We're here tradutor Turco
42,702 parallel translation
We're here.
Buradayız.
Do you think we're here for a tribute?
Haraç için mi geldik sandın?
We're here for Daryl.
Daryl için geldik.
It's guns like that. That's why we're out here.
Böyle silahlar bulmak için çıktık işte.
If we're out here, we're alive.
Dışarıda olursak hayatta kalırız.
But we're not here to take more of that.
Daha fazla ilaç almaya da gelmedik.
We're still here.
Hâlâ buradayız.
We're not gonna lose anymore - - not our guns, not our safety, not after everything we've done to get here.
Daha fazla kaybetmeyeceğiz. Ne silahlarımızı, ne güvenliğimizi. Bu duruma gelebilmek için yaşadığımız onca şeyden sonra olmaz.
Is it really easier to eat human flesh than to just tell me why we're still here?
Neden burada olduğumuzu söylemye kıyasla....... insan eti yemek daha mı kolay?
I mean, we're right on the line here.
Uçurumun kenarındayız yani.
But good news, you're here and we're in the black now.
Ama sevindirici haber, buradasınız ve bizim de cebimiz dolu.
Here's what we're gonna do.
Yapacağımız şey şu.
Now that we're here... it would be so easy.
Ve şimdi buradayız.. .. bu çok basit olurdu.
We're getting way ahead of ourselves here. No, I don't think so.
- Konunun dışına çıktık biraz sanki.
What we should be worried about is how we're going to help her from out here.
Asıl derdimiz onu oradan nasıl çıkartacağımız olmalı.
- We're done here.
- Buradaki işimiz bitti.
We dropped a 200-pound AC on an ex-con, and, yeah, it looks like the cover-up's working, but there's a long way to go before we're out of the woods here.
Anlaşılan hikâyemiz şimdilik işe yarıyor ama kritik safhayı atlatmamız için çok yolumuz var.
And it feels like we're getting pulled into something sticky here, so...
Bizim de hoşumuza giderse belki, bilemiyorum...
We're not talking a common criminal here.
Burada ortak bir suçludan konuşmuyoruz.
We're fighting for our lives here.
Burada hayatlarımız için savaşıyoruz.
What we're doing here, the sober affairs of men...
Burada yaptığımız şey, erkeklerin aklı başında işleri...
We're in trouble here!
Başımız belada!
Don't come here moaning about, "We're in trouble."
Buraya gelip "Başımız belada" diye inleme.
I'm saying if we're being honest here and not to cast aspersions, but I've seen a lot of snakes in my day, and that man is a scorpion.
Yani, burada dürüst oluyorsak ve iftira atmıyorsak, ama günümüzde çok sayıda yılan gördüm, ve o adam bir akrep.
That's why we're here.
Bu yüzden buradayız.
We're nearly done here.
Neredeyse bitirdik.
We're here.
Geldik.
We're blind here!
- Burada pusudayız!
None of us know what we're dealing with here.
Burada neyle uğraştığımızı hiçbirimiz bilmiyoruz.
We're here now.
- Şu an buradayız.
And the only reason we're here now. Is to see if you want to do something about it.
Şu anda burada olmamızın tek nedeni bu konuda bir şeyler yapmayı ister misin diye anlamak!
We're wasting our time here. Let's get out of here.
Burada boşa vakit harcıyoruz.
Excuse us. We're not done here.
- Bize müsaade edin, henüz bitirmedik.
You're not the bad guy here. We know that, too.
Buradaki kötü adamın sen olmadığını da biliyoruz.
Is that why we're here?
Bunun için mi buradayız?
We're all just trying to figure out what happened here.
Hepimiz burada ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz.
I don't even know what we're saying here.
Burada ne dediğimizi bile bilmiyorum.
Well, that's why we're here so that you can tell me what happened.
Bu yüzden buradayız. Bana ne olduğunu anlatabilirsiniz.
I think we're done here, Rachel.
Burada işimiz bitti Rachel.
We're in the middle of a bomb threat here.
Bomba tehdidinin ortasındayız burada.
It's what we're here for.
Bu yüzden buradayız.
Okay, Grace, we're here.
Geldik Grace.
Yeah, that's why we're here.
Bu yüzden sana geldik zaten.
Our plane was forced to land and we're stranded here.
Uçağımızı buraya sürüklediler, mahsur kaldık.
The ones of us they don't get down here, we're just gonna swing in Port Royal in a few days.
Burada ölmeyenler bir iki güne Port Royal'de ipi boylayacak.
We move now, pick a target and launch our own attack. We're here to finish what my father started.
Buraya babamın başlattığı işi bitirmeye geldik.
If we're gonna sit here, do we have to watch this?
Burada oturmaya devam edeceksem, bunu seyretmek zorunda değilim herhalde.
You're saying this is what we can expect here?
Aynısının burada da yaşanabileceğini mi söylüyorsunuz?
We're here. Trying to do what we got to do, but...
Yapmamız gerekeni yapmaya çalışıyoruz, ancak...
That's why we're here.
Burada olmamızın sebebi bu.
Anytime you wanna talk, we're here for you.
Konuşmak istersen biz her zaman hazırız.
we're here for you 118
we're here to help you 127
we're here to help 116
we're here to 16
we're here to rescue you 16
we're here to protect you 16
we're here now 105
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
we're here to help you 127
we're here to help 116
we're here to 16
we're here to rescue you 16
we're here to protect you 16
we're here now 105
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here i go again 25
here we go now 20
here's your mail 22
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here i go again 25
here we go now 20
here's your mail 22