getting through customs was a nightmare.
Yolculuk fena değildi ama sınırda bekleyiş, işlemler filan epey yordu.
You see, I steered my faith through science at MIT, and what I see here...
Ben imanıma MIT'den aldığım bilimle yön verdim ve burada gördüğüm şey...
Okay, here's a list of attendees to both conferences, and I managed to put them through the DMV database and pull the photos.
Tamam, burada kongreye katılanların bir listesi var ve sürücü listesi veritabanı sayesinde onları tanımlamayı başardım ve fotoğraflarını da buldum.
I'm not gonna die of jealousy over here, especially if you're through with these boots.
Kıskançlıktan ölmeyeceğim. Özellikle de bu ayakkabılar sendeyken.
Skidded through the dirt and... she came to rest right here.
Kir aracılığıyla kaydı ve... O burada dinlenmek için geldi.
You know, we went through all that trouble to get Johnny here invited to this little shindig.
Johnny'i bu partiye davet ettirmek için o kadar zahmet ettik.
What are you doing here? I thought I'd get started sorting through the materials.
Düşündüm ki materyalleri... ayıklayarak başlayabilirim.
The only way in and out of here is through me.
Yani buraya giriş ve çıkışın tek yolu benden geçiyor.
Frankly, I would give anything to walk through that door and never come back here again, start over somewhere else, somewhere new.
Açıkçası şu kapıdan çıkıp da bir daha dönmemek ve başka bir yerde yeni bir başlangıç yapmak için her şeyi verirdim.
One through the skylight, one through that guy's celo, and one into Mr. Lucky here, which fragmented on the wall.
Bir tanesi tavan penceresinden, bir tanesi şu adamın ekranından gelerek şuradaki Bay Şanslı'ya isabet etmiş ki şuradaki duvara isabet etmiş sonra.
Arre Uncle... why bore a hole through that menu card just for a few glimpses here, stare all you want after all isn't this, why we girls deck up so that'young at heart leeches like you can lech at us...
Hey amca... neden menü kartını yüzüne çekip öyle aradan bakacağım diye uğraşıyorsun? İsteğin gibi bak. Sonuçta bunca süslü kızlar sizin gibi,'genç yürekliler'şehvetle baksın diye yok mu?
We have a situation here, we need to think this through.
Bu durumu çözmemiz gerekiyor.
I can see through. There's nothing here.
Burada hiçbir şey olmadığına eminim.
They made it all the way here through the jungle on foot?
Ormanın içinden geçip o kadar yolu yaya olarak mı gelmişler?
We have gone through a lot of trouble to get you out of here.
Seni burdan çıkarmak için çok fazla uğraştık.
The protected witness is walking through the security passage and will be here soon.
"Misafir" korumalarıyla birlikte güvenli bölgeye geldi birazdan yanınızda olur.
Here she makes the drop-off, and then she just kind of heads off through the crowd.
İşte burada kayıtları veriyor, sonrasında da yürüyüp, kalabalığın arasına karışıyor.
We gotta go through all your paperwork, we gotta get health in here, we gotta get fire in here.
Bütün evrakları tek tek kontrol etmemiz gerekiyor. İtfaiye, sağlık, hepsinin gelmesi lazım ki her şeyin uygun olduğunu anlayabilelim.
Would have been here sooner, except the Roadz app tried to send me through Lake Michigan.
Daha erken gelecektim ama "Yolcuk" uygulamam Michigan Gölü üzerinden rota çizmeye çalıştı.
You go through the foyer to get into here. So?
- Fuayeden geçerek buraya girebilirsin.
Do you realize what I have been through to get here?
Buraya gelmek için neler yaptığımı biliyor musun?
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20