Watching tv tradutor Turco
1,437 parallel translation
We're sitting here watching TV.
Birlikte televizyon seyrediyoruz.
You get me out here on a Saturday when I could be at home watching TV.
Cumartesi günü evde yatıp TV izlemek yerine beni buraya getirdin.
- Watching TV. I didn't mean you.
- Sana dememiştim.
- Natalia is watching TV.
- TV'yi izleyen Natalia.
I was watching TV.
TV izliyordum.
- Do not let your mom watching TV.
Cathy, annenin televizyon seyretmesine izin verme.
At 10 : 45, they are watching TV.
Saat 22 : 45'de, TV izliyorlardır.
I couldn't sleep so I was watching TV, why?
Uyuyamadım, televizyona bakıyordum, ne oldu?
Maybe they're watching TV right now
Belki şu anda TV seyrediyorlardır
Whatever it is, I was here watching TV.
Ne ile ilgiliyse, burada TV izliyordum.
You know, sometimes when I'm alone in my apartment, I look over here and you guys are just having dinner or watching TV or something but it makes me feel better.
Bazen dairemde yalnızken, buraya bakıyorum ve siz yemek yiyorsunuz veya televizyon izliyorsunuz ve bu beni sevindiriyor.
So, you're just sitting here watching TV.
Oturmuş televizyon mu seyrediyorsun?
- Watching TV.
- Televizyon izliyorum.
- Food, sex, watching TV.
- Yemek, seks ve televizyon seyretmek.
Not watching TV?
TV izlemeden.
- We're not watching TV, Summer.
TV izlemiyoruz Summer.
Watching TV.
Televizyon izliyorum.
He just... he sits around watching TV.
Sadece TV'nin başında oturup duruyor.
I'm watching TV.
Tv izliyorum.
- Oh, the other night I was watching TV.
Geçen gece Tv izliyordum.
... He tried to forget all about it by watching TV but his conscience caught up with him and to the forest he did flee.
Televizyon izleyerek her şeyi unutmaya çalıştı, Ama vicdanı ondan ve kaçtığı ormandan rahatsızdı.
Apparently, it also works for sewing and laundry and sitting around watching tv.
Anlaşılan, aynı zamanda çamaşırda ve dikiş dikmede de işe yarıyor ve oturup Tv izlerken de.
No, he's still watching TV.
Hayır, hâlâ televizyon seyrediyor.
You passed out last night watching TV.
Dün gece televizyon izlerken uyuya kaldın.
I was in the living room watching TV.
Ben oturma odasında televizyon izliyordum.
The cops found him at home, watching TV and drinking a beer.
Polisler onu evinde, televizyon izleyip bira içerken bulmuş.
Were you watching TV?
Yoksa televizyon mu seyrettin?
- I've been watching TV.
- TV izliyordum.
- Now you're watching TV, unable to sleep.
- Şimdi TV seyrediyorsun, uykun yok.
- I was watching TV.
- Televizyon izliyordum.
- Watching TV.
- Televizyon izliyor.
Beats watching TV.
Televizyon izlemekten iyidir.
He lies on the couch, eating sweets and watching TV all day.
Bütün gün, kanepede yatıp, abur cubur yiyor ve televizyon seyrediyor.
I was just home, peacefully watching TV. I was going to turn in early... and see Jennifer Lopez in my dreams, and look what you did to me.
Efendi efendi evde TV seyrediyordum, erkenden çıkıp uyuyacakken, rüyamda Jennifer Lopez'i görecekken, şu senin yüzünden başıma gelene bak.
- Watching TV.
- Televizyon seyrediyorlar.
You can be on your own watching TV, or when you wanna jerk off,
TV izlerken ya da otuzbir çekmek istediğinde tek başına kalabilirsin.
- You're watching TV Land. - Mushmouth, you go first. - Noba-
Ağlıyordum çünkü sırt çantamı kaybettim.
- Yes, I'm watching you on TV.
- Evet, Sizi TV'de izliyorum.
Watching'Kisses'on TV, he said out of the blue...
Tv'de "Öpücükler" i seyrederken, birden çıkageldi...
Just watching TV.
Televizyon seyrediyorum.
He was watching it on TV.
O televizyonda izliyordum.
- You're watching TV.
- Şekerlemem için hazır değilim.
I hate watching myself on TV.
Televizyonda kendimi izlemekten nefret ediyorum.
If I had the choice of hanging out with anyone in the entire world or sitting with you eating pizza and watching a crappy TV show, I'd choose you every time.
Ve bana dünyadaki herhangi birisiyle dışarıda takılmak mı, yoksa evde seninle pizza yemek ve boktan bir televizyon programı izlemek mi diye sorsalar, her defasında seni seçerdim.
Also there the other day, we were watching the TV, he thought he saw himself on one of the programs.
Ayrıca geçen gün TV seyrederken, kendini bir dizinin birinde gördüğünü sandı.
I'm watching it on TV.
Televizyonda görüyorum.
Just watch the TV. Just keep watching the outside cameras.
Televizyonu izle.Dışarıdaki kameraların görüntülerini seyret.
Why do you think we're in this bird bath when we could be upstairs toasty and cozy, watching the naughty channel?
Yukarı çıkıp TV'de ayıp şeyler seyretmek varken neden bu soğuk şeyin içinde oturuyoruz sence?
You're racing or you just watching some TV?
Bilgisayar mı oynadın televizyon mu izledin?
In fact, I remember when I was a kid and my parents... were watching the Olympics on TV and this athlete broke a record.
Aslında, O zamanlar çocuktum annem ve babam televizyonda olimpiyatları izliyorlardı ve atlet rekor kırdı.
The last call I got said he was sitting in the TV room eating leftover lasagna and watching the comedy marathon.
Yaptığım son telefon görüşmesine göre dünden arta kalan lazanyayı yiyip komedi maratonunu izliyormuş.
tv announcer 17
watch 1138
watching 230
watched 17
watches 61
watch out 2503
watch your mouth 281
watch tv 56
watch your tone 44
watch it 1500
watch 1138
watching 230
watched 17
watches 61
watch out 2503
watch your mouth 281
watch tv 56
watch your tone 44
watch it 1500
watch your step 464
watch your eyes 17
watch your back 240
watch your language 95
watch your six 28
watch yourself 314
watch me 376
watch this 999
watch and learn 230
watching you 46
watch your eyes 17
watch your back 240
watch your language 95
watch your six 28
watch yourself 314
watch me 376
watch this 999
watch and learn 230
watching you 46