To sum up tradutor Turco
164 parallel translation
Well now, to sum up the situation...
Evet şimdi, durumu özetlemek için...
Now, to sum up, the wall's in pretty good shape.
Şimdi, özetlersek, duvarlar iyi durumda.
To sum up, then, our offensive has come to a standstill.
O zaman özetlesek, taarruzumuz durakladı.
I'll try to sum up the situation, comrades... based on the information we had received by Saturday.
Cumartesi günü elimize ulaşan bilgiler üzerinden durumu özetlemeye çalışacağım yoldaşlarım.
To sum up, wonderful America! And what wonders!
Özetle, şahane Amerika!
To sum up, wonderful America! And what wonders!
Ve de mucizeleri!
To sum up, I want to make you a proposition.
İşin özü sana bir teklif sunmak istedim.
If you were asked to sum up what it was that made David such a good journalist what would you say?
David'i bu kadar iyi gazeteci yapan şeyleri özetlemen istense ne söylerdin?
One must see or learn to see that tens, hundreds, thousands of me and you, when it's time to pay... when it's time to sum up defeats and victories... one gets it up the ass very often, one gets it up the ass because one...
Birileri onları, yüzleri, binleri görüp öğrenmeli, hesap zamanı geldiğince... yenilgiler ve zaferler toplandığı zaman... birilerinin kıçına girecek, birilerinin kıçına girecek çünkü...
To sum up, what do you want from me?
Kısacası, benden ne istiyorsun?
Take advantage of his illness to sum up the situation.
onun hastalığını avantaj olarak kullanmayacam.
Now to sum up, Mr President and Honourable Judges... the'disassociateds'contribution to the reconstruction of that unknown world, the subversive world.
Özetle, Bay Başkan ve Onurlu Yargıçlar bilinmeyen bir dünyanın yeniden inşasına kopuk bir katkı yıkıcı dünyalar yaratır.
To sum up!
- Sonuç olarak!
To sum up, she proposes to marry him next month.
Özetle, önümüzdeki ay onunla evlenmeye niyet ediyor.
To sum up, divorce doesn't have to be a bad thing.
Özetlersek boşanmak illa kötü bir şey demek değil.
To sum up the situation, gentlemen... we're in deep shit.
Durum, beyler, kısaca ve askeri bir ifadeyle boktan.
That seems to sum up the mood on this, day 15 of "Bear Watch."
Ve bu da Ayı-Kurtarma'daki 15. gününün güzel bir özeti gibi görünüyor.
I will simply remind the selection board of one irrefutable fact that seems to sum up Dodge's character.
Seçim tablosundaki yadsınamaz gerçeklerden bize Dodge'un karakterini özetleyenleri hatırlatacağım.
- All right. 9 : 00 a. m. tomorrow morning... present a witness or be prepared to sum up.
Yarın sabah 9.00'da tanığınız gelmezse kapanış konuşmasına geçersiniz.
To sum up, you were a spotlight operator at an outdoor concert of some sort, a concert that was put in jeopardy moments before it was to begin because the entire sound system failed.
Konumuza dönersek, siz dışarıda yapılan bir konserde spot ışığı operatörü olarak görev yapıyordunuz, ama konserden hemen önce bütün ses sistemi çökmüştü.
Later it was time for Mr. Hammill to sum up.
Daha sonra sıra Bay Hammill'ın özetine gelmişti.
I hope you won't have to sum up against him
Umarım O'na yaptıklarını karşısında özetlemek zorunda kalmazsın.
To sum up, I think it's a workable plan.
Özetle, bunun işe yarar bir plan olduğuna inanıyorum.
You know, you got an amazing ability to sum up a man's whole life in a single sentence.
İnsanın bütün hayatını bir cümlede özetleme konusunda inanılmaz bir yeteneğin var.
- So to sum up last night was strictly a "seasons greeting" kind of a kiss.
- Özetleyecek olursak dün gece tamamen Noel tebriği niteliğindeydi.
So, to sum up, Kart Attack, much more than a go-cart track.
Özetle, Kartatak bir go-kart alanından çok fazlası olacak.
Well, to sum up.. we're having fun. You look young.
Özetlemem gerekirse çok eğleniyoruz.
Charlotte if you have to sum up your personal philosophy in one word.
CharIotte eğer kişisel felsefeni bir kelimeyle özetlemen gerekirse.
To sum up your story, it began last year when your mother's head was found in your home, a head you'd kept for some years.
Özetle hikâyeniz, geçen yıl evinizde annenizin kafasını bulduğunuzda başladı ve kafayı bir kaç yıl boyunca sakladınız.
- It's not easy to sum up.
- Özetlemek kolay değil.
How am I supposed to sum up my father's life in a page?
Babamın hayatını bir sayfada nasıl özetleyebilirim?
So to sum up I'm Professor Geller.
Özetlemek gerekirse... Ben Profesör Geller. İyi dersti.
Death gives us the chance to sum up all the good we've done or left undone in life.
Ölüm, hayatta yaptığımız ya da yarım bıraktığımız bütün güzel şeyleri değerlendirmek için bir şans verir.
I'm just going to sum the whole thing up in one word.
Herşeyi tek bir kelimeyle özetleyeceğim.
To sum it up, your sister's condition is serious, but I can help her.
Özet olarak ablanızın durumu ciddi ama yardım edebilirim.
Imagine sauntering up to the head cashier's table... and pilfering a sum like that from under his nose.
Baş veznedarın masasına kadar gidip burnunun dibinden bu kadar tutarı aşırmayı düşünün.
We'll ask him to tear up the contract for the sum of, say, $ 500.
500 dolar karşılığı ondan sözleşmeyi yırtmasını rica edelim.
" To sum it up, I think you're wasting your time...
" Kısaca, bence siz zamanınızı harcıyorsunuz...
To sum it up... tourism is one of the regime's main sources of income.
Özetlemek gerekirse turizm, bu rejimin en önemli gelir kaynaklarından biridir.
To sum it all up in one phrase, Charlie Brown, you could kick away your faults.
Özetle anlatmak gerekirse, Charlie Brown,... kusurlarından tekmeleyerek uzaklaşabilirsin.
So to sum it up... the first was a nymphomaniac. The furrier was dealing drugs. The modus operandi, though, is always the same.
Özetlersek birincisi bir erkek delisiydi.
It's only now that I can sum up how those changes relate to other things.
Bu değişiklerin diğer şeylerle ilişkisini ancak şimdi özetleyebilirim.
"In the event of the thiess company falling into arrears... " franz biberkopf may lay claim to the recovered debts... " up to 100 % of the loan sum.
Thiess şirketinin borcunu zamanında ödeyememesi durumunda Franz Biberkopf alınmış borçlar üzerinden toplam borcun % 100'üne kadar bir hak iddia edebilecek.
I don't find it easy to talk at a time like this, but I got to say something about that guy up there, and I can sum it all up in just one word... courage, dedication, daring, pride, pluck, spirit, grit, mettle
Böyle bir anda konuşmak hiç kolay değil ama yukarıdaki adam hakkında bir şey söylemeliyim ve her şeyi tek kelimeyle özetleyebilirim... Cesaret kararlılık, cüret, onur, moral, metanet, şevk ve...
I remember we have to pay a considerable sum to hush it up.
Hatrı sayılır bir miktarı örtbas etmemiz gerektiğini hatırlıyorum.
Let me sum up. Buttercup is marrying Humperdinck in a little less than half an hour, so all we have to do is get in, break up the wedding, steal the princess, make our escape.
Buttercup, yarım saatten az bir süre içinde Humperdinck'le evleniyor bu yüzden tek yapmamız gereken içeri girip düğünü bozmak ve Prenses'i alıp oradan kaçmak.
To sum it up, these men have gathered together because of Griffith's charisma.
Burada hepimiz Griffith gibiyiz.
To sum it up, Jack leaves his wife shacks up with you for a while gets bored and then moves back home, leaving you out in the cold.
Yani özetle, Jack karısını terk ediyor, bir süre seninle takılıyor, sıkılıyor, sonra da seni açıkta bırakıp eve dönüyor.
So to sum it up, yeah.
- Yani, hesap edersek.. Evet!
The success or failure of your deeds does not add up to the sum of your life.
Yaptıklarının başarılı olup olmadığı hayatının toplamına eklenmez.
You paid him a prearranged sum to take the plane up again with me still inside.
Ona, önceden anlaştığınız miktarı ödedin ve ben içindeyken uçağı tekrar havalandırttın.
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50