To here tradutor Turco
207,978 parallel translation
Look, Colt, appreciate what you're trying to do, but... I mean, I think even if I had Berto here... Not enough time for me to get everything done.
Moral vermeye çalıştığın için sağ ol ama Berto burada olsaydı bile işi tamamlamak için yeterince vaktim yok.
And you want to set it all up here?
Hepsini buraya mı taşıyacaksınız biz de?
I'm the only one that's trying to fucking... save what we do here!
Burada bir şeyler deneyen bir tek ben varım. Götümüzü kurtarmaya çalışıyorum!
Hi, could you tell Dan Melcher that Richard Hendricks and the guys from Pied Piper are here to see him?
Merhaba, acaba Dan Melcher'a Richard Hendricks'in geldiğini söyler misiniz? Pied Piper'danız.
This will help with the headaches till you adjust to the oxygen mix up here.
Bu buradaki oksijen karışımına alışıncaya kadar baş ağrılarına yardımcı olacaktır.
What exactly did David Morgan say to you for you to come here, Peter?
David Morgan buraya gelmen konusunda sana tam olarak ne dedi Peter?
There's enough antibiotics here to treat an army.
Burada koca bir orduyu tedavi edecek kadar antibiyotik var.
Then you left her behind to come here.
Sonra da sen onu geride bırakıp buraya geldin.
Whatever's causing people to act crazy up here, we need to know what it is, do you hear me?
Burada insanların çılgınca davranmasına ne neden oluyorsa onun ne olduğunu öğrenmemiz lazım, beni duyuyor musun?
He's got to have some answers to what's going on up here.
Burada olup bitenler hakkında bilgisi olmalı.
Being the sole witness to your mother's murder, to any of the murders... you are the linchpin here, okay?
Annenin öldürülmesinde tek tanık olman cinayetlerin herhangi birine tanık olmakla eş değer. Buradaki en önemli kişi sensin tamam mı?
Besides, it feels good to just sit here.
Ayrıca, burada oturmak iyi hissettiriyor.
I'm here to help you.
Sana yardım etmek için buradayım.
What do you mean you're here to help me, Robbie?
Bana yardım etmek için buraya gelmen de ne demek, Robbie?
If you see any police officers pass by, tell them to come over here asap.
Herhangi bir polisin geçtiğini görürseniz, Onlara en kısa sürede gelmelerini söyle.
However if you decide not to do so, please drink this calming tea and you will forget everything happened here today.
Ancak bunu yapmamaya karar verirseniz, Lütfen bu sakinleştirici çay iç Ve bugün burada olanları unutturacaksın.
I mean, I'll have to unbutton here. Was that a cream-cheese frosting?
- O şey peynirli krema mıydı?
Would I come here, to your church, if I scammed you?
Seni dolandırsaydım buraya, senin kilisene gelir miydim?
I'm here to see Christos.
Christos'u görmeye geldim.
Thank you... wonderful to be here.
- Teşekkürler. Burada olmak harika.
So I'm here to give you the real story.
Bu yüzden sana gerçek hikayeyi anlatmak için buradayım.
It's awesome to have you guys here!
Buraya taşınmanız harika oldu.
We're all here, living in the same city, and yet we have to schlep out to Connecticut to see her.
Hepimiz buradayız ve aynı şehirdeyiz ama onu görmeye Connecticut'a gidiyoruz.
He's right here, man. You want to talk to him, man?
Birlikteyiz, konuşmak istersen vereyim.
You were supposed to take her to the vet, yet she ended up here, 50 miles away in Connecticut, in Sam's house, which means you two are still having an affair.
Onu veterinere götürecektin. 80 kilometre uzakta, Conneticut'ta, Sam'in evinde olduğuna göre ilişkiniz hâlâ sürüyor demektir.
I am here to tell you all what's in your minds.
Aklınızdan geçenleri söylemek için buradayım.
I'm thinking whoever was buried here used those roots to haul himself up.
Bence buraya gömülen kişi köklere tutunarak dışarı çıkmış.
I'm here with an anonymous source who claims to have inside information about the defense's star character witness, Summer Henderson.
Burada, sanığın yıldız görgü tanığı Summer Henderson hakkında içerden bilgisi olduğunu iddia eden anonim bir kaynakla beraberim.
He convinced you to stay here, even though it's probably completely ruined your career.
Seni burada kalmaya ikna etti. Bu tüm kariyerini muhtemelen mahvedecek olsa da..
He won't be able to get in here, not after the security protocols we put in place after The Beast.
Canavardan sonra konulan güvenlik protokollerinden sonra O buraya giremez.
We just want you to know that we're here to help.
Yardım edeceğimizi bilmeni istedik.
Here are the keys to my house.
İşte evimin anahtarları.
I had a shit day at work and I came over here to do the two things we love.
İş yerinde boktan bir gün geçirdim. Sevdiğimiz iki şeyi yapmaya geldim.
I'm just happy to be here with you.
Yanında olduğum için mutluyum.
You guys came out here to smoke pot.
Buraya ot içmeye gelirdiniz.
I gotta leave it a little long here to cover up some of that red neck.
Amele yanığı enseni kapamak için uzun bırakayım mı?
But that's why I like spending time with you because you are not here to gossip.
Bu yüzden seninle takılmayı seviyorum. Dedikodu yapmaya gelmiyorsun.
Before I forget, here's a to-do list for while I'm gone.
Unutmadan vereyim, ben yokken yapılacaklar listesi.
- Here's to my parents hating you.
- Annemlerin senden nefret etmesine.
- I'm just here to pick up some food. - Mmm-hmm.
Sadece yiyecek almaya gelmiştim.
If you came to pick up some of them frozen steaks you left here and noticed there were a couple missing', that was Drake.
Bıraktığın donmuş biftekleri almaya geldiysen ve iki tane eksikse Drake yemiştir.
I'm just here to make sure you got everything you need. - Mmm.
Benim görevim, ihtiyaçlarını sağlamak.
Yeah, about that, um... you know, they hired me here to run this ranch'cause they trust my judgment.
Evet ama kararlarıma güvendikleri için bu çiftliğin idaresini bana verdiler.
I thought I made the same thing pretty clear to you, but here you are.
Bunu ben de açıkça belli ettiğimi sanıyordum ama hâlâ buradasın.
Look, I'm... I'm not here to try to change your mind.
Seni caydırmaya çalışmak için gelmedim.
Uh, sorry to interrupt. I was just meeting Colt here later.
Böldüğüm için özür dilerim.
What if this mountain lion is just luring us out here to eat us?
Ya dağ aslanı bizi yemek için buraya çektiyse?
Yeah, I care about you too much to leave you here.
Seni bırakamazdım, benim için çok değerlisin.
That's what I need, Dad, come back here and have you tell me how to run a ranch.
Tabii ya, döneyim de bana çiftçilikle ilgili ahkâm kes.
I'm just gonna run down to the office, make sure it's okay for you to be here.
Gidip buraya girmene izin verip vermediklerini soracağım.
- I came here to check you out.
-... seni kontrol etmeye geldim.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20